E-Dergi

Her şiiri yüreklere dokunan, pek çok şiiri şarkılara güfte olmuş edebiyatımızın büyük önderlerinden Ümit Yaşar Oğuzcan'ın her dizesi yüreklerinize dokunacak.

Yazar, okuyucularının bildiği üzere psikanalizin önde gelen ustalarından biri. Her hikayesi insan ruhunun derinliklerine nüfuz eden usta bir yazar aynı zamanda.
Bu kitaptaki hikayeleri de böyle.
Bir kadının sevgilisine, intihar etmeden hemen önce yazdığı bir mektup.
Bu mektubun okuyucu üzerinde bıraktığı etkiyi anlatacak cümleleri bulmak kolay değil, ancak okuyarak görmek gerekir.

Trevanian'ın bazı kitaplarının heyecan temposu yüksek iken, bazıları gerilim yüklü oluyor.
Yazarın bu kitabı da, ilk sayfalardan itibaren gerilim dolu bir hikaye
İnsan zihninin derinliklerine işleyen travmaların, insana farkında olmadan neler yaptırabildiğine dair ibret dolu bir hikaye.
Bir kasabada çalışan genç bir doktor, kasabaya yeni taşınan bir aile ile tanışır.
Aile, bir kız ve erkek ikiz kardeşler ile bir babadan oluşmaktadır.
Doktor, bir tedavi vesilesiyle aile ile tanışır, zaman içinde kıza aşık olur.
Her geçen gün ailede çelişkili davranışlar fark eder.
Ailede herkesin birbirine yalan söylediğini fark eder.
Zamanla endişeleri artar ve aşık olduğu kız için bu aileyi güvenli bulmamaya başlar.
Onu kurtarmak istediğinde ise ....

İnsanların rahatları, konforları yerindeyken, karınları tokken, güvenlik endişesi yaşamıyorken medeni ve sevgi dolu olabiliyorlar.
Ancak şartlar zorlaştığında, hayatta kalma mücadelesi, ortama uyum sağlamayı zorunlu hale getirebiliyor.
Bu sadece insanlar için değil, tüm canlılar için geçerli bir durum.
Yazar konuyu bu kez bir köpeğin gözünden okuyucuya sunmuş.
Buck bir bahçe köpeğidir.
Bahçesinde bütün gün oynayıp eğlenmekte, acıkınca mama tasından mamasını, su tasından suyunu içmektedir.
Ancak bir gün sahibinin onu bir başkasına satması ile her şey alt üst olur.
Buck satılarak bir kaç kez sahip değiştirir ve her sahibi bir öncekinden daha acımasız, daha kötüdür.
En son madenci sahipleri sayesinde vahşi doğa ile de tanışır.
Şartlar Buck’ı farklı bir kişiliğe doğru hızla sürüklemektedir.
Ve Buck’ın geldiği en son nokta inanılmazdır…
Sizin de okurken tüyleriniz diken diken olacak ve Buck’ın son haline inanamayacaksınız.

Yazarın 4 hikayesinden oluşan bir derleme var elimizde.

İlk hikaye aynı zamanda kitaba adını veren ironik hikaye.
Leydi ile düşes fala çok meraklıdır.
Falcı partileri düzenleyip el falı baktırmaktadırlar.

Bir gün Lord Arthur da bu partilerden birine katılır.
Ancak falcı Lord Arthur'un elini görür görmez irkilir ve söyledikleri lordun hayatını alt üst edecektir.

İkinci hikaye, Gizemli Sfenks.
Yazarın ünlü sözü "kadınlar sevilmek içindir, anlaşılmak için değil" sözü bu hikayede geçiyor.
İnsanların gizem ve gizemli görünme tutkusunu ironik bir dil ile anlatıyor.

Üçüncü hikaye ise,
Fakir görünmeye çalışan baronun sebep olduğu komik durumlar,

Dördüncü hikaye,
Shakespeare'in Sonelerinde geçen Willie Hughes adlı kadınsı karakterin gerçek bir kişilik olup olmadığına yönelik incelemeleri içeren bir portre.