Elizabeth karakterinde pek çok açıdan kendimi seyrettiğime değinmeden evvel, aşka yahut sevdaya dahil olabilecek her hususun bir şekilde canıma dokunduğu ve hiçbir duyguyu bu denli kavi hissedemeyeceğime duyduğum inancın yaşantımla sabit olduğu hakikatini belirterek analizime başlamalıyım. Bu sebeple hedef sevda oldukça bir yanımla vurulmamam için bütün sebepler hiç oluveriyor. Sevdanın bütün meşguliyetleri bir kenara itme gücünü, icabında en değişmez addedilen kararları da yerle bir etmesini bilen yanı ve Elizabeth'i diğerlerinden ayırt etmemize olanak tanıyan ruhu okşayan olgunluğunu, idrak kuvvetini Gurur ve Ön Yargı'da hayranlıkla hissettim. Austen'in kelime dağarcığında bir hazine yattığına duyduğum inanç, Ahmet Rasim'den sonra ilk kez nispeten yabancısı olduğum fakat beni elfazıyla büyüleyen bir müellifi daha gönlümde baş köşeye taşıdı.