E-Dergi

Kitapta Tahsin Yücel döneminin kokuşmaya başlayan düzenine her yönüyle muhalif bir karakter çizmiş ve bu düzenin bu kişiyi içine alma çabası anlatılmış bir bakıma. Tahsin Yücel'se bu karakterin çizgisini hiç bir şekilde değiştirmemiş ve karakterin ağzından bu düzene bakış açısı şu sözlerle anlatmıştır: " Bir ucu sonsuzlukta benim borcumun. Bu yüzden üstünlüğünden,değerinden, güzelliğinden bile söz edilemez, ödenir yalnızca,kırmızı yemeniler için ağlayan çocukların kırmızı yemeniler için ağladıklarını bile bilmeden,onlara kırmızı yemeniler verebilen elleri ve gönülleri savunmakla, onları yozlaştırarak çocuklara bedavadan kırmızı yemeni veremiyecek kadar katılaştırmış olanlara karşı çıkmakla ödenir, ödemeye çalışılır daha doğrusu, şu ya da bu biçimde, ne kadar ödenebilirse...". Okuduğum en anlamlı paragraflardandı sanırım. Bu romanı herkese tavsiye ederim...

Hürriyet Yaşar'ın daha çok Çağdaş Türk Dili Dergisi'nde yayımlanan yazılarından oluşan bu derleme, dil konusunda bilinçlenmeye başlamada vatandaşa sunulan bir fırsattır bana göre. Dil konusunda düşülen yanlışlara dikkat çekerek daha düzgün bir dil kullanımına insanları yönlendirmek isteyen Hürriyet Yaşar'ın bu çabası umarım sonuç verecektir. Ancak, ülkede günlük televizyon izleme süresi ortalama 5 saat olunca bu kirlenmenin önüne daha toplu bir şekilde çıkılması gerekir, kısaca Hürriyet Yaşar'lar çoğalmalı... Kullandığı dilden memnun olmayanların okuması dileğiyle...

Oktay Akbal'ın denemelerinden oluşan bu kitapta; özellikle kitaplar ve yazarları üzerine yazılmış:"Yazmak Yaşamak" bölümünü daha bir zevkle okudum. Saint-Exupery, Cahit Irgat,Remarque,Virginia Wolf ve Nezihe Meriç üzerine yazılan denemeleri özellikle önemsedim. Bu bölümü okuduktan sonra, kitabın ilk yayımlandığı 1972 yılından bu yana geçen süreçte çeviri sektörünün gelişimine de dikkat çekmek isterim. Yaşama ve kitaplara dair denemeleri bulabileceğiniz bu kitabı tavsiye ederim.

Bir sahil kasabasından sevgiliye yazılmış bir özyaşamöyküsüdür bu roman. Sayın Akbal'ın kendi yaşamöyküsüne tıpatıp olmasa bile "yakın" sayılabilir diye düşünüyorum. Oktay Akbal'ın romanlarında sıkça karşılaşılan ögeler bu romanda da mevcut: mekânlar, kişiler, olayların anlatıldığı tarihsel dönem... Oldukça akıcı, kısacık bir roman . Herkese tavsiye ederim.

Gençliğinde yaşadığı-yaşayamadığı aşklarının neler getirip götürdüğünü, bu gün içinde bulunduğu durumun nedenini, belki mutsuzluğunun sebebini anılarında arayarak sorgulayan bir insanın portresi diyebiliriz roman için. Yaşanmış bir ömrün ardından bugüne kalanlar ancak anılardır, geleceğe yön verecek olan da yine bunlar olacaktır. Anılarla yüzleşerek geleceğine yön vermek, belki de sadece mutlu anlarını hatırlamak isteyen bir adamın hikayesi...
Herkese Tavsiye ederim.