Klanının yönetimine destek amacıyla ideal eşi bulmaya kararlı bir şekilde saraya gelen Meg ve bir casus olarak burada düşmanlarının arasına sızan ,yakışıklı, güçlü, tam bir savaşçı diyebileceğimiz Alex arasında başlayan aşkı anlatan bu kitabı, İskoç tarihi ile sarmalanmış tam bir romatizm şöleni gibi görüyorum. Her ne kadar ilk yarı o bayıldığım İskoç yaşamı yerine sarayda geçmesinden dolayı beni biraz hayal kırıklığına uğratsa da Alex’in savaşçı yönünün öne çıktığı, mücadelenin , çelişkilerin ve Meg ile Alex’in birbirlerine ölümüne duydukları bağlılığın sonuna kadar hissettirildiği ikinci yarı beni yine beklentilerimin çok üstünde bir noktaya taşıdı. Yazarın tarzı bence mükemmel, aktarımlar yüzeysel değil, o dönemde toprakları için mücadele eden reislerin ve halkın durumunu içinizde hissediyor, aşkın gelişimi ve gücünü sonuna kadar yaşıyorsunuz. Şanslıyız ki bence her iki kitabında çevirisi mükemmeldi, hiç anlatım bozukluğu ve basım hatası yoktu. Bunlarda kitabın mükemmelliğini daha da perçinliyor…