Toplam yorum: 3.087.413
Bu ayki yorum: 7.100

E-Dergi

denizmavi Tarafından Yapılan Yorumlar

05.01.2003

Yazar, her ne kadar erkeklerin kadınlara üstünlük sağlamasına, onları kontrolleri altına almasına yarayacak sırları bir kadın gözüyle ve açık yüreklilikle ve eğlenceli bir kitap halinde okuyucuyla paylaşmış olmasına rağmen, erkekler bu kitabı okuduklarında kendilerini ne kadar zavallı ve kadınların bir oyuncağı halinde olduklarını üzülerek göreceklerdir. Yazar diyor ki; “Bir kadın erkeği, kendisine eziyet ettiği, aldattığı, ya da iyi sevişemediği için terk etmez, sadece ekonomik durumu kötüye gittiği, yani iyi bir finans kaynağı olmaktan çıktığı zaman terk eder.” Ee bu durumda da erkeklere, bir sömerge durumunda olmaktan kurtulmanın yollarını aramak düşüyor sanırım.
03.01.2003

Konusunda uzman beş yazarın birer makale ile küreselleşmeyi anlattıkları eser, bu konuda asgari düzeyde bilgi sahibi olmak isteyen ilgililer için ideal olmuş. En can alıcı noktayı da Mehmet Altan vurgulamış. Şöyle diyor Sn.Altan; "Okumuşluk yılı 3.6 yıl ve çalışanlarının %95'i mesleksiz olan bir ülkede küreselleşmenin yoğun rekabetine katılmak hayatı zorlar, ancak o zorlama olmadan da gelişme olmaz."
Sınırlarımızı zorlamamız ve hedeflerimizi yükseltmemiz için Mehmet Altan'ın bu cümlesi üzerinde düşünmeliyiz .
29.12.2002

Yakın tarihimizin diplomatik mücadeleleri sürükleyici bir anlatımla okuyucuya sunulmuş.
Masa başında kazanılan zaferlerin savaş alanlarında kazanılanlar kadar önemli olduğu, hatta bazen daha da önemli olduğu ibretlerle anlatılmış. Kıbrıs konusunda neden sadece Türkiye’ye amborgo uygulanıp Yunanistan’a uygulanmadığı hakkındaki bir soruya ABD dışişleri bakanının verdiği cevap kitaba alınmış ki gerçekten bir ibret belgesi. Dünya diplomasi manevralarının Türkiye'yi hangi açılardan etkiledikleri de ilgi çekici bir tarzda anlatılmış. Mesela 1960 yılında ABD ile Küba arasındaki krizin Türkiye'yi ne şekilde etkilediğini görebiliyoruz bu kitapta. Basının, diplomaside bir propoganda aracı olarak kullanıldığını, toplumun düşüncelerini amaçlanan bir yöne yönlendirmek için yakın tarihte sıkça kullanıldığını örnekleriyle okuduğumuzda da basının ne kadar özgür olabileceği konusunda endişeye düşüyoruz. Kıbrıs konusunu da ele alan yazar bu konuda bu güne kadar yaşanan diplomatik olayları Ada'nın kısa tarihiyle birlikte çok güzel özetlemiş. Bu konuda tereddüt ettiğim bir konu ise Kıbrıs mücadelesinin Cumhuriyet tarihimizin en başarılı diplomasi mücedelesi olduğundan söz etmesi. Kıbrıs konusunda memnun olan tek bir taraf yoksa başarı nerede acaba? Bir de yazar çok sık olarak Atatürk'le birlikte başlayan batılılaşma hareketinden bahsetmiş ama batılılaşma hareketi en belirgin olarak Atatürk'ten yaklaşık yüz yıl kadar önce Tanzimat ve sonrasındaki Islahat Fermanıyla başlamıştı. Okunması gereken güzel bir eser ve yaşanan olaylardan oluştuğu için bir kaynak kitap olmuş.
29.12.2002

Futbola sadece milli maçlarda seyirci olarak ilgi duyan biri olarak bu kitabı kitapçı rafında görsem ne kadar ilgi duyardım bilemiyorum ama Kitapyurdu'nun hediyesi olarak elime geçen kitabı okuduğumda futbolun sadece seyircilikten ibaret olmadığını, perde arkasında pek çok hesapların yapıldığını sade bir anlatımla görmüş oldum. Mesela zengin ülkelerdeki popüler futbolcuların, ihtiyaç olunmasa bile Avrupa kulüpleri tarafından transfer edilerek bu ülkelere futbol görüntülerini pazarlamayı gerçekleştirdikleri gibi bir hatırlatmada bulunulmuş. Zidane'yi transfer eden kulübün ise futbola sıra gelene kadar düşündüğü pek çok hesabın olduğu gözler önüne serilmiş. Bir de kitapta "Kardelen" isimli bir bölüm var ki okuyunca Beşiktaşlı olmadığıma üzüldüm gerçekten. Beşiktaşlı'ların gururunu okşayacak bir bölüm olmuş. Futbol tutkunları için bir solukta okunabilecek eğlenceli bir kitap.
25.12.2002

Güzel bir konu işlenmekle birlikte kişi tasvirleri biraz yavan kalmış. Romandaki kişiliklerle bütünleşemiyor okuyucu, hep yabancı kalıyor. Sonra çok gereksiz ayrıntılar var. Tarlada çalışan kadınların tuvalet ihtiyaçlarını nasıl giderdiklerini bu kadar detaylı ve uzun anlatmaya gerek yoktu. Adet dönemine giren Meryemin çektiği sıkıntıları bu kadar ayrıntılı ve uzun anlatmaya gerek yoktu. Romanın pek çok yerinde düzey çok düşürülmüş. Gereksiz küfürler ve argolar romana malzeme edilmiş. Ayrıca askerdeki Cemal tanıtılırken "...Gabar Dağında Kürtlerle savaşıyordu" ifadesi kullanılmış ki çok yadırgadım. Güneydoğuda PKK terörüne karşı bir mücadele vardı ama Kürtlerle savaş diye bir şey yoktu. Bu çok rahatsız edici bir ifade bence. Bir diğer rahatsız olduğum konu ise Meryem'e tecavüz eden amcasıyla ilgili bölümü anlatırken yazarın, bunun Anadolu'da sıkça yaşanan bir olay olduğunu ifade ederek çirkin bir genellemeye girmiş olması. Sonuç olarak; hayır sayın Livaneli, olmamış.