Eserin sözlü tarih alanında bir deneme ve ilk olması, bundan sonra bu yolda yapılacak çalışmalara önemli ve ciddi bir temel teşkil edeceği ve bu uğurda ilham verip destek olacağı şüphesizdir. Yayına verilmeden önce son okuyan kişi isminin zikredilmiş olması beklentiyi bu yönde artırmış, fakat ne yazık ki kitap baştan sona yazım hataları ile dolu ve söz konusu yanlışlar tolere edilebilir sınırın çok üzerindedir. "Bulgar Türk'ü" gibi mantık dışı bir niteleme yapmada beis görmeyen zihniyettekilerin ısrarla ve ibretle okumaları tavsiye edilir.