Çağının Çocuğu Hakkındaki Yorumlar

Onaylı Yorum Bu yorum, Onaylı Yorumcu tarafından yazılmıştır.
Hayata dair anılar
Thomas Mann’ın büyük oğlu olarak tanıdığımız Alman yazar Klaus Mann; (1906- 1949) yılları arasında 43 yıl yaşamış, maddi sorunlar ve depresyona dayanamayıp, intihar ederek yaşama veda etmiştir. Bir yazarın farklı alanlarda eserleri varsa; tek ve ilk yazdığı eseri okuyarak tamamı hakkında fikir yürütmek, büyük bir yanılgı olur. Ben yalnızca ilk yazdığı eseri okudum.

Çocukluğundan olgunluk yaşına kadar farklı eserler üreten yazar, bu eserinde anı ve öykülerini toplamış. “Çağının Çocuğu” olarak yaşadığı Nazi Almanya’sı dönemindeki sorunlu ve mutlu anılarını bizlere aktaran yazarın, babasının gölgesinde kalmamak için özel ve yoğun bir çaba sarf ettiğini gözlemliyoruz.

Geçmiş döneme ait bilgi, bulgu, yorum ve gözlemleri hakkında bir kanaat edinmek, nereden nereye geldiğimizi mukayese edebilmek için okumakta yarar görüyorum. Duygusal ve yalın bir anlatımı olmasa da içerikten edinebileceğimiz bilgiler var.

İki de öneri sunup sözümüzü bağlayalım: Kanun gereği sinema ve dizi filmlerde; gençlere olumsuz örnek olmasın diye, kadeh ve tütün ürünlerine buzlama/karartma yapıldığı gibi, bu kuralın kitap kapaklarında da uygulanmasını öneriyorum. Ayrıca yazı karakteri büyüklüğü bir numara artırılabilir.

Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (3)
Hayır (2)
Bu Yorumu Yanıtla
Onaylı Yorum Bu yorum, Onaylı Yorumcu tarafından yazılmıştır.
Melek Ceylan
16.09.2021
Sıra dışı bir yazar, sıra dışı bir hayat
Alman edebiyatının en önemli isimlerinden biri olan Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Thomas Mann, meğer ailenin edebiyat ve sanat alanındaki tek yetenekli kişisi değilmiş. Ağabeyi Heinrich Mann bir yana oğlu Klaus Mann de oldukça yetenekli bir edebiyatçıymış. Bunu okuduğum bu eserde farketmemem mümkün değildi.

Eserimiz Klaus Mann'in otobiyografik yapıtıdır. Yaşadıklarını gerçekçi bir üslupla bize yansıtıyor. Sanki o dönemde yaşamışsınız gibi hissedebiliyorsunuz kendinizi. Klaus Mann’ın yaşadığı dönem çalkantılarla doludur. İki büyük dünya savaşını bizzat yaşamıştır. Ki kitapta 1. Dünya Savaşı’nın sonuçları ve getirileri ile 2. Dünya Savaşı öncesinin derin siyasi çekişmelerini de az çok farkediyorsunuz.

Klaus Mann'ın Almanya ve tüm Avrupa’da sanat alanında devrimlere sahne olan bu dönemde, içinde yaşadığı aile evinin sanatçılar ve çağının entelektüelleriyle dolu ortamından nasıl etkilendiğini, topluma yön veren düşünce adamları ve edebiyatçıların yer aldığı, babasının dostlarından oluşan bu topluluk onun ilk çocukluk çağlarından itibaren seçkin bir sanat ve fikir ortamında büyüdüğünü görüyoruz.

Kendi kardeşleri ve komşu ailelerin çocuklarıyla kurduğu tiyatro toplulukları aracılığıyla sahneledikleri oyunlardan da sık sık bahsetmiştir K. Mann. Kurdukları “Alman Mimcileri Amatör Birliği”nin defterine kaydettikleri bilgiler, hem onun hem de arkadaşlarının bu etkinliği ne kadar ciddiye aldıklarını göstermektedir: “Amatör birlik 1 Ocak 1919 günü Erika ve Klaus Mann ve Ricki Hallgarten tarafından kuruldu. Amacı tiyatro oyunlarını sergilemektir. Oybirliğiyle Erika ve Klaus Mann başkanlığa seçildiler ve Ricki Hallgarten de metin yazarı ve kasiyer olarak görevlendirildi. Diğer üyeler geçici olarak sadece Golo ve Monika Mann. Gösterilerde giriş ücreti talep edilmeyecektir. Sadece genel masraflar için kasa yerine bir bağış kutusu konabilecektir. İlk oyun olarak von Körner’in Gouvernante (Mürebbiye) adlı eseri seçilmiştir." (s.80)

Klaus Mann sekiz yaşında iken 1.Dünya Savaşı patlak verir. Bu dönem Mann ailesinin herkes gibi savaştan etkilenmesine neden olur. Belki de ilk kez Klaus ve kardeşleri maddi imkânsızlıklarla yüzleşmek zorunda kalırlar. Aynı dönem hem Klaus hem diğer aile bireyleri için hastalıklarla geçer. Öyle ki onun deyimiyle ölümün gölgesi onu sıyırıp geçmiştir.

Berlin ve Münih gecelerindeki kaçamakları, 1923 yılından itibaren Almanya’yı kasıp kavuran, insanları bir gece yoksul hale getiren enflasyon dalgasına rağmen azalmamış, oldukça becerikli bir iş adamı olan arkadaşları sayesinde bir bohem hayatı yaşamışlardır. Henüz genç olan ve siyasi olarak belirgin bir yönelime sahip olmayan yazar, günlerini gece kulüplerinde arkadaşlarının düzenlediği partilerde geçirme alışkanlığı edinmiştir. Hatta intihar fikirleri de çok ilginçtir ve bunu da sanki çok doğal bir şeymiş gibi bize sunuyor.

Ben eseri çok başarılı buldum. Belki çoğu insan "aman bana ne başkasının hayatından, okuyup niye vakit harcayayım" diye düşünebilir. Demeyin a dostlar. Böyle sıradışı yazarları okumaya değer bazı anlar.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (2)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
zeynep gürpınar
20.10.2020
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Beni tatmin etmedi belkide beklentiyle aldigim icin bilemiyorum
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
mtmb
18.06.2020
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Naziler'in Alman toplumuna egemen olmaya başladığı ve baskıyı giderek artırdığı döneme ait ilgi çekici bir hatırat. Döneme ilgi duyanlar için tavsiye ederim.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla