Toplam yorum: 3.138.044
Bu ayki yorum: 0

E-Dergi

Peemee Tarafından Yapılan Yorumlar

24.01.2007

kitabın sonuna doğru gözyaşlarımı tutamadım. erkekler ağlamaz diyorlar buna inanmıyorum. hangi türk evladı ne iddia ederse etsin, eğer bu kitabın sonunda kürşad'ın tek başına kalıncaya kadar vey ırmağı kıyısında kanının son damlasına ve son nefesini verinceye kadar mücadele etmesi karşısında gözlerinin dolmadığını söyleyemez. bu his ideolojik olduğu kadar duyguya da dayanır. milliyetçilik idelojisinin olması için gereken şartlar içerisinde duygu da bulunmaktadır. bazıları milliyetçilik idelojisini aşağılamak için
"hamaset " kelimesini kullanmaktadır. hamasetin kelime anlamını dahi bilmeyenler(yiğitlik,kahramanlık demektir) bu kelimeyi olur olmadık yerlerde kullanamaz.

bu romanı tek kelimeyle olmasa da şöyle yanımlayabilirim:
ŞAH-I ESER
24.01.2007

yeni kurulmuş bir cumhuriyet ve devletin kurucu felsefesi türk milliyetçiliği...
atsız'ın sağlam bir tarih şuuruna ve türklük bilincine sahip olması ve üslubu o şartlar içerisinde değerlendirilmelidir bana göre.
bu kitapta atsız orhun derigisinde, türk yurdu'nda yazdığı yazıları toplamış. değindiği konular bir çok türkçünün merak ettiği konular. türkçülük ve türk milliyetçiliği kavramlarına değindiği gibi, sağ-sol kavramlarını da irdelemiştir. komünizme karşı getirdiği eleştiriler en uç noktadadır. dikkatimi en çok çeken makalesi osman batur- che guevara ile ilgili olandı. atsı türkçlüğünün türk ırkı tmeline dayanması günümüz koşullarında geçersizliğini yitirmiştir. ancak dönemin şartlarını ve siyasi hareketleri incelemek için atsız'ın tüm kitaplarının okunması gerektiği düşüncesindeyim.
24.01.2007

aytmatov'un beni etkilemeyen romanı hemen hemen yok gibidir. bu kitapta gülsarı isimli bir atın yarı yolda kalması anlatılıyor. o sırada sahibi tanabay, emektar atını ilk aldığı günden bu yana bir zaman yolculuğuna çıkıyor. aslında gülsarı'nın hikayesi verilmek istenen mesajda bir araçtır. bana göre aytmatov, teori ile pratiğin her zaman eşzamanlı olarak işlemediğini göstermek istemiştir. sosyalizmin aksayan yönlerini gösterdiği gibi, demokrasinin gelişmediğini de göstermektedir. tanaba^y'ın parit komitesi tarafından yargılanması da bunu kanıtlar. aslında aytmatov'un birçok kitabı sosyalizmin pratikte hayata geçirilemeyeceğini anlatmakta ve sistemi cesurca eleştirmektedir. örneğin bu romanda da kuzulayacak olan koyunların nasıl telef olduklarını üzülerek okudum.aytmatov, sosyalizm-demokrasi çelişkisini proleterya diktatörlüğü bağlamında değerlendirdiğinde, ortaya çıkan yeni bürokrasi sınıfının yeni bir çelişkisini de daha ortaya koymuştur.
24.01.2007

şemdin sakık bu kitabı yazarken ne kadar samimiydi bilmiyorum. anacak kitabı okuyup bitirdiğimde ve sakık'ın büyük bir pişmanlık içerisinde olduğunu görebiliyorum. apo'yu çok iyi tahlil etmiş. ancak dediğim gibi bunda örgütteki beklentilerinin karşılanmaması yatıyorsa artniyetlidir, ama ben böyle olduğuna inanmak istemiyorum.
teröristbaşı bebek katilinin yaptığı birçok olayı anlatmış. kitabın ilk bölümünde apo'nun yaşantısı anlatılmış. ikinci bölümde örgüt liderliği ve son bölümde de apo'nun kadınlarla olan ilişkisi anlatılmış. apo'nun birçok bilmediğimiz yönünü bu kitapta öğrendim.
beni dehşete düşüren örgüt içi infazlarda apo'un yükselen kişileri ve kendisine hedef olabilecek kişileri hedef almasıydı. şemdin sakık da anlattığı kadarıyla bu kişilerden biri olduğunu söylüyor. öcalan kendisini iran'a, türkiye'de hatay'a birçok tehlikeli çatışma bölgesine göndermiş ve tasfiye etmek istemiş. güneydoğudaki halkımıza ve kürt kardeşlerimize yıllardır acı çektiren, onların yiyeceği bir dilim ekmeğe göz diken, devlete karşı sadakatlarını yitirmelerine neden olan, ekonomimizi baltalayan, bebekleri bile öldürecek kadar insanlıktan çıkmış, acı ve gözyaşından başka birşey getirmemiş olan bu lanet olası örgütün başında bulunan kişinin gerçek yüzünü, kitap ne makstal yazılmış olursa olsun öğrenemek istiyorsanız bu kitabı okuyun. kitabın yazdırılıp yazdırılmadığı önemli değildir. bilgiye ulaşmak istiyorsak böyle kitapları da okumak zorundayız.
24.01.2007

kişisel gelişim ve insanlarla iletişimde dünya üzerinde yazılmış en iyi kitaplardan biri. carneige zaten bu kitabı yazmadan önce kişisel gelişim seminerleriyle dünyanın birçok yerine gitmiş. carneige bu başarısını kitabın sonunda da yazıyor, insanları dinlemeye bağlıyor. "çok dinledim az konuştum" anlayışıyla harket eden carneige kitabı bölümlere ayırmış ve her bölümde insanlara nasıl davranılması gerektiği üzerinde durmuş. ayrıca her bölümün ve bölümde anlatılanlarla ilgili konuların sonunda anlattıklarını ilke haline getirmiş. ben bu kitaptan çok şey öğrendim. insanlarla iletişimde onlara isimleriyle hitap etmennin ve tartışma durumunda alttan almanın, karşıdaki kişiyi acımasızca eleştirmemenin ne kadar önemli olduğunu anladım. ancak bu ilkeleri bilmek yetmiyor. kitaba carneige'nin giriş bölümünde de yazdığı gibi tekrar tekrar bakmak gerekiyor. o yüzden her zaman el altında bulundurulması gereken bir kitap. herkese tavsiye ediyorum. bu kitabı okumayan insanları, dolayısıyla hayatı ve dünyayı anlayamaz.