Paris ve Londra'da Beş Parasız Hakkındaki Yorumlar

Orwell sevenlere hitap edecek güzel bir kitap. Tavsiye ederim.

Konusu oldukça dikkat çekici, herkesin kitap içerisinde kendinden bir parça bulabileceğini düşünüyorum

iliğinize kadar hissediyorsunuz parasızlığı

Knut Hamsun'un Açlık'ı, Jack London'un Doğu Yakası kitabı neyse bu kitap daöyle bir kitap. Açlığın, fakirliğin, sefaletin öyküsü. Herkesim okuması gerek. Elimizdekilerin kıymetini anlamaya faydalı olur belki.

Hayata daha farklı bakmamı sağladı. Şuan başka bir yerden yayımlanıyor, kesinlikle alın.

George Orwell'IN TÜM KİTAPLARI GİBİ BUNUNDA MUHTEŞEM OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM

Orwell'dan bir muhteşem yapıt daha. Bu tür otobiyografi tarzı kitapları seviyorsanız bunu da çok seveceksiniz. Fakirliğin, yokluğun dibi nedir okuyunca anlayacaksınız. Ve bu kitabın bizlere ulaşana kadar, daha doğrusu basılana kadar başından geçenleri de kitabın başında öğreneceksiniz. Ben beğendim. Paris günleri özellikle çok iyiydi. Londra günleri olayı biraz toparlama gibi olmuş. Özellikle restoranlarla ilgili kısımları oldukça ilginizi çekecektir. Orwell okunur.

Mevcut hayatlardan çok yakın olmadığımız bir tanesinin kusursuz sergilenişi. Sokakta yaşamanın, gerçek aç olma halinin betimlenmesi.
10 üzerinden puanları;

Anlatım/akıcılık: 8
Edebi Değer: 8

Hayatıma anlam kattı bu kitap. Sefaleti, rezaletin en yalın haline tanık oldum. Zaman zaman madden yorulduğumda bu kitap geliyor aklıma ve ohhh çekiyorum halime. Yazar ise büyüklüğünü, kendi rahatından feragat ederek sefillerle aynı odada yatarak, bir sigaranın peşinde koşarak, aynı duşta yıkanarak, o anki gerçeciliği gözünüzün önüne seriyor. Lütfen okuyun.

George Orwell'ın Paris ve Londra'da yasadigi parasızlık donemlerini ve bu donemleri nasıl atlattığını anlatan surukleyici bir biyografi kitabı. Yazarın parasızlığın kendisine öğrettiklerini yazdığı son bölüm kitabın genel olarak okuyucu üzerinde bıraktığı etkileyiciliğine ekstra bir katkı yapıyor. Okumasi keyifli bir kitap.

George Orwell bilinçli bir seçimle yaşamının bir kısmını Paris ve Londra'da toplumda dibe vurmuş berduşlar arasında,onlarla aynı yaşantıyı sürerek birinci elden o dünyayı bize sunmuş.Mükemmel ortam ve kişilik betimlemeleri içeren eseri okurken yaşanan yoklukları ve mekanları,parasızlıkları iliklerinize kadar hissediyorsunuz.Kaçırılmaması gereken bir eser...

Harika bir kitap, betimlemeler süper. Açlığın ve parasızlığın ne demek olduğunu bilmeyenler okuyup sahip oldukları şeylerin farkına varsınlar.

Geoger Orwell'in sert ve gercekci uslubunu sevenler icin ideal bir okuma.
Fakirllik ve cekilen eziyetleri en derin bir bicimde anlatabilmeyi becermis George Orwell.
Kendi de bunlari yasadigi icin iceriden yazmis diyebiliriz.

Orwell'in insanı sefaletin öznesi yapan romanı. Aspidistra romanında sefaleti kabul eden ve bunu hayata karşı bir tavır olarak sunan Orwell "Paris ve Londra'da Beş Parasız"da bu türden bir tavır almaz. Beduşluğun bir anlamda tasvirini yapar. İnsanların bakışıyla gerçekler arasındaki uçurumları gözler önüne serer. Devamlı cepteki paranın hesabını yapmakla bir sıcak çay içmenin getirdiği huzur arasında gidip geliriz.

gercekten okunması gereken bir kitap. Yazar yoksullugun ne oldugunu yoksul insanların hayatını gercekten cok etkileyici bir sekilde anlatmıstır.İnsan kitabın bazı bolumlerinde karamsarlıga dusebilir.Özellikle londradaki berdusları anlatan bolumleri okurken..

Yazar aslında bakıldığında diğer kitapları olsun bu kitabı olsun sosyalist düzenin bir karşıtı olduğunu görebiliyoruz. Troçkist bir düşünce yapısına sahip bir yazar. Ama romanları akıcı ve güzel konularla süslü. Tabi ki yapmak istediği troçkist düşünceyi insanlara empoze etmede başarılı. O yüzden bu kitabı okurken sadece bir roman diye okumak gerekli. Ayrıca george bir ingiliz ajanı olarak da çalışmaktaydı.

Sefaleti iliklerinize kadar hissediyorsunuz okurken... Hakikaten, sözle açlık bu kadar hissettirilir, diyorsunuz... Bu kitaptan sonra, lüks bir otelde asla yemek yemek de istemeyebilirsiniz...:)

kitap, orwell'in sefalet dolu yıllarını anlatıyor. ilk bölümde paris'te, günde 16 saat bulaşıkçılık yaparak toplumun en alt tabakaları içinde geçirdiği zamanlar; ikincisinde ise, londra'da evsiz yurtsuzların kaldığı sefilhanelerdeki anıları... okudukça insanın içi kararıyor ama insan kendisini okumaktan alamıyor. bunu da haliyle, yazarın üslubu sağlıyor. bir de bu kitabı okuduktan sonra en lüks otel ve restoranların bile mutfaklarının içler acısı bir halde olduğunu anlatan yazar sayesinde belirli bir süre dışarıda yemek yiyemedim. etkileyici ve sürükleyici bir anı kitabı. okunması gerekli.

Bu kitabı açken okuyun;çünkü anlatılan sefalete ancak bu şekilde yaklaşabilirsiniz.Ayrıca metinde gülümseyeceğiniz birçok cümleyle karşılaşacaksınız.Yazar,toplumun yok saydığı düşkünler güruhundan kaçmamaış,içlerine karışmış,aldığı notlarla bize "görülmeyeni" göstermiştir.Kitap 1933'te yazılmış da olsa bazı şartların değişmediği açıktır.Bu arada kitabın sonunda yer verilen hala da kullanımda olan Londra argolarını da öğrenebilirsiniz:)
Kitaptan bir cümle:
"Yunanlıya güveneceğine Yahudiye,Yahudiye güveneceğine yılana güven;ama Ermeni'ye hiç güvenme!"

Paris ve Londra'da Beş Parasız, öyle bir roman ki; bazı bölümlerde "şu romanın içine girsem de şu insanlara bir yardım etsem" diye düşünürsünüz. Çünkü romandaki kişilerin çektikleri sıkıntılar, çok etkileyici bir dille verilmektedir. Bilmiyorum aranızda 5-6 gün açlık çeken var mı? Ben şahsen böyle açlık çekmedim ama romanı okurken adeta bu açlığı yaşadım.Ve Orweell böylelikle bize, ülkemizin ve dünyamızın bazı bölgelerinde, günümüzde de yaşanan fakirliği ve açlığı bize hatırlatmış oluyor. Hemen şunu söyleyeyim okuyucular bir mutluluk havası beklemesin. Bu romanda sıkıntılara ortak olmak var. Ama unutmayın ki hayat hep mutluluk dolu değildir.