Cervantes, kitabında öyle bir karakter yaratmış ki; karakterin yaptığı yada yapacağı hiçbir hareket- düşünce okura olabilemezmiş gibi gelmiyor. Kuşkusuz bu ifade biçimi de kitabın yazımında yazara esneklik sağlamaktadır. Şunu da söylemek gerekir ki: böyle bir üsluba erişmek kolay bir iş değildir, aksine belli bir birikimin sonucudur diyebiliriz- yazarın romanı yazdığı dönemde olgunluk çağlarında olduğu söylenmekte-. Yazar böyle bir üslup geliştirmiş olmasının dışında dil olarak da oldukça akıcı, anlaşılır bir yazım şekline sahip.
Bütün bunların dışında 17.yy'ın başlarında yazılmış bir eser olarak döneminin İspanya'sına ve çevre ülkelerin hem yaşam biçimine hem de insani özelliklerine ışık tutmaktadır. Cervantes'in beni en etkileyen yönü şu oldu: yunan mitolojisine ve yaşadığı dönemin tarihsel olaylarına o kadar hakim ki, kitabın yazıldığı dönem de göz önüne alındığı zaman gerçekten şaşırtıcı. Özellikle kitabın Başkişisi olan Don Quijote'nin dilinden insanlar ve dünya düzeni üzerine düşündükleri romanı çağının yüzyıllarca ötesine taşıyor diye düşündüm romanı okuduktan sonra. Bence güncelliğini hala koruması; günümüzde bir baş yapıt olarak algılanması; roman türünün,ilk yapıtı olarak değerlendirilmesi de bu özelliğinin bir sonucu.
Kitapta Don Quijote'nin; silahtarı Sancho Panza, bir cezireye vali olduğu zaman ona verdiği öğütlerin özellikle önemsenmesi gerektiğini düşünüyorum. Kitabın güncelliğine verilebilecek en güzel örnek belki de bu bölüm.
"DON QUİJOTE" kesinlikle okunması gereken bir başyapıt, okuduğum en iyi düşünülmüş romanlardan biriydi, diyebilirim. Kitap dostlarına şiddetle önerilir...