Nereye gideyim bilmiyorum.Ya da hangisine uyabileceğime karar verebilmiş değilim.İçimdeki sesi mi dinlesem, sesimdeki içe mi yürüsem?
İkilemler arasında geçen bir hayat, bu yoğun tempoya uyum sağlamaya çalışan bedenler ve bedenlerin çelişkileriyle şıkışmakta olan ruhlar.
Hiç düşündük mü hazlarımızı memnun etmeye çalışırken ruhumuzun halini?”İçimden bir ses” dediğimiz zaman ruhumuzun çırpınışlarını duyduk mu acaba?Duymuşsakta elimiz uzattık mı, yarasına bir merhem sürmesi için?
Necdet Şen -karikatürist/çizgi romancı/gazeteci-sanırım tam da bu sorulara cebelleşirken vurmuş kendini yollara.Aslında hemen hemen hergün günlük yaşamın daraltıcılığından/baskısından/toplum dayatmalarından kaçmak adına kurduğumuz hayalleri gerçeklerştirmiş.Gerçekten hepimiz zaman zaman ''KENDİMİZİ NEREYE SORUSU SORMADAN YOLLARA VURMAK,SADECE GİTMEK'' istemiyor muyuz...
Hem içindeki sesi dinlemiş yürümüş,hem de sesindeki içi ile konuşmuş yazmış okuyuzuyla paylaşmış iyi ki de öyle yapmış..
medyanin adami olmayi reddederek isinden ayrilip hindistan ve nepale dogru yola cikan, yolda yasadigi tum sefillikleri acik yureklilikle nereye adli bu kitabinda toplayan NECDET BEY'e elllerinize yüreğinize gözlemlerinize ayaklarınıza beni zaman zaman güldüren ince mizah anlayışınıza sağlık diyor ve ''gezi türünden hoşlanmasınız dahi''bu yolculuğa tanık olun diyorum...
Günün birinde NEREYE diye sormadan gidebilmek dileğiyle....