Türk Aynştayn'ından okuduğum ilk kitap.Doğrusu çok merak ediyordum.
Türkçeyi çok sahipleniyor.Bu açıdan Nurettin Topçu'ya benzettim.Dilin kullanılışının her bir şeye etki edeceğini vurguluyor.Mesela laikliği çok güzel açıklıyor.Dilimizdeki kelimeleri olduğu gibi anlasak toplumdaki çatışmaların önemli bir bölümü biter.
Kitaptan Alıntılarım:
*Kamuoyunda hafıza fazla uzun vadeli olmaz.
*1970’lerde üniversitelerimizde ‘araştırma havası’ başladı.Ondan sonra YÖK ortaya çıktı,araştırma işi bitti.
*Bir bölgede tek ürün yetiştiriliyorsa orada çevre,hava ve toprağın kimyası bozulur.
*Rozet Atatürkçüleri
*Etki ajanı…(!)
*Bilim adamlığı yan yana bir şeyler sıralamak demek değildir.
* ‘Bir Çinli bilim adamı Müslüman oldu’ desen kimse yüz vermez.İngiliz,Amerikalı Müslümanlara yüz verir.Çünkü,milletin içinde aşağılık duygusu var.
*Vahhabilik,vs mezhepleri İngiliz casusları tesis etmiştir.
*Hedef olmadan plan olmaz.
*Büyük meseleler matematikte olduğu gibi küçük adımlarla çözülür.
*Türkçe giderse Türkiye de gider!
*Kavramların içi boşaltılıp bunlara yeni anlamlar yüklendi.
Atatürkçülük=Laiklik=Müslüman düşmanlığı
*Bir ülkeyi işgal etmenin en modern yolu dinini yok etmektir.
* ‘Osmanlıca’ lafını İngilizler kafa karıştırmak için geçen asrın sonunda ortaya çıkarmıştır.Halbuki başından beri öztürkçe konuşuruz. ‘Osmanlıca’ diye bir ayırım yoktur.
*Bizde eskiden her başın sıkışınca ruhiyatçıya gitmek yoktu.Konu komşu konuşup sıkıntıyı çözerdi.Batı’da kimse birbirini dinlemediği için gidip derdini ruhiyatçıya dinletir.
*Her sözcüğün,o dili kullananların tarihi ve kültürel birikimine bağlı bir çağrışım bulutu vardır.
*Ruhbilimsel savaşta önemli kelimelerin içi boşaltılır,sahta olanlar yüklenir: “vatan”, “millet” gibi!
*Kafasıyla yoğun çalışanlar,fiziki işlerle uğraştıkları zaman keyif alır ve dinlenirler.
*Bir zincir en zayıf halkası kadar kuvvetlidir.