Toplam yorum: 3.080.123
Bu ayki yorum: 7.001

E-Dergi

aspırıne Tarafından Yapılan Yorumlar

16.12.2011

Cervantes, kitabında öyle bir karakter yaratmış ki; karakterin yaptığı yada yapacağı hiçbir hareket- düşünce okura olabilemezmiş gibi gelmiyor. Kuşkusuz bu ifade biçimi de kitabın yazımında yazara esneklik sağlamaktadır. Şunu da söylemek gerekir ki: böyle bir üsluba erişmek kolay bir iş değildir, aksine belli bir birikimin sonucudur diyebiliriz- yazarın romanı yazdığı dönemde olgunluk çağlarında olduğu söylenmekte-. Yazar böyle bir üslup geliştirmiş olmasının dışında dil olarak da oldukça akıcı, anlaşılır bir yazım şekline sahip.
Bütün bunların dışında 17.yy'ın başlarında yazılmış bir eser olarak döneminin İspanya'sına ve çevre ülkelerin hem yaşam biçimine hem de insani özelliklerine ışık tutmaktadır. Cervantes'in beni en etkileyen yönü şu oldu: yunan mitolojisine ve yaşadığı dönemin tarihsel olaylarına o kadar hakim ki, kitabın yazıldığı dönem de göz önüne alındığı zaman gerçekten şaşırtıcı. Özellikle kitabın Başkişisi olan Don Quijote'nin dilinden insanlar ve dünya düzeni üzerine düşündükleri romanı çağının yüzyıllarca ötesine taşıyor diye düşündüm romanı okuduktan sonra. Bence güncelliğini hala koruması; günümüzde bir baş yapıt olarak algılanması; roman türünün,ilk yapıtı olarak değerlendirilmesi de bu özelliğinin bir sonucu.
Kitapta Don Quijote'nin; silahtarı Sancho Panza, bir cezireye vali olduğu zaman ona verdiği öğütlerin özellikle önemsenmesi gerektiğini düşünüyorum. Kitabın güncelliğine verilebilecek en güzel örnek belki de bu bölüm.
"DON QUİJOTE" kesinlikle okunması gereken bir başyapıt, okuduğum en iyi düşünülmüş romanlardan biriydi, diyebilirim. Kitap dostlarına şiddetle önerilir...
11.12.2011

50'ler den günümüze küçük bir siyasi serüven diyebiliriz kitap için. Kitapta 2. Cumhuriyetçiler'in özellikle yazılı basından tanıdığımız temsilcilerinin konuyla ilgili yazıları toparlanmış ve belli başlıklar altında ele alınarak, konuyla ilgili düşünceleri okura sunulmuştur. 2. Cumhuriyetçilik konusuna gelince, yazar tarafsız bir bakış açısıyla yaklaşmış konuya ama şunu belirtmeliyim ki Cumhuriyet tektir, numarasızdır. Bu konuda tarafım... önerilir.
07.12.2011

Thomas Bernhard'ın alaysamacı dili yine ön planda, öykülerin bazıları kıssadan hisse gibi bir anlatımla, bazıları doğrudan söylüyor söyleyeceklerini, bazılarıysa kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla mantığıyla yazılmış ama bazılarına da gerçekten bir anlam verilemiyor... Ben bu öyküleri sevdim, özellikle Devlet Tarihi mükemmel, Bernhard'ın yine düzene tepkilerini içeren öykülerin de mevcut olduğunu söylemem gerekir. Önerilir...
07.12.2011

2. Dünya Savaşına giden döneme tanıklık eden bir kitap olmuş 1939 Yazı. Ancak belirtmeliyim ki bu tanıklık klasik 2.Dünya Savaşı kitapları gibi olmamıştır, yazar, savaşın stratejik ve askeri yönlerinden çok diplomatik ilişkiler ve özellikle ünlü yazarların savaştan önce yaşadıkları-daha doğrusu çektirilen zulüm- anlatılmıştır. Bu açıdan bakıldığı zaman bu yazarlar ve dönemin düşün insanları konusunda bilgilendirici bir kitap olmuş. Kitabın belli bir birikimin sonucunda ortaya çıktığı da belli, bu kadar olayı kronolojik sırayla bir kitapta bir olay örgüsü içerisinde kullanmak kolay değil, ancak kitapla ilgili bir tane olumsuz eleştirim olacak: kitapta konuyla ilgili olarak içten içe okuru yönlendirme hissediliyor, biraz daha tarafsız olunsa daha iyi okunabilirmiş ama bu haliyle de bence başarılı.Faşist yönetimlerin neleri yapabileceğinin de bir örneği belki anlatılanlar. Milyonlarca insanın ölümüyle sonuçlanan savaşa giden dönemi iyi bir örgüyle anlatan kitabı tavsiye ederim...
04.12.2011

Bir ülke düşünün ki; insanlar arasındaki gelir farkları hat safhada,insanların bir bölümü gayet mutlu hayatlarına devam ederken, diğerleri yiyecek ekmeği dahi bulamamakta olsun; faili meçhul cinayetler-aslında belli- artık gündelik yaşamın bir parçası haline gelmiş olsun; hukuk sistemi çökmüş, hukukun gücü zayıflamış, güçlerin hukuku artık söz sahibi olmuş olsun; ülkenin düşün insanları saf dışı bırakılmış olsun; otoriteye karşı yapılabilecek her türlü muhalif hareket engelleniyor olsun; bütün ülke otoritenin polisleri tarafından izleniyor-dinleniyor olsun; bu ülkede yaşayan insanların hayatları otoritenin silahlı güçlerinin vicdanlarına kalmış olsun. İsabel Allende bu kitabında Şili'yi, Pinochet'in totaliter yönetimini anlatmış ancak bana çok yakından duyumsadığım olaylarmış gibi geldi tüm bu yaşananlar, bilmem diğer okurlarda da böyle bir fikir oluşur mu? Belki de Hukuk düzeninden çıkan her ülkenin gittiği yerin aynı olmasından kaynaklanan bir yakınlık duyumudur bilemiyorum! Sabah mahmurluğunu üzerinizden atmak için yüzünüze serptiğiniz soğuk su gibi uyandırıcı bu kitabı kesinlikle tavsiye ederim...