E-Dergi

Karakterlerin zihninden geçenlerin gerçek zamanlı olarak anlatıldığı, zihin nereye giderse bizi de oraya götüren okuması ve anlaması zor kitap. Ana fikir veya dolaysız mesaj arayanların çok fazla tatmin olacağını söylemek zor ama katıksız gerçeğin ne demek olduğunu yaşamak isteyenler için en iyilerden biri diyebilirim.

Hiçliği mi varlığı mı seçeceğini bilmeyen insanın akıl çağına geldiğinde daha fazla bundan kaçamayacağını anlaması ve kendine bir yol çizmek zorunda kalması anlatılıyor. Etrafındaki her insanın bir şeyi seçtiği bir zamanda ısrarla tercih yapmayan Mathiue'nun aslında varolmaktan kaçtığının hikayesini Sartre'in mükemmel anlatımı ile okuyoruz.

İki bölümden oluşan kitabın yeraltı bölümünde çağının mantıklı ve bilinçli insanına sesleniyor. İnsana seçim şansı verildiğinde bütün bu bilinç donanımına rağmen ahlaksızlığın peşinde koşmasının ilk önermeyi geçersiz kıldığı düşüncesinde. Sulusepken bölümünde ise aşağılanmış birinin intikamını bile yüzüne gözüne bulaştırması konu ediliyor. Farklı bir Dostoyevski okuması yapmak isteyenler için çok iyi bir fırsat olduğunu düşünüyorum.

Kitaba yorum yazmak bile zaman kaybi ama ben yine de uyarımı yapayım. Bu kadar insanın beğenmesine de hayret ettim. Aynen katıldığım bir Ekşisözlük yorumunu alıntılıyorum, "son bölümü gariban bir polisiye finali, geri kalanı üçüncü sınıf turist rehberi niteliği taşıyan, paranıza yazık kitap.".

Böyle güzel bir romanı Murat Belge'nin çevirisi ile okumak büyük bir şans. Öyle üç beş cümle ile geçiştirilebilecek bir kitap değil. Özellikle bir şeyler yazma hevesinde olan insanların mutlaka Joyce'la tanışması gerekir diye düşünüyorum.