İmam Ali Hakkındaki Yorumlar

Okuyan Kütük
08.10.2020
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
bu kitapla dört halifeyi tamamladım
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Purobey
29.08.2020
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Fığlalı hocamın kaleminden harika bir eser daha, sahih gerçek belgelerle tatmin edici bir biçimde özetlemiş, ek olarak abartılı olan hikayelere de yer vermiş baş ucu eseri kesinlikle önerilir.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
saadettin apaydın
05.12.2019
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
mümkün olduğu kadar tarafsız ele alınmış Hz. Ali hakkında güzel bir yapıt.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
emalre
25.01.2017
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Hz. Ali'yi doğru anlatan ender kitaplardan biri. Mutlaka okuyun.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
krcugur
06.05.2016
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Dört halifenin hayatlarını herkesin öğrenmesi gerek.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
MURAT K
23.08.2017
Hz Ali'nin hayatı hakkında detaylı olmasa da bilgiler veren bir kitap yazarın mümkün olduğunca tarafsız kalması kitap hakkında olumlu bir tutum.Kitabın son bölümünde Hz Ali hakkın da ortaya atılan uydurma menkıbelere örnekler vermesi ve Müslümanların bu tür uydurma menkıbelere itibar etmemesi yönünde yapılan uyarıda kitaba ayrı bir önem kazandırmış.İyi okumalar
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
muftuihsan 20.02.2010
İslam toplumu arasındaki ihtilafların, daha doğrusu sevgisizliğin temeline inildiğinde, bunun; diyalog eksikliğinden, yanlış anlamadan ve Müslümanları birbirine düşürerek güçlerini kırmak isteyen çevrelerin çalışmalarından kaynaklandığı görülür. Bunu ortadan kaldırmanın en uygun yolu da Hz. Ali’yi yakından tanımakla mümkün olur.
Hz. Ali’yi ne kadar biliyoruz, ne gibi özellikleri var, biz daha çok hangi özellikleri ile tanıyoruz? Biz yeteri kadar seviyor muyuz, yoksa başkaları aşırı mı seviyor? Bir de mesela Hz. Ali’nin fazileti için eser yazarken İmam Nesai’nin hadisleri topladığında başına neler geldiğini biliyor muyuz? İmam Nesai'nin yediği dayaktan, ayrıca bu dayağın etkisi ile vefat ettiğinden haberimiz var mı? Toplumumuzda daha çok kahramanlığı ve yiğitliği ile dillere destan olmuş Hz. Ali’nin akıl hikmet ve ilimle bütünleşmiş, manevi olgunluk ve büyüklükle taçlanmış dünyası ise daha az tanınmıştır. “Büyük halifeyi ilahlaştıran veya tekfir eden cüretkârlar karşısında Hz. Ali'nin gerçek portresinin çizilmesine ihtiyaç vardır." diye düşünüyorsanız;

İşte bu Hz. Ali’yi okumaya ve tanımaya başlamak için derinlemesine olmasa da genel itibarı ile ilk ele alınabilecek kitaplardan birisi. İslam Ansiklopedisindeki maddenin de bir bölümünü hazırlamış olan Hocamız E.Ruhi Fığlalı Bey kitabını hazırlarken Hz. Ali'yi özellikleri itibariyle ele almış.

HAZIRLIK adlı ilk bölümde, Hz Ali’nin doğumu ve onu tanımaya yönelik ilk ve öz bilgiler verilmiş. Şu kısım dikkat çekici:
Künyesi, Arap âdetine göre ilk oğlun adına nisbetle ‘Hasan’ın babası’ anlamına gelen Ebül-Hasan’dır. Hz. Peygamber tarafından verilen bir künyesi de Ebu Türab(toprak babası)’dır. Hz. Peygamber, bir gün kızı Fatıma’nın evine gelir ve Ali’yi göremeyince nerede olduğunu sorar. Hz. Fatıma, biraz atıştıklarını ve onunda kalkıp gittiğini söyler. Bunun üzerine evden ayrılan Hz. Peygamber, yanındakilerden birine onu aramalarını ister. Daha sonra Mescid’de yattığını öğrenince Hz. Peygamber oraya gider ve onu ridası sırtından düşmüş, vücudu toza toprağa bulanmış uyur vaziyette görür. Eğilerek eliyle tozu toprağı silker ve ‘kalk ey Ebu Türab!’ der. O yüzden Hz. Ali’nin bu künyeyi çok sevdiği rivayet edilir.(Buhari) s.2)

KAHRAMAN adlı ikinci bölümde ve Hz. Ali’nin savaşlardaki kahramanlıkları ile evliliği konusunda bilgiler veriliyor. Şu anekdotlar ilgi çekici:
Rivayete göre Hz. Fatıma’yı önce Hz. Ebubekir ile Hz. Ömer’de isterler. Ancak Hz. Peygamber bu taleplere olumlu cevap vermez ve sükut ederek Allah’ın emrinin beklediğini bildirir. Ensardan bazıları da Hz. Ali’yi Hz. Fatıma’yı istemesi için teşvik ederler. O da Hz. Peygamber’in huzuruna gidip Hz. Fatıma’yı ister. Hz. Peygamber’de razı olur ve “Allah aralarında dirlik-düzenlik versin, soylarını arıtsın, rahmet anahtarları, hikmet madenleri kılsın” buyurur. Sonra da Hz. Fatıma’yı çağırır ve bir kapla su getirmesini ister. Bu sudan bir avuç alıp, Ali’nin ve Fatıma’nın başına ve üstüne serperek “Allah’ım sen onları ve soylarını kutlu kıl!” diye dua eder.(s.12)
Hz. Ali bir gün Rasulullah’a “Ya Rasulallah! Ben mi yoksa o(Fatıma) mu sana daha sevimlidir?” diye sorar. Hz. Peygamber’de “O bana senden daha sevimlidir. Sen ise bana ondan daha kıymetlisin” cevabını verir.(Müsned)(s.13)

BEKLEYİŞ adlı üçüncü bölüm Hz. Peygamber’in vefatından, halifelik kendisine gelinceye kadar ki dönemi anlatıyor. Yazar halifelik konusunda çıkan ihtilaflar hususunda şunu tavsiye ediyor:
Bu konudaki tartışmalara girmeye gerek yoktur. Konunun o günün şartları, alışkanlıkları ve insanın psikolojik tezahürleri açısından ele alınarak değerlendirilmesi yoluna pek gidilememiştir. Öte yandan mutlaka dikkate alınması gereken husus şudur: O zamanın olayları ile ilgili rivayetler hakkındaki ilk yazılı vesikalar, olaylardan en erken bir yüzyıl sonradır. Bu bakımdan tarihte bin yıldan fazla bir zaman önce cereyan etmiş olaylara yaklaşırken, o olaylara karışan insanların tavırlarını, kişiliklerinin, içinde yaşadıkları toplumun şatlarını ve alışkanlıklarını, gelenek ve göreneklerinin göz önünde bulundurmaksızın, sırf eldeki kuru vesikalara dayanarak çözümlemeye veya açıklamaya çalışmak, insanı, küçümsenemeyecek yanlışlara düşürüp bir takım faydasız polemiklere sevkedebilir.(s.50)
Hz. Ömer döneminde İslam Devletinin baş danışmanlığını yapmıştır. Hz. Ömer, bilgisinin üstünlüğünü “En isabetli hüküm verenimiz Ali idi” diyerek ortaya koymuştur.(s.56)

DEVLET ADAMI adlı dördüncü bölümde Hz. Osman’dan sonra Hz. Ali’nin halife seçilmesi, şehit edilişine kadarki dönem ele alınmıştır.
Hz. Ali’nin yaralandıktan sonra oğulları Hz. Hasan ile Hüseyin’e yaptığı bir vasiyeti vardır ki, onun yüksek karakterini ve imanının gücünü göstermesi açısından önemlidir:
“İkinize de Allah’tan çekinmenizi, dünya sizi arasa, istese bile, size onu aramamayı, istememeyi vasiyet ederim. Ona ait bir şeyi elde edemediğiniz, elinizdekini yitirdiğiniz içinde hayıflanmayın. Gerçeği söyleyin; ahret ecri için iş görün. Zalime düşman mazluma yardımcı olun. İkinize, bütün çocuklarıma, aileme ve bu yazım kime ulaşırsa ona, işlerinizi düzene koymayı ve aranızı uzlaştırmayı vasiyet ederim. Allah’ın salat ve selamı ona olsun, dedenizden şöyle söylediğini duymuştum: “İki kişinin arasını bulmak, bütün(nafile) namazlardan oruçlardan üstündür.”(s.81)

KAMİL İNSAN adlı beşinci bölümde Hz Ali’nin, hayatında söylediğini yaşayan, ihlası, takvası ve imanının derinliği ile topluma önderlik etmiş ender isimlerden biri olarak ele alınmıştır. Hz. Ali sahabenin ilk kelamcısı ve dolayısıyla İslam ilimlerinin en üstünü sayılan Kelam ilminin kurucusu, ayrıca Tefsir ilminde de önde gelen bir isim olduğu kabul edilir. O'nun asıl ilmi şöhreti, hikmet ilmi sayılan tasavvuf alanında olmuştur.(s.91)

EFSANE ADAM adlı altıncı bölümde Hz. Ali’yi insanüstü, olağanüstü görüp göstermek isteyenlerin nerede, nasıl ve ne zaman oluştuğunu veya ortaya atıldığını bilemediğimiz efsanevi ve menkıbevî haberleri ele alınır.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (4)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla