E-Dergi

Oscar Wilde'ın 'Bay W.H.'nin Portresi', Neil McKenna'nın çok iyi ifade ettiği gibi, bir anlamda oğlancılığın ruhanileştirilmesi anlamına gelir. Wilde'ın bu romanındaki bir kahraman, Shakespeare'in 'Soneler'ini genç bir erkeğe duyduğu aşk sonucunda yazdığını iddia eder. Roman bu iddianın kuşaktan kuşağa, gizli bir inanç gibi yayılan teorisini hikâye ediyor. İlk olarak 1895 yılında yayımlanan ve yeni Türkçeye çevrilen kitapta, çevirmeni Kaya Genç tarafından kaleme alınan bir önsöz, ayrıca Neil McKenna imzalı bir sonsöz yazısının bulunduğunu da belirtelim.

Tayyar Özkan'ın farklı zamanlarda yayımlanmış 'Caveman'i, ilkel insanla, bugünün insanını karşılaştırması üzerine kurulur. Fakat Özkan'ın bu karşılaştırmasında, bir karikatürün sınırları zorlanarak, izleyicinin çizime daha çok yoğunlaşması amaçlanır. Burada ilkel insanın dilsiz, yazı kullanılmayan temsilinde, günümüzün toplumunun, hükümetlerinin ve yasalarının temsili veriliyor. Özkan'ın yazısız öyküler diyebileceğimiz karikatürleri, günümüz toplumları ile ilkel toplumlar arasında neyin değişip değişmediğini veya her şeyin nasıl da aynı kaldığını kavrayabilmek açısından ilgiye değer.

Halit Çelenk, Türkiye sol siyasetinin öncü isimlerinden biri. TİP saflarında yürüttüğü siyaset çalışmaları, 15-16 Haziran olayları nedeniyle Kemal Türkler ve arkadaşları hakkında açılan davalarda savunma avukatlığını üstlenmesi, İHD'nin kuruluş çalışmalarında bulunmuş olması, TÖS ve TÖB-DER'in savunma avukatlığını üstlenmesi kendisinin politik geçmişinden sadece birkaç başlık. Bu kitapta, yetmişe yakın yazarın Çelenk hakkında kaleme aldığı yazılar yer alıyor. Kitabın sonunda da, Ender Yeşildağ'ın yönetmenliğini yaptığı bir Çelenk belgeselinin DVD'si bulunuyor.

Charlotte Perkins Gilman'ın 'Kadınlar Ülkesi', kadın bir yazar tarafından kaleme alınmış ve kadınsı bir ütopik dünyayı tasavvur eden bir kitap. Dolayısıyla okuyucu burada, erkekler tarafından daha önce tasavvur edilmiş ütopik dünyalardan herhangi biriyle karşılaşmıyor. Burada, önemli bir tarih ve toplum eleştirmeni, feminist kuramın önemli bir isminin imzasını taşıyan, 'Feminist Ütopya' olarak adlandırılacak bir tarz hâkim. 1915 yılında yayımlanan 'Kadınlar Ülkesi', yazarın kaleme aldığı üç ütopik-romanın en yetkini olarak kabul ediliyor. Romanda, sadece kız çocuklarının doğmasını sağlayan 'partenojen' doğumlar yoluyla, tamamıyla erkeksiz bir dünya tasavvur edilir ve erkek egemen bakış, erkeğin gözünden yargılanır. Üç Amerikalı erkek, bütünüyle kadınlardan oluşan çarpıcı bir dünyaya ayak basınca, kendi erkek kimlikleriyle yüzleşir.

H. Nedim Şahhüseyinoğlu köy enstitülerinden bir öğretmen. Şahhüseyinoğlu, hayat deneyimini, "Şehirde 'Kuyruklu Kürt' diye alay edilen bir çocukken, toplumun aydınlanmasının neferlerinden biri olmuşum." şeklinde özetliyor. Kendisi uzun yıllar, sol politikada çaba sarf etmiş, örgütlenme-sendikacılık alanında çalışmalarda bulunmuş. Dolayısıyla kendisinin anılarından oluşan bu kitap, Türkiye'nin çalkantılı yakın dönemine, sol siyasetten bir muhalifin gözlerinden bakıyor. Şahhüseyinoğlu'nun anılarında çocukluk yılları, köy enstitüleriyle tanışma, öğretmenlik yılları, sendikal mücadele, örgütlenme çalışmaları, kitap yasakları, düşünce suçları, Sivas Katliamı, sansür ve Kahramanmaraş Katliamı gibi çok sayıda ayrıntı yer alıyor. Kitap, Türkiye'nin yakın tarihiyle ve özellikle de Türkiye'deki sol siyasetin geçirdiği aşamalar ve deneyimlerle ilgilenenlere önerilir.