Tanpınar'ın bu romanı oldukça başarılı, bir o kadar da ağır tahlillerle dolu. Yazar romanının başkahramanı ve anlatıcısı olan kişiyi (Cemal'i) İstanbul'a getirterek romanını başlatır.
Romanın adı Kurtuluş Savaşı yıllarında Anadolu var gücüyle mücadele ederken Anadolu dışında kalan sahneden, yani sahnenin dışındaki İstanbul'dan geliyor. İşgal altındaki İstanbul halkının tereddütlü, sinirli, çaresiz; doğru tabir edebilirsem eğer diken üstündeki ruh halini ise filmden kareler gibi araya koymuş yazar. İstanbul'un o dönem değişen çehresi ve kültürel hayatını da çok güzel betimlemiş Tanpınar.
Kitaptaki kişi kadrosunun fazla olması zaman zaman ''Acaba bu kimdi, neydi?'' diye düşündürse de psikolojik tahlil ve betimlemeleri seven biri olarak yazarın bu kalabalık kadrosunu ve karakterlerinin tahlillerini okurken keyif aldım doğrusu.
Son olarak şunu eklemek isterim ki kitabın sonu bende büyük bir şaşkınlık ve hayranlıkla bitti. Tanpınar büyük bir romancı.