M. Çiftci’nin kaleminde bana tanıdık gelen çok şey var, okurken düşündüm de aşina olduğum onca şey arasında onun edebiyatını sevdiren en tanıdık yan şu: ikimiz de trajikomikleştiriyoruz yaşananları, böyle böyle geliniyor belki de hayatın içindeki onca haksızlığın, yanlışın ve acının üstesinden. Böyle böyle kolaylıyoruz yaşam yükünü. Yine kedere neşe katarak en yalın haliyle öyküleştirmiş yaşamın en yalın hallerini. Sen yaz, ben okuyayım. Tanıl Bora’yla da derleyin allasen en kısa sürede yine girift Türk aile yapısına dair bir şeyleri, hala olur teyze olur...