1. Dünya Savaşı’nda en son terk ettiğimiz yer olan Medine’nin hangi zorluklarla, hangi oyunlara karşı nasıl savunulduğunu o dönem Medine’de yaşamış bir gazeteci-askerin şahitliğiyle okumak sadece o döneme değil, günümüz Ortadoğu’suna da ışık tutuyor. Kitap, dönemin şahsiyetlerinin tanıklıklarıyla, alıntılarla zenginleştirilmiş. Çanakkale kadar önemli ve Çanakkale’den çok daha uzun süre, savaşın sonuna kadar savunulmuş Medine destanının kahramanı Fahreddin Paşa’nın hem bir komutan hem de bir Müslüman olarak azim, çaba ve sebatını gösteriyor.
Kitabın sonundaki fotoğraflar iyi düşünce, ancak Hicaz cephesinin ayrıntılı bir haritasının/haritalarının olmaması önemli bir eksiklik.
1. Dünya Savaşı’na dair mutlaka okunması gereken bir eser.