Genel olarak hayat ve eğitim hayatı üzerine epeyce güzel anlatımlar bulabileceğimiz kitap; örgün ve zorunlu eğitim meselesiyle başlıyor. Bu bilgileri talep etmeyen öğrencilerde okulun, kronik bir agresiflik yarattığını ve öğrencinin ruhunda sebep olduğu kasırgayı açıklıyor. Ayrıca öğrencilerin yeni ve yaratıcı fikirler ortaya koyma becerilerinin, okul süreci sonunda yüzde 98’den yüzde 2’ye düştüğünü de aktarıyor. Mesela etkili kitap okumada okullarda kullandığımız sayfa veya kitap sayısını temel alan, ödüle dayalı sistemin okuma eyleminin kaliteli olmasının köküne kibrit suyu dökmesi gibi birçok konuya değinen kitap, sağlıklı toplum oluşumu için özlü bir kılavuz niteliğinde. Bir de kitabın son sözünde yer alan “Okumak ve yazmak kişiyi âtıl bırakıp fiilden uzaklaştırırsa salt bir entelektüel keyif malzemesi olmaktan öteye geçemez.” ifadesi de beni hayran bırakan bir tespitin söylemi idi. Tavsiye ederim.