"Saraydan Sürgüne" adlı romanıyla tanınan Kenize Murad, söyleşilerden oluşan bu kitabında sadece İslâm âleminin değil, insanlığın da en büyük sorunlarından, kanayan yaralarından biri olan Filistin meselesine her iki taraftan insanların tanıklıklarıyla çarpıcı bir ışık tutuyor. Filistinlilerin yaşadığı akıl almaz işkenceler, haksızlıklar, özellikle İsrailli yerleşimcilerin ve askerlerin insanlık ve onunla ilgili her şeyden ne kadar da uzak oldukları yanında dindaşlarının yaptıklarının insanlıkla ve yahudilikle bir ilgisinin olmadığını söyleyip bu uğurda onlara karşı Filistinlilerin yanında mücadele eden -sayıları her ne kadar çok az olsa da- hahamından avukatına İsrail ve Filistin toplumundan değişik ve uç örneklerle yapılmış söyleşiler.
Kenize Murad'ın söyleşilere fazlaca yorum katmayıp genellikle olduğu gibi aktarması, dilinin sadeliği ve akıcılığı kitabı bir çırpıda okumanızı sağlıyor. Bu kitapla sadece Filistin toplumunu, azmini ve mücadelesini değil, İsrail'in de kendi içinde nasıl bölünmüş bir toplum olduğunu, İsrail'deki yahudilerin psikolojisini, siyasetçilerin ve medyanın olayları nasıl da çarpıtıp insanların beyinlerini yıkadıklarını ve önyargılarını iyice kökleştirdiğini örnekleriyle anlıyorsunuz. Kitap altı çizilecek satırlarla dolu.
Kitabın sonuna eklenen "İntikam Ahlakı" adlı kısa bölüm, çocuğu Filistinlilerce kaçırılıp öldürülen İsrailli bir babanın İsrail hakkında yaptığı acı tespitlerle dolu.
Bu kitap okunmadan İsrail-Filistin meselesi anlaşılamaz, çünkü sıradan ama büyük acılar yaşamış insanların duygularını olanca yalınlığıyla, iç parçalayan yanlarıyla bu kitapta okuyorsunuz.