Toplam yorum: 3.090.136
Bu ayki yorum: 734

E-Dergi

Turhan Yıldırım

1983 yılında İstanbul’da doğdu. Eskişehir Anadolu Üniversitesi İşletme Bölümü’nü bitirdikten sonra İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde İşletme alanında yüksek lisans eğitimini tamamladı. Öyküleri Lacivert Öykü ve Şiir Dergisi, Hece Öykü, Altıyedi, Kirpi, Edebiyatist, Trendeki Yabancı, Parşömen Edebiyat, Litera Edebiyat, Oggito, İshak Edebiyat, Edebiyat Burada, Yazı-Yorum, Mahal Edebiyat ve Martı dergilerinde yayımlandı. Son olarak H2O Kitap tarafından yayımlanan Öteki Sesler seçkisinde bir öyküsüyle yer almış, ayrıca çeşitli antolojilere de öyküleriyle katkı sağlamıştır. Eserleri Kara Gergedan (Öykü), 2021 Modern Soslu Postmodern Makarna (Öykü), 2023

Turhan Yıldırım Tarafından Yapılan Yorumlar

04.03.2024

Neredeyse tüm öykülerde toplumumuzda bulunan kimi alışkanlıklar, doğalmış gibi gelen negatif özellikler kara mizah kullanılarak eleştirilmiş. Mekân yaratımı, diyaloglar, dil kullanımı ve öykü boyları genel olarak başarılı. Kitapta yer alan bazı öykülerde iki damar var ki bunlara ait metinleri özellikle sevdiğimi söylemeliyim. Bunlardan ilki yazarın uçabildiği öyküler. Kurgusu kitapta yer alan diğer metinlere göre çok farklı, distopik ve yer yer gerçekliğin dışına kayan öyküler bunlar. "Dedeler", "Küçük Yamyam" ve "Herkesin Bildiği Şu Kedili Kadın" bu dediğime örnek olan metinler. Tasmalı dedeler, sivri dişli yamyam küçük çocuk ve yazara saldıran kediler. Karanlık bir atmosferle birleşen şiddet içeriği, öyküleri oldukça farklı kılıyor. Diğer beğendiğim damarsa iki ayrı mekanın ya da zamanın birleştiği kara mizah içeren öyküler. "Tanrısal Boğanın Kurban Edilişi" ile "Mutlu Son" adlı metinler benim için bu sınıfın içinde kalıyor.
28.02.2024

Küller, doğayı neredeyse her unsuruyla öykülerine dahil eden bir kitap. Semrin Şahin'in iyi bir doğa gözlemcisi olduğunu, hayvanlar ve bitkilerle oldukça güzel bağ kurduğunu metinlerinde görebiliyoruz. Kitapta yer alan öykülerin neredeyse tamamı Kafkaesk atmosfere sahip. Cümleler gayet yetkin ve süssüz. Atmosferi bize oldukça başarılı bir şekilde yansıtıyorlar. Daha ilk öyküden başlayarak neredeyse her metinde sahneler gözümde canlandı. Anlatmaktan çok göstermeye odaklanan, insanların yaşadığı çeşitli acıları duygunun yakıcılığına kaptırmadan ifade eden bir kitap Küller. Aslında anlatılanlar oldukça güçlü ama bizleri yıkıp geçmiyor, geriye içimizde ince bir sızı kalıyor. Özellikle çocukların yaşadığı ya da yaşattıkları, öykülerin pek çoğunda yer alıyor. Doğanın çeşitli unsurlarıyla birlikte çocukların hikâyeleri de metinlerde geziniyor.
26.02.2024

Bay Y, tipik bir modernist anlatı sunuyor okura. Kıvrak, ironik dile sahip, anlattığı karaktere ve hikâyesine kitabın kapağında olduğu gibi dürbünle bakan ama karakterin yaratıcısı da olduğu için ona dair her şeyi bilen enteresan bir "biz" anlatıcıyla yani ihtiyar sese sahip anlatıcı korosuyla 64 sayfa boyunca birlikteyiz. Kullanılan bu anlatıcı tipinin novellaya hareket kattığını rahatlıkla söyleyebilirim. Alışık olmadığımız tipte bir anlatıma neden olmuş. Karakterimiz Bay Y. köklerini daha çok Robert Musil'in Niteliksiz Adam romanında görebileceğimiz canı istediğinde pek çok şeyi yapabilen, yetenekli ama yapmamaya meyilli olan bir karakter. Oblomov tembelliğinin bir başka versiyonunu gözlemliyoruz metinde. Tam bir modernist dönem antikahraman anlatısını görüyoruz eser boyunca. Korkut Kabapalamut'un anlatım dilinden de kaynaklı okur için zevkle ilerliyor novella. Kitabın 64 sayfa yerine örneğin 96 sayfa civarı olmasını arzu ederdim.
23.02.2024

Didem Kazan Sol, ilk öykü kitabı Kusura Ayna'da özellikle içerik anlamında farklılığı bambaşka bir yere taşımış. Patates tanrısına inanan ve kendini o tanrının elçisi olduğunu düşünen karakterden, gökten kutu kutu yağan rimellere, kuyruklu kadından, hükümdarın kusurlarına ayna olan "r" harfine düşman karaktere, mahallede ansızın kaybolmaya başlayan kedilerden hayalindeki masallarda tatmin olan kadına kadar. Yazarın kaleminin parlak olduğunu, ilk kitabından ışığını verdiğini rahatlıkla söyleyebilirim. Bunca farklı öyküyü düşünebilmek ve kurgulayabilmek hakikaten önemli iş. Yazar çoklu anlatıcı kullanmayı seviyor fakat bu tip anlatıcının olduğu öyküler kitapta anlatım açısından sorun yaşıyor. Kitapta çoklu anlatıcının olmadığı öykülere baktığımızdaysa yazarın rahatlıkla birinci şahıs ya da üçüncü şahıs anlatıcıyla iyi anlatıma sahip metinler kaleme alabildiğini de görüyoruz. Yine de ilk kitap olarak başarılı bir eserle karşı karşıyayız.
22.02.2024

Merve Yakut'un ilk öykü kitabı Caravaggio Kırmızısı on dört öyküden oluşuyor ve tıpkı ismi gibi sanatla iç içe geçmiş öyküleri barındırıyor. Resim tarihinde önemli bir yeri olan Caravaggio’nun aykırı üslubu metinlere sinmiş. Farklı bir zihinden doğduğu çok belli olan bu öyküler, kurguları ve içerikleriyle farkını ortaya koyuyor. Yazarın diliyse genellikle usul usul akıyor. Fazlasıyla estetik bir cinsellik anlatımını görüyoruz. Özellikle kitaptaki ilk öykü olan “La Femme De Chambre” bölümlü yapısı, Fransa’da bir otelde housekeeper olarak çalışan bir kadının yaşadıklarının anlatımı metnin akılda kalmasını sağlıyor. Kitabın açılış öyküsü olarak oldukça güçlü. Yazarın Georges Perec hayranlığını ise “Malum Harfi Hiç Kullanmadan” adlı öyküde görüyoruz. “E” harfini kullanmadan roman yazan Perec’e nazire yaparcasına bu öyküde Merve Yakut, bu harfin lipogramıyla metni kaleme almış. Bu öykü Caravaggio Kırmızısı içinde biçimiyle öne çıkıyor.