Toplam yorum: 3.092.427
Bu ayki yorum: 3.028

E-Dergi

İlunga Tarafından Yapılan Yorumlar

12.12.2021

Mevsim Yenice kırılgan fakat her şeye rağmen güçlü, dirençli, 'Bilinmeyen Sular'a adım atmaktan çekinen, kendiyle ve ailesiyle yüzleşen karakterler üzerinden yakındayken aslında çok uzak olunabileceğinin de altını çiziyor.
Pink Floyd liriklerinden seçilmiş epigraflar da bir saygı duruşu niteliği taşıyor bu güzel gruba.
Kitabının yolu açık olsun, doğru okuyucularla buluşsun Sevgili Mevsim Yenice.
12.12.2021


Akıldan Bela, Rusçadan Türkçeye çevrilmiş, ilk eser özelliğini taşır.
Griboyedov ile Akıldan Bela’nın kahramanı Çatski arasında hem yaşam biçimi hem de düşünceleri açısından benzerlikler vardır.
Soylu sınıfın âdetleri ve alışkanlıkları, içlerinden gelen biri tarafından ( Çatski) sert şekilde eleştirilirken, eski ve yeninin çatışmasını güçlü bir şekilde hissediriz.
Deli diye nitelendirilen Çatski, akıldan belalı hâle düşer.
Deliliğe eğitimin, kitapların yol açtığını iddia eden soylular; kitapların yasaklanmasını, okulların kapatılmasını, dine sarılınması gerektiğini iddia ederler.
Bugünkü anlayıştan pek farklı değil yani.
Evrenselliğini,güncelliğini koruyan bir metin Akıldan Bela.
Kitabın başında,çevirmenler Cenk Gündoğdu ve Engin Toprak’ın çok ayrıntılı bir önsözü yer alıyor.
Yine İvan Gonçarov’un Akıldan Bela üzerine derinlikli bir incelemesi bulunuyor.
Önemli bir metin Akıldan Bela, tavsiye ederim.
12.12.2021

Juniçiro Tanizaki’nin kitaplarında ( başta Nazlı Kar olmak üzere) batılılaşma ile Japon gelenekleri arasında kalmış karakterler sıklıkla yer alır.
Gölgeye Övgü, kurgu dışı bir kitap.Tanizaki bu kitapta, Japon kültürünün estetik ve kültürel değerlerinin yok olması karşısında yaşadığı kaygıdan bahsederken,modernleşen Japon’yayı içine tam olarak sindiremiyor.
Kitapta, Doğu ve Batı arasındaki, estetik, sanatsal, kültürel farkları görmek mümkün.
İlginç bir okumaydı benim için.
12.12.2021

Primo Levi henüz 24 yaşındayken, altı yüz elli kişiyle birlikte Auschwitz Toplama Kampı’na gönderilir.O altı yüz elli kişiden sadece yirmi kişi kurtulur.Bunlardan biri de Primo Levi’dir.Hayatı boyunca tanık olduğu vahşeti, soykırımı anlatmaya adar kendini.1987 yılında hayatına son verir.

Kitabın sonundaki ek, kitap kadar etkiledi beni.
Almanları bağışlayıp, bağışlamadığı sorulmuş Primo Levi’ye.Almanların toplama kampları hakkında ne bilip, ne bilmediği hakkındaki düşüncelerine yer verilmiş.Kamplarda neden kitlesel isyanların gerçekleşmediğini sormuşlar yine Levi’ye.

Çok beğendim kitabı.
12.12.2021

Emily Bronte, Uğultulu Tepeler’i 1847 yılında Ellis Bell mahlası ile yayımlamış.Charlotte Bronte, kardeşinin ölümünden sonra, eseri yayıma hazırlayıp Emily Bronte adıyla ikinci kez yayımlamış.
İç içe geçen yapısı, iki farklı anlatıcı kullanması gibi nedenlerle döneme göre oldukça yenilikçi sayılan Uğultulu Tepeler’de, Bronte’nin, Tanrı’dan çok doğayla bütünleşme isteğini ortaya koyduğu görülür.
Victorya Dönemi romancılarından ayrılarak, tutkulu, farklı ve çılgın bir aşkı anlatır Bronte.Gotik unsurlardan da faydalanan Emily Bronte, öyle karakterler yaratmış ki hiçbirine sempatiyle yaklaşamadım.
Kitabı 18 yıl sonra tekrar okudum.İlk okumaların etkileyiciliği bir başka oluyor sanırım.