Türklerin İslam ile ilk tanışmaları biraz talihsiz bir başlangıç ile olur. 705 Yılında Bağdat valisi Yusuf b. Haccac’ın komutanı Kuteybe, Mavera’ün Nehr’i aşarak Horasan bölgesine (Aşağı Türkistan) girerek burada yerleşik hayata geçmiş, ticaret ve sanat ile meşgul olan sivil ve çoğunluğu Türk halkına saldırısıyla başlar. Amacı İslam’ı yaymak felan değil, İpek Yolu üzerindeki bu zenginleşmiş yerleşim bölgelerini yağmalamaktır. Buradaki zenginliği duyan yağma peşindeki çapulcu grubu da Kuteybe’nin yağmacı ordusuna katılır. Öyle ki kılıç, kalkan gibi savaş malzemelerinin fiyatları bu sıralarda ikiye, üçe katlanmıştır. Kitabın giriş bölümü bu bilgilerden oluşmaktadır. Yazar hocamızın cümlelerinde milliyetçi bir eda da kendini hissettirmektedir ancak bununla birlikte yer yer kafa karışıklığı yaşadığı da hissedilmektedir. Zira bugünkü IŞİD’ten farksız bu Emevi ordusunun komutanı Kuteybe’ye pek çok yerde Emevi’lerin Değerli komutanı diyebilmektedir.