Paris Düşerken Hakkındaki Yorumlar

tarih ve kurgu iç içe. hiç bitmesin dediklerimizden...

2.dünya savaşı meraklıları için çok başarılı bir kitap

Ehrenburg'dan muhteşem bir roman. İkinci Dünya Savaşı yıllarında işgal altındaki Paris'i çeşitli yönleriyle tasvir eden ve toplumsal yapıyı gözler önüne seren bu harika romanı kesinlikle tavsiye ederim.

Tam bir " BAŞYAPIT"

İkinci Dünya Savaşı'nda Fransa'nın Almanlar tarafından işgalini ve bu işgale direnen Fransız partizanları ve savaş stratejilerinde dönen birçok politik tutumu daha iyi tanıyabileceğiniz bir kitap. Okuduktan sonra aynı yazarın Fırtına I ve II. cildini de alacaksınız. Serinin son kitapları Dipten Gelen Dalga I ve II'yi de okuduktan sonra Ehrenburg sizin için vazgeçilmez bir yazar olaccaktır...

edebi değeri çok yüksek yazarının baş yapıtlarından ve türkiyede bir zamanlar yasaklanmış bir kitap

Sayfa sayısına göre fiyatı da gayet uygun olan çok kaliteli bir dünya klasiği. Çocukluğumdan beri 2. Dünya Savaşında Fransanın neden Almanlara hemen teslim olduğunu düşünürdüm. Nedenini detaylarıyla çok iyi anlatan ve konusu itibarıyla güncelliğini hiç yitirmeyecek bir eser.

ikinci dünya savaşı sırasında alman işgalini yaşayan pariste insan yaşamlarından kesitler sunan güzel bir eser.

Kitabın tek dezavantajı asıl yazışmış dil olan rusçadan değil, fransızdan çevirisinden dilimize çevrilmiş.

20.yy. siyasi tarihine ilginiz varsa mutlaka okumalısınız. Özellikle İkinci Dünya savaşı öncesi siyasi hayat ile ilgili harika bir eser.

2. Dünya Savaşı'nın Sovyet bakış açısıyla ele alındığı bir tarihi nehir roman.Hitler'in adeta elini kolunu sallayarak Paris'i almasını ve dönemin tüm taraflarının tepkilerini işlek bir dille bize aktarmış.Kütüphanemde bulundurmaktan dolayı çok mutluyum.

İlk kez okuduğunuzda anlamadığınız , ikinci kez okuduğunuzda nasıl bir şahaseri elinizde tuttuğunuza inanamadığınız bir kitap. Özellikle hukuk öğrencilerinin okuması gereken bir eser. Okudukça dönemle ilgili haber ve fotoğrafları araştırma gereği duyuyorsunuz.Bittikten sonra size kattıklarını inanamayacaksınız!

politikacıların her yerde politikacı, iyilerin heryerde iyi olduklarının anlatıldığı roman

İlya Ehrenbur'un Nehir roman dizisinin en güzel romanı.

Dili ve anlatımı çok ağır ve çok fazla isim var. Yazıları da çok küçük ve bir zaman sonra cidden çok sıkıcı olmaya başlıyor. İhtilal öncesi ve dönemini tüm olumsuzluklara rağmen çok başarılı anlatmış yazar. Okuması zor ama yinede okunması gereken bir kitap.

İlya Ehrenburg'un bu dev eseri, siyasi,politik,toplumsal yönleri ele almasıyla savaş hakkında yazılmış eserlerin en güzellerinden birini oluşturmakta.Savaşın insanlar arasında açtığı toplumsal ve kişisel yaralar;politikada görülen çürümüşlükler en yalın haliyle anlatılmış.Anlatımındaki duruluk ve akıcılık övgüye değer...

Siyaset nedir'i çok iyi anlatan bir kitap.
Tek kelimeyle paristen insan manzaraları..
İhanet, siyaseti entrika her şey var.

Çok ama çok beğendim. Büyüleyici, sarsıcı... Roman karakterleri kanlı canlı... Mutlaka okunmalı.

Bir baş yapıt olduğunu düşünüyorum. 2.Dünya Savaşı'nın şartlarının oluşmnası sırasında Paris ve Paris Halkı'nın yaşadıklarını bir belgesel tadında anlatıyor.

Paris Düşerken,Fırtına(2) ve Dipten Gelen Dalga(2)'dan oluşan 5 kitaplık nehir romanın ilk cildi.İkinci dünyasavaşı öncesi ve İSPANYA iç savaşında faşizmin ilerleyişini,FRANSA'nın işgalini anlatanmüthiş bir eser.O günlerin psikolojik ortamını çok iyi yansıtıyor ve belgesel gibi bilgilendiriyor.

Ağır bir roman, bitiremedim. Devrim, ihtilal vb. konular ilgi alanınızdaysa güzel fakat değilse sürdürmesi zor bir roman.

Politikanın bir ülke kaderinde ne kadar etkili olduğunu göreceğiz bir kitap. Dipten Gelen Dalga ve Fırtına ile birlikte okuyun. Atatürk'ün, Gençliğe Hitabesindeki "gaflet, dalalet ve hıyanet"le ilgili söylediklerinin somutlaşmış bir hali bu romanlar. Kapitalizm ve sosyalizmle ilgilenenlere de özellikle tavsiye ederim.

Ehrenburg öncelikle iyi bir yazar değil iyi bir muhabirdir. Özellikle bu romanında Fransa'nın içinde bulunduğu durumu muhabirlik deneyimiyle yakından gözlemlemiştir. Fransız sosyalistlerinin Almanlarla işbirliğini, yüz karası Vichy Hükümetini, efsanevi Maginot hattının Almanlar tarafından nasıl tarihsel bir komediye dönüştürüldüğünü ( Fransızlar,Alman saldırısının Almanya sınırından geleceğini hesaplamış, Almanlar ise onları ters köşeye yatırarak saldırıyı bu hat üzerinden değil kuzeyden, Belçika üzerinden gerçekleştirmiştir. ) Fransız komünistlerinin hücre yapılanmasını ve direniş örgütlerini nasıl kurduklarını açık ve sürükleyici bir anlatımla sunmuştur. Sovyet yazını deyince Gorki ve Şolohov'la birlikte vazgeçilmezimdir Ehrenburg. Her kütüphanede bulunmalıdır bu kitap. Şiddetle ama şiddetle tavsiye ederim.

Lise yıllarımda (10 yıl önce) okudum...
O zamanlar "sanki bugünü ve bizi yazmış" diyordum ama şimdi düşünüyorum kesinlikle tarih tekerrürden ibarettir...
İlk 60-70 sayfa biraz skabiliri. Yazar karakterleri ve hikayeyi tanıtmayı uzun tutmuş. Bir de Fransızca isimler zor okunuyor ama tavsiyem bunlara takılmayın ve Fransızca kelimeler kendinizce bir okuyuş tarzı belirleyin. Nede olsa kendinizden başkasına okumuyorsunuz.

Hiç kuşku yok ki Paris Düşerken Tolstoy'un Savaş ve Barış'ı gibi büyük bir klasik.Bir ülkenin nasıl adım adım uçuruma sürüklendiğinin, nasıl satıldığının ve ülkesini seven insanların onurlu mücadelesinin bu kadar iyi anlatıldığı çok az roman vardır.Ellerinde tabanca altlarında son model jeeplerle kahramancılık oynayanlara, hayranlık duyanların bu kitabı okumalarını ve basit ama gerçek kahramanları görmelerini isterdim ama nerdeeeeeee...Okusalar zaten izlemeler.

Ehrenburg'un bu kitabının ününü çok duymuştum. Kitabın özellikler tarihi bir nitelik taşıması önemini artırıyor. Çünkü yakın tarihi çok fazla öğretmeyen daha doğrusu anlatmayan bir eğitimden geçtiğimiz için bu tür tarihi romanlar geçmişte yaşananları anlamak, kavramak ve tekrar yaşamamak için dersler çıkarmak için bir kat daha önem kazanıyor. Kitabın evrensel basımdan okunmasını da tavsiye ederim. Diğer yorumcuların da yazdığı gibi isimleri akılda tutmak biraz işi zorlaştırabilir. Ama okumaya başladıktan belli bir süre sonra kimin kim olduğu ne düşündüğü neyi savunduğu daha anlaşılır bir hale bürünüyor. Aslında demokrasi denen şeyin de ne menem birşey olduğunu anlatması bakımından da okunmasını tavsiye ederim.

1990 yılında lisedeki kütüphanemizde tesadüfen keşfettiğim bu kitap İlya Ehrenburg''u yakından tanımama neden oldum. Bir solukta bitirdiğim bu kitabı "Fırtına" ve "Dipten Gelen Dalga" takip ettim. Daha sonraki yıllarda bu kitabı birkaç kere daha okuma fırsatını edindim. Yalın dili, sürükleyici konusu, çok sayıda karateri ile tarihsel bir ana tanıklık eden bu nehir romanı çok beğeneceksiniz. İspanya İç Savaşı''ndan sonra başlayan ve İkinci Dünya Savaşı''nın ilk yıllarına uzanan bu kitabı mutlaka okuyun. Tabii ki "Fırtına" ve "dipten Gelen Dalga"yı da...

Eğer sizde benim gibi iseniz bu kitap ilk 50 sayfada sizi çok sıkacak. Tabi birde bana hep garip gelen fransız isimlerini akılda tutup konuya hakim olmaya çalışacaksınız. Ama birşeyi kesinlikle belirtebilirimki biraz ilerlediğinizde kitap elinize yapışıyor sanki. Olayların tasviri, anlatım tarzı, gerçekcilik payı öylesine bağlıyorki sizi ilk kitabı 3 günde bitirmisseniz 2. kitap için özel bir gün ayırıyorsunuz kendinize. En çok neyi beğendim dersem; savaşın patladığında ölen hiçbir insan için öldü denmeyip sadece tasvirle bunu sizin anlamasını sağlaması. Mutlaka okuyun...