Hiç şüphe yokki ibn kuteybe bu ümmetin yetiştirdiği büyük alimlerden bi tanesidir.O da gökteki yıldızlardan biridir.Ondan tabii olarak eksiksiz hatadan salim bir eser elbette beklenemez.İnsan olması hasebiyle tabiki hata yapacaktır.Hatadan ve eksikliklerden münezzeh olan bir ve tek olan alemlerin rabbi olan ALLAH dır (c.c).
Hadis ilmine olan kin,nefret ve akıl almaz ilim dışı iddialara bir cevap niteliğinde olan eser,elbette okumaya değer,baştada ifade ettiğim gibi eksik tarafları olacaktır.Zaten bir eserin hatadan salim olduğunu düşünmek şirk'tir.Tabiki alemlerin rabbi olan ALLAH (c.c) kitabı olan kur'an bunun dışındadır.Eserde dikkati çeken en önemli nokta müellifin yaşadığı dönemde hayli güçlü olan mutezileye verdiği cevaptır.Bilindiği gibi mutezile aklı ilahlaştıran bir fikir akımıdır.Zamanın abbasi halifeleri olan memun ve mutaassım tarafından siyasi olarak himaye edilmiş olup,fikirlerini rahatça yayma imkanı bulmuşlardır.Hatta vezirlerini dahi bu mutezile alimlerinden intihab etmişlerdir.Abbasi döneminde yunanca felsefe eserlerinin tercüme edilip okunmasıyla ortaya çıkmış olan bu akım,günümüzde mutezile değilde zekeriya beyaz ve yaşar nuri gibi şahışların,şahsiyetlerinde kendini bulmuştur.Yani bu hadis düşmanlığı yeni bir şey değildir,tıpkı peygamberlik iddiasının yeni olmadığı gibi,biliyorsunuz rasulullah s.a.v döneminde bir müseylime çıkmıştı(tabi müseylimeyi hadis ilmini yok sayanlar kabul edemezler)işte bu dünyanın ahvali budur.Neden acaba diye düşünüyor insan ister istemez,bu garez bu kin elinde hiçbir delil olmadan ve olan delilleride güya Kur’ana arz ederek çürütmeye çalışan tuhaf bir zihniyet bu.Sanki rasuli ekrem kur’anı bilmiyordu,Allahın rasulüne kur’an öğretmeye kalkan acip bir gürüh.
Birde mütercimden bahsedelim,şu an adının önünde prof. ünvanı taşıyan bu ademe ne demeli,kitabı tercüme etmiş,önsözünde yere göğe sığdaramazken,şimdi takındığı menfi tutumu ne ile izah edebiliriz.Yooook kardeş kusura bakma hayatını hadis ve alakalı kitab yazmayla kazanacaksın,”namazların birleştirilmesi” isimli kitabı telif edeceksin,ki o kitab namazları nasıl cem ederim diye 313 tane hadisi havi olacak,o hadislerle fıkhi hüküm çıkartacaksın,sonra ibni kuteybenin malum eserini çevirip göklere çıkaracaksın,karnını bununla doyurup,sonra çark edeceksin madem öyle bu kitablar senin şu anki görüşlerini yansıtmıyor.Zahmet olacak ama onları toplatmak zorundasın,bu ilim ahlakı için çok önemlidir.
Birazda hadis konusunda bilgi verelim,bilindiği gibi hadis yaratılmış olan söz anlamındadır.Her insanın sözü hadistir esasen,o yüzden peygamberin sözlerine hadisi şerif denir yani şerefli söz anlamında.
Hadis ilmi peygamberin sağlığında ve son zamanlarında yazılmaya başlanmıştır,yazı pek az olsada ebu hureyye ve abdullah ibni as gibi bazı sahabe yazmıştır.Araplarda aslolan zaten ezberleme idi,ezber küçümsenecek bir olay değildir.Ayrıca bu ezberler birbirinden bağımsız olarakta vardır.Yani iki veya üç veya daha çok sahabe bir hadisi rivayet etmişlerdir.bunda lafız farklılığı olsa bile mana aynıdır.
Hadislerin tedvini ise hicri 80 den itibarendir,buna delil abdurrezak’ın musannef isimli eseridir.Daha sonra imam malik’in muvatta adlı eseri ve daha ilerde buhari,mülim,ibn mace,nesei,ebu davud,tirmiziyi örnek gösterebiliriz.Hemen şunuda ilave edelim bu eserlerde noksan sıfatlardan münezzeh değildir,muhakkak onlarında içinde hatalar vardır.Unutmayalımki üreten hata yapar.Fakat bunun akabinde alimler bir hadis ilmi,cerh tadil ilmide geliştirmişlerdir.