E-Dergi

kitabı okuyalı yıllar oldu ve düşüncelerim de değştiği için kitap hakkında pek de iyi yorum yapamayacağımı düşünüyorum. çünkü ibretlik diye sunulan hikayelerin gerçekçiliğini sorgulamayalım. bunlar hayal ürünü şeyler de olabilir, belki birinin başından geçen bir olay da olabilir. ancak bu kitabı okurken insan hayatın olağan akışı içinde olan olaylardan farklı bir hayat çizgisi arıyor. devamlı mucizelerle dolu bir hayat. bu hayatın kendisi değildir ancak hayatta böyle olaylar da olmuyor değil.

ben kitabı sorgulamıyorum. insan insanları insan olduğu için severse yaşanılabilir bir toplum yaratmış oluruz. bu kitap da bize 'sevgi' temelli hikayeler sunmuş.

Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran kurucu felsefe Türk milliyetçiliğinin tarihsel gelişiminde en önemli dönüm noktalarından birisi olan Tanzimat'tan Cumhuriyet'e kadar işleyen süreçte cereyan eden olayların analizini sunan Akçura 'devlet nasıl kurtulur' sorusunun cevabı olarak Türkçülüğü vermiştir. Bu Türkçülük mücadelesi haklı bir mücadeledir. Çünkü Arapların arkadan vurması, Osmanlıcılığın hayal ürünü soyut bir yapılanma tarzı ortaya koyması ve başarısızlığa uğraması karşısında tek çıkar yol Türkçülük(Türk milliyetçiliği) kalmıştır.

Zeka seviyesi düşük olan kişiler devlet nasıl kurtulur sorusuna cevap ararken ve o dönemi analiz ederken şu hataya düşüyorlar : Arnavutların,Sırpların,Bulgarların, Müslüman dediğimiz Arapların, Ermenilerin, Yunanlıların bağımsızlıklarını kazanması karşısında Anadolu'ya sıkışıp kalan Türkler ne yapmalıydı? Oturup beklemeli miydi? Masonik bir hareket olan Ümmetçilik fikrinin etrafında mı olmalıydı ? Evet, Seyit Ahmet Arvasi ümmetçilik-islamcılık fikrinin Masonik bir hareket olduğunu söyler. Aklınız alabiliyor mu 'bütün Müslümanların birleşebileceğini.' Millet olgusuna tamamen ters düşer bu. Tanzimat döneminin İslamcıları ile şu dönemin İslamcıları arasında pek farklılık göremiyorum. Milliyetçiliği Irkçılık olarka sunan, din üzerinden siyaset yapan din tacirleri milletin öz duygularından gelen millet olgusunu göz ardı ettikleri gibi vatan olgusunu da reddederler. İslam'da devlete itaatin esas olduğunu unutarak kendilerinin koruyucusu laikliğe, rejime hakaret ederler, görmezden gelirler. Demek istediğim şudur: Yusuf Akçura'nın hayattayken yaşadığı tartışamalar içerisinde İslamcılık da yer almaktadır ve günümüzde emperyalizme hizmet eden hacıların-hocaların zihniyetini Tanzimat dönemi İslamcılığıyla büyük ölçüde örtüşmektedir. Radikal İslami kesimlere baktığınızda bunu rahatlıkla görebilirsiniz.

Görüldüğü gibi Osmanlıcılık akımının tartışılmadığını görüyoruz. Bence de tartışmaya değmez. Akçura dönemin koşulları açısından onu da değerlendirmiş. Aslında günümüzde de neo-Osmanlıcılara rastlıyoruz. Lİberallikle Muhafazakarlık arasında gelip giden bu düşünceye sahip insanların da bir noktada İslamcılra destek verdiğini görüyoruz.

Günümüz koşullarını annlamak açısından Akçura'nın yazmış olduğu makalenin kitaplaştırılmış bu halini okumamız gerekiyor. Türkçülük akımının devleti kuran temel felsee olduğunu unutmayalım. Eğer Trükçlük olmasaydı ve Akçura gibi değerli ilim adamları olmasaydı bu cumhuriyetin temelleri kolay kolay atılamazdı ve Ali Kemal gibi hainlerin eline düşerdik.

Bugün de görüyoruz ki ALİ KEMAL olmaya aday birçok kişi var. Onlara bunu okuyun demeyeceğim onlar zaten bunu anlamazlar.

klasik olmasın diye 'tek kelimeyle mükemmel' gibi laflar etmeyeceğim. tarihe meraklı herkesin elinin altında bulundurması gerken bir kitap. aklıma takılan bir şey olunca hemen bakıyorum ve eksikliklerimi gideriyorum. tarih alanındaki saygıya değer bir bilim adamı olan öztuna'yı belki hiç duymamış olabilirsiniz. geçtiğimiz aylarda ilber ortaylı yılmaz öztuna hakkında 'bize tarihi sevdirdi' demiştir. buna kesinlikle katılıyorum.

yılmaz öztuna'nın ciltler dolusu incelenmeye değer birçok kitabı var. eğer onları okuyamam, zamanım yok diyorsanız bu tam size göre(bana göre) bir tarih ve politika ansiklopedisi.

genel kültür alanında meraklı olanlar için de çok iyi bir kitap. kısacası aradığınızdan fazlasını bulacaksınız. merak ettiklerinizi öğrenecek, öğrendikçe daha da çok merak edeceksiniz.

bu kitap bahadıroğlu'nun düşüncelerini de yansıtan bir kitap olması nedeniyle diğer edebi kitaplarından ayrı bir şekilde değerlendirilmesi gerekir. kitapta ibret alınacak o akar çok olay anlatılmış ki, hiç de hafife alınacak şeyler değil. osmanlı'nın toplumsal yönüne değinen bahadıroğlu bugün herkesin ibret alması gereken olayları anlatıyor. tarihin tekerrürden ibaret olmamasını, hatalarımızın tekrarlanmamasını istiyorsak tarih şuurumuzu hiçbir zaman kaybetmemeliyiz. bugün yapılan hatalar tarihten ders almadığımızı fazlasıyla göstermiyor mu?

bahadıroğlu da bunlara işaret ediyor...

malazgir meydan muharebesini hepimiz duymuşuzdur. bizans ile anadolu'ya girmek isteyen Türkler arasında yapıldığı söylenir. ama kimse bu savaşı bahadıroğlu kadar güzel analatamamıştır. alparslan Türk tarihinde çok önemli bir şahsiyettir ve çok önemli Türk büyükleri arasında yer almaktadır. Örneğin tarihte hilal taktiğini sadece Alparslan ve Atatürk uygulamıştır. bu bakımdan Alparslan askeri bakımdan donanımlı büyük bir Türk komutanıdır. Türklerin Anadolu'ya resmi girişidir bu savaş ama bundan önce Miryakefalon'da olsun diğer keşif seferlerinde olsun Türklerin Anadolu'ya girişlernin 107 olmadığını daha önceden girdiklerni görürüz.
tarihteki önemli savaşlardan biri olması sebebiyle bu savaşı beyinlerinde yeniden yaşamak isteyenler bu kitabı kesinlikle okumalıdır. büyükler okuyamıyorsa çocuklarına okutmalıdır.