E-Dergi

osmanlı imparatorluk tarihinin 1700 ile 1922 arasındaki dönemine değinen donald quataert'ın yaklaşımına baktığımızda, kendisinin de kitabın başında söylediği gibi öteki,kaba, pis, çirkin olarak gösterilen Türklerin öyle olmadığını ve gerek Osmanlı'nın gelişim seyri içinde Avrupa'dan yararlandığı gerekse de Avrupa'yı etkilediği gerçeğini göz önünde bulundurarak anlatmaktadır.

belirli noktalarda çok ilginç ve doyurucu bilgilere yer verilmekle birlikte, genel olarak bakıldığında vasat olarak değerlendirilebilir kitaplar arasında yer almaktadır.

Atatürk neden öldürüldü şeklinde bir başlık seçilmiş ve verilen soruya somut bir cevap verilememiş. Bu bakımdan kitapta ana temaya uygun düşen sadece bir bölüm bulunuyor. Atatürk'e ölümünden önce verilen civalı diüretikin ve yapılan ponksiyonların ölümünde önemli pay sahibi olduğunu düşünüyorum. Zaten doktorlarına bakacak olursak Fissinger, Bergman, İrdelp, Marmaralı, Mim Kemal Öke gibi kişiler bulunuyor. Atatürk'ün öldürülmesinde Yahudi lobisine karşı aldığı tavrın etkili olduğunu düşünmekteyim.

Atatürk 1935'te Madon localarını kapattırdığında Türkiye'deki faaliyetlerini yürütme açısından durgunluk içerisine giren Siyonist lobinin bu kararı aldığını rahatlıkla söyleyebilirm.
Tarihte Yahudilere karşı açıkça tavır alan bir de II.Abdülhamit bulunuyor ki, Atatürk'ün bu bakımdan yapmak istediği birçok şey Abdülmamit'in yaptıklarıyla parelellik arz ediyor.

Atatürk ile ilgili daha bilinmeyen birçok gerçek var. Toprağı bol olsun rahmetlinin.

ders kitabı olarak ele alınamayacak bir kitap. eğer anayasaya veya türkiyedeki anyasal sürecin gelişimine meraklı olan kişiler varsa bu kitabı büyük bir zevkle okuyacaklardır. son derece akıcı ve anlaşılır bir üslubu var. bir de kitaba güzellik katan cem eroğul'un öztürkçe kelimeler kullanmasıdır. bunu çok mantıksız bulmuyorum ama her zaman da geçerli olacağını zannetmiyorum.

örneğin sistem yerine dizge, ideoloji yerine düşüngü, terör yerine yıldıırı, mali yerine akçal kelimlerini kullanmayı yeğlemiş. arkasında bir sözlük var. alışınca çok kolay okunuyor. ilk önce yadırgayabilirsiniz.

Türkiyelilik yapay kimliğini ortaya atan Baskın Oran, Azınlık Raporu ve onun hakkında yazılanları kitaplaştırmış. Çok ciddi bir kitap değil ama ortaya atılan şeylerin dış kaynaklı olduğunu düşünüyorum. Gazeteci Arslan Bulut Küresel Haçlı Seferi kitabında ve mustafa Yıldırım Sivil örümceğin ağında kitabında raporun soros tarafından finanse edildiğini söylüyor. Çünkü Baskın Oran'ın üye olduğu Tesev, tüm dünyada açık toplum enstitisü adı altında ülkelerin küreselleşmeye uyum sağlması için ciddi yatırımlar yapmaktadır. kitabı bu çizgide okumanızı tavsiye ediyorum.

Bu ülkede yaşayan herkesin ortak noktaları bulunmaktadır. Farklılıkları ön plana çıkararak insanlarımız arasına nifak sokmak emperyalizmin en büyük stratejisidir. Farklı etnik grupları tek bir milli kimlik altında tanımlamak ve bunun dışındaki çatlak seslere aldırış etmemek gerekiyor.

Eğer bu ülkede barış içinde bir arada yaşamak istiyorsak kimsenin bizim kökenimizi kurcalmaya kaşımaya hakkı yoktur. Azınlık milliyetçiği yaparak Türk kimliği yerine Türkiyelilik gibi yapay kimlikler getiren zihniyetin temsilcileri ab+abd fonlarından nemalanan kişileridir. Kendimi Türk milletinin bir ferdi olarak görüyorum. Alt kimlik yada üst kimlik gibi dışardan destekli yapay tartışmları kale almıyorum. Türklüğü etnik kmilik olarak algılayan dar zihniyetlerin bu çalışmaları Türkiye'yi pek de iyi yöne götürmeyecektir. Örneğin Kürt yurttaşlarımız emperyalizmin ağına düşeceklerdir. Biz hepimiz akrabayız ve bağlarımız çok kuvvetlidir.

Türkiyelilik safsatalrına ve kimlik sorunu yaratmak isteyenler bu kitabı okusalar da anlamayacaklardır.