E-Dergi

Ağırlıklı olarak muhasebe tarihinden oluşan, blockchaine teknolojisinin gelecekte muhasebe denetiminde teyit amaçlı kullanılabileceğine değinen ve yazarın telif gelirini Kız Çocuklarını Koruma Derneğine bağışladığı bir kitap.

"İnsanlar bir şeylere inanmak istiyor ve bunun farkında olan bazıları da insanlara bunu veriyor"

Kitap içinde dikkat çeken bir kaç tespitten biri.

Sinestezi, hayatımız üzerinde son derece etkili.
Bir duyu uyarımı söz konusu olduğunda bu otomatik olarak başka duyuları da harekete geçirebiliyor.
Acı biber gördüğümüzde dilimizde oluşan acıyı hatırlayıp hissetmek gibi.

Ve algılar.
Düşüncelerimizi yönlendiren uyarıcılar.
Bunlar artık, nasıl düşünmenizi istiyorlarsa ona göre suni olarak oluşturuluyor.

Böyle olunca da gördüğümüz şeyler, bize dayatılan algılar ile, olduğundan farklı anlam ifade etmesine neden olabiliyor.

Meryam ve Perit iyi bir evlilik sürdürmektedir.
Bir gün Meryam'ın yolu falcıya düşer.
Falcı kocasının onu aldattığını söyler.
Meryam kocasının peşine dedektif takar ve nörolojik hikaye böylece başlar.

Kitabın Türkçe adı, kitabın ana konusu olan önemli bir detayı ıskalıyor. Kitabın orijinal adı "Mismeasure of Man"
Yani insanın değil, erkeğin yanlış ölçümü.
Kitapta uzunca bir giriş tamamen bu konuyu izah ediyor.
İnsan kriterlerini ilk belirleyen bilim insanları Avrupalı erkek antropologlardı.
Bu bilim insanları, o zamanlar sadece bilim "adamı" idi ve geçmişten günümüze insanı ölçerken, ölçü olarak Avrupalı beyaz erkeği ölçü alıyorlardı.
Avrupalı kadın daha sonra insan olma statüsü kazandı.
Irklar arasında "aşağı ırk" ve "yukarı ırk" ölçüsü diye bir şey olamayacağı ise çok daha yakın bir zamanda kabul edildi.
Ancak, bilimde yerleşik anlayış bir türlü değişmedi.
İşte yazar, bu kitabı ile bu anlayışın artık bilimde de ortadan kalkması gerektiğini, bunun artık günümüz için bir ayıp olmasını düşünerek bu kitabı ele almış.
Bu uğurda ortaya çıkan yanlış hesapları da güzel bir dil ile ortaya koymuş.

Yazarın 2004 yılında yayınlanan beşinci, "kötülüğün kaynağı" üçlemesinin ilk romanı.
Av ve avcı olmak doğanın özünde var.
Ancak bir av ya da avcı durumu söz konusu değilken bile insanı saran şiddet dalgası nereden kaynaklanıyor olabilir?
Ünlü Fransız dalgıç Jacques Reverdi, inzivaya çekildiği bir Malezya adası sahilinde bir gece bilincini kaybetmiş bir şekilde bulunur.
Bulunduğunda bir genç kızı hunharca öldürdüğü gerekçesiyle yöre halkı tarafından linç edilmek üzeredir.
Güvenlik güçleri tarafından kurtarılıp ardından akıl hastanesine kapatılır.
İfadeleri çelişkili davranışları tutarsızdır.
Ünlü dalgıç Reverdi gerçekten bir canavar mıdır?
Reverdi kötülüğün bir tecessümü müdür?
Paris'te cinayet haberleri yazan bir gazeteci, kendini bir üniversite öğrencisi bir genç kız gibi tanıtarak onunla mektup ile iletişime geçer.
Amacı cinayet ile ilgili sırları onun ağzından alıp, şiddetin kaynağını çözmek ve gündeme bomba gibi düşecek bir yazı hazırlamaktır.

Bu yazarın kurguları, olaylar örgüsü, başlı başına bir sanat eseri.
Antik bilgilerden yola çıkarak, onları dünyanın farklı yerlerinde birbirine benzer olaylar ile adım adım ilerleyen bir örgü ile birleştirip, işin içine cinayetleri de serpiştirdikten sonra, hikayenin sonunda hem dünyanın farklı yerlerinde gerçekleşen olayları birbiri ile kesişir hale getiriyor hem de cinayetleri çözüyor.
Artık son günlerini yaşayan İngiliz vatandaşı Yahudi Mısır tarihi uzmanı, Mısır'daki antik bölgelerinde, dininin önemli sırlarına sahip kutsal metinleri aramaktadır.
Aynı zamanda İngiltere'de bir grup satanist, ayinler düzenlemekte ve cinayetler işlemektedir.
Mısır'daki ele geçen antik belgelerde ortaya çıkan bilgiler Müslümanlık, Hıristiyanlık ve Yahudilik ile ilgili yerleşik inanışları kökten alt üst edecek türdendir.