E-Dergi

Üçüncü Yol politikasının teorisyeni olan Anthony Giddens'tan özellikle küreselleşme sürecini açıklamaya yönelik bir kitap bu. Günümüz dünyasının en önemli sosyologlarından biri olan Giddens’a göre küreselleşme, bir yandan yeni uluslar-üstü sistemler ve güçler üreten, içinde bulunduğumuz toplumu dönüştüren, diğer yandan da özellikle gelişmekte olan ülkeleri günbegün değişime uğratan, politik ve ekonomik etkilerden doğan bir dizi karmaşık sürecin adı. Küreselleşmeye yönelik bu fazlasıyla iyimser yaklaşımı onaylayın ya da onaylamayın, bu kitabı okumakta yarar var.

Küreselleşme ile birlikte farklı boyutlar kazanan ve gitgide önem kazanmaya başlayan sosyal politika, son yıllarda sıkça akademik çalışmalara konu olmakta. Bu konuda araştıracak, ele alınacak çok sayıda konu ve nokta var. Bu bağlamda bu akademik çalışmalar büyük bir gereksinimin ürünü. Türkiye'de ise bu konudaki güncel kaynak sayısı bir hayli sınırlı. İşte bu noktadan hareket eden Ayşe Buğra ve Çağlar Keyder, sosyal politika literatürlerinde son yıllarda yer edinen önemli çalışmalara bu kitapta yer vermişler. Marshall'ın artık bir klasik halini alan yurttaşlık konulu makalesi bunlardan birisi. Danimarkalı sosyal bilimci Esping-Andersen'de bu seçkide iki makalesi ile yer alıyor. Mingione, Ferrara, Gough, Deacon, Kleinman, Moreno, Standing diğer yazarlar arasında. Bu konuda büyük bir açlık ve gereksinim var. Bu kitap tüm sosyal bilimcilerin edinmesi ve okuması gerektiği bir kitap.

Marmara Üniversitesi'nden Fuat Ercan ile Mersin Üniversitesi'nden Yüksel Akkaya'nın derlediği bu kitap, Türkiye'nin çeşitli üniversitelerinden akademisyenlerin makalelerinden oluşuyor. Bu makalelerin birçoğu doyurucu olduı-ğunu söyleyebiliriz. Bu kitap, özellikle akademik çalışma yapanların elinin altında bulunmalı.

Her ne kadar biz onu üçüncü yol teorisyeni olarak tanısak da, Anthony Giddens dönemimizin önemli sosyologlarından. Bu kitap ise Max Weber etkisi ağır bassa da oldukça kapsamlı ve başarılı bir kitap. Sosyolojiye yeni başlayanlara sağlam bir temel oluşturacak, hacim bakımından da oldukça geniş olan bu kitap okunmalı.

1990 yılında lisedeki kütüphanemizde tesadüfen keşfettiğim bu kitap İlya Ehrenburg''u yakından tanımama neden oldum. Bir solukta bitirdiğim bu kitabı "Fırtına" ve "Dipten Gelen Dalga" takip ettim. Daha sonraki yıllarda bu kitabı birkaç kere daha okuma fırsatını edindim. Yalın dili, sürükleyici konusu, çok sayıda karateri ile tarihsel bir ana tanıklık eden bu nehir romanı çok beğeneceksiniz. İspanya İç Savaşı''ndan sonra başlayan ve İkinci Dünya Savaşı''nın ilk yıllarına uzanan bu kitabı mutlaka okuyun. Tabii ki "Fırtına" ve "dipten Gelen Dalga"yı da...