Tüketim çılgınlığı çağımızı esir aldı.Gerekli-gereksiz üretim,tüketimi o da reklamı körüklüyor.Kredi kartları,vade,vb. suni desteklerle herkesin alım gücü bir şekilde yükseltildi.Tüm bunlar iyi gibi gözükebilir.Ancak işin aslı böyle değil.
Ekonomist yazar Ersin Gürdoğan bu konuda çok çarpıcı tesbitlerde bulunmuş:
“Teknoloji ile büyütülen alışveriş mekanizmasının en göze görünen yanı olan endüstriyel ürünler,doğudan batıya herkesin gözünü kamaştırıyor.Ev bilgisayarları,TVler,videolar,elektrikli mutfak aletleri,ısıtıcılar,soğutucular insanlığın çağdaş putları haline geldiler.”(s.91)
İnsanın gönlünü,zihnini ve çevreyi kirleten bu çılgınlığı durdurmak gerekiyor.İnsanlar ihtiyaçları fazlasını tüketmemeyi öğrenmeliler.Bir düşünün:cola,patates cipsi,vb. şeyler yemesek hayatımızı devam ettiremez miyiz?Yine yeni bir modeli çıktı diye cep telefonumuzu değiştirmesek ne olur?
Bu işe nasıl bir son verebiliriz?Yazar ‘tüketim çılgınlığı’na ancak gözü doymuş derviş ruhlu kişilerin karşı çıkabileceği tesbitinde bulunmuş.Böyle bir kişi olmak ta ancak tasavvuf büyüklerinin sohbetlerinde bulunmakla ve onların dediklerini yapmakla gerçekleşir.Gözü doymuş bir insanın en temel vasfı ise,‘karşılık beklemeden vermek,herkese hizmet götürmek’tir.
Gözümüzün ve gönlümüzün doyması dileğiyle...