E-Dergi

can dündar gezmiş olduğu yerlerde rastladığı bir çok ilginçliği kitabına aktarmış ve çok keyifli yazılar. pekin'de bakü'de londra'da ve birçok yerde yaşadığı deneyimleri anlatıyor. okyunca çok ilginç şeyler bulacaksınız.

klitap derin devleti ele alıyor. derin devlet konusuna başında katılmıyorum. sadece derin devlet adına türkiyede bazı şleylerin yapıldığını kabul ediyorum. çünkü derin devlet olgusu batı'da devletin çıkarlarını savunmada bir araçtır. örneğin yılmaz öztuna en güçlü derin devlet gelneğinin ingiltere'de olduğunu söylüyor. derin devlet adına gerçekleştirilen ve devlet içinde derin devlet adına oluşturulan yapılanmaların çete kategorisine sokulabilceğini söyleyebilirm. bu yüzden türkiye'de derin devlet denilince olumsuz bir yargı hakim. devlet olgusunu kabul etmeyenlerin zaten derin devletin niteliği hakkında yorum yapmaları da yanlış olur.

dündar bu kitapta yakın tarihimizdeki verileri aktarmış. unuttuğumuz bazı olayları bize anımsatmış. ancak burada ülkücülerin tamamı adına bir genelleme de yapılmış. ülkücü - mafya ilişkisinde kocaman bir camiayı karşısına almış. bu büyük bir eksikliktir. mafya yapılanmasını kimse reddetmiyor. sapı samanı birbirinden ayırmak gerekir.
abdi ipekçi suikasti, mehmet ali ağca, oral çelik, mehmet ağar, susurluk kazası, turgut özal, özal'a suikast girişimi, vb. birçok konuda güzel bilgiler var. taraflı ve yönlendirici bir kitap olmakla berbaer okunmaya değer. yaklaşımın yanlışlığı dışında her şey doğru.

çok akıcı ve belgesel biçiminde hazırlandığı için de kendinizi belgeselde hissediyorsunuz. fotoğraflarla da desteklenen kitap size doyurucu ama yeterli olmayan bilgiler veriyor. can dündar belgeselvci kimliğiyle takdir ettiğim bir kişi. o yüzden ondan ağır bilimsel eserler beklemek yanlış olur. bu yüzden fazla eleştirilebilceğini zannetmiyorum.

can dündar'ın denemelerinden oluşan bu kitap gerçekten çok akıcı ve değindiği konular insanı çok düşündürüyor. denemelerinde kendi duygularını yansıtmış ama hepimize hitap eden noktaları rahatlıkla görebildim. etkileyici değil ama rahatlatıcı bir kitaptı.

gazeteci-yazar arslan bulut'un usta kaleminden çıkmış bir eser. yapmış olduğu tespitlere bulduğu çözüm önerileriyle aydınların ufkunun açılmasına yardımcı olan arslan bulut küreselleşmenin türkiye'deki yansımalarının ne olduğuna işaret etmiş. özellikle akp hükümetinin küreselleşme karşısındaki dirençsizliğini de gözler önüne seren bulut ortaya güzel bir eser çıkarmış.

istanbul senaryoları ise oldukça ilginçti. aslında oratada pek bir ilginlik yok. örneğin mackinder'in istanbul'un uluslararası statüye sahip bir şehir olmasını türkiye'de de dile getirenlerin olduğunu görünce gerçekten bazı şeylerin hiç de tesadüf olmadığını görüyoruz. buna benzer bir öneriyi şimon perez'den de duymuştuk örneğin.

diğer önemli bir nokta erdoğan'a gönderilen cfr memorandumundaki bazı noktalrın akp tüzüğüne alınması. milli hükümetin reflekslerinin azaltılması ve yerelliğin arttırılması yönündeki isteklerin bir şekilde kabul edilmesi ve tüzüğe alınması türkiye açısından çok vahim bir durum olsa gerek.

açıkçası ben bu kitapta yer alan bilgilerin yeni olmadığını ancak gündeme bir şekilde getirilmediğini belirtmek istiyorum. diğer kitapları da öneriyorum. sonuçta rahmetli attila ilhan'ın yönetimindeki eserlerin kötü olmasını bekleyemeyiz.