E-Dergi

Mehmet Altan'ın her zaman her fırsatta dile getirdiği temel düşüncelerini bu kitapta topladığı makalelerinde de görüyoruz. Bunlar; “Camiye karşı kışlayı savunmak ilericilik değildir”, “Batılı olmak için batılı gibi tüketmekten önce batılı gibi üretmek gerekir”, “En büyük düşman fakirliktir”, “Demokrasi olmadan cumhuriyet hiçbir anlam ifade etmez, cumhuriyet hakimiyeti hanedandan alır ama eğer demokrasi olmazsa diktatöre devredebilir”
Tüm bu güzel düşüncelerin içini dolduran anlatımları bu eserde bulabilirsiniz.

Türk imparatorluklarının kronolojik olarak topluca ele alındığı bir başvuru kitabı niteliğinde. Özellikle öğrenciler için çok faydalı olabilir. Diğer taraftan sadece resmi tarih ile sınırlı. Uslüp olarak da lise tarih kitaplarının uslubu kullanılmış. Bu kitaptan tarihin karanlık noktalarının aydınlatılması beklenilmemeli. Tarih okumaktan hoşlanmayanlara tarihi sevdirecek bir kitap da değil ancak tarih meraklılarının kronolojik olayları birarada görebilecekleri bir başvuru kitabı. Bu yüzden her kitapseverin kütüphanesinde birtane bulunması gerektiği düşüncesindeyim.

Babasının askerlik görevi nedeniyle ailesi ile birlikte gittiği pek çok bölgenin ve o zamanlar henüz Osmanlı sınırları içinde bulunan Arap ülkelerin ve kendisinin görevli olarak gittiği Balkanların halini ve kendi yaşadığı olayları günlüğünden anlatması adı geçen bölgelerdeki halkın yaşam tarzını anlamamıza yardımcı oluyor. Balkan harbi öncesi hatıraları da oldukça ilginç; yakın zamanda Türkiye'nin Güneydoğusunda yaşanan terör mücadelesinin aynısını Balkan savaşı öncesi Rum ve Bulgarlarla Balkanlarda yaşandığını görüyoruz. Ayrıca K.Karabekir'in Enver Paşa ile arasının çok iyi olduğunu görüyoruz. İttihat ve Terakki fırkası içinde önemli görevler üstlenişinin temelleri burada atılmışa benziyor.

Hitler'den UFO'lara, Ortadoğu'daki su sorunundan Atlantis'e kadar pek çok değişik konuda okuyucuyu farklı yönlerden düşünmeye iten keyifli bir kitap. Ayrıca Yecüc-Mecüc'ler hakkında da farklı bir bakış açısı bulabilirsiniz bu kitapta. Kitabı nasıl bitirdiğimi anlayamadım.

Kitabın anlatımı keyifli olmasına keyifli ama, ne anlatmak istediği pek açık değil. "Nerde akşam orada sabah" türünden yaşam süren bir insanın evliliği hiç yaşamadan aşkın ömrünün evde uzayacağını düşünmesinin temenniden öte pek de dayanağı yok sanırım. Ayrıca kitabın ismi ile içeriğinin birbiri ile pek alakası yok.