E-Dergi

Ergun Göze'nin babası Mülazım Ahmet Kafkas cephesinde Ruslara esir düşmüştür. Bu esaret yaklaşık üç yıl sürmüştür. Esirlerin ilk durak yeri Bakü'deki meşhur Nargin Adası'dır. Orada Azerbaycanlı zengin Türkler esirlere destek olmaya çalışırlar ama esirler oradan Sibirya'ya götürülür. Sibirya'dan Alman istihbaratının yoğun ve detaylı çalışmasıyla kaçan mülazım Ahmet Viyana'ya Türk elçiliğine geldiğinde yaşadığı sahne tüm esaret hayatından daha ağır gelmiştir. Çünkü diğer devletler kaçan esirlerini tren istasyonundan alıp ülkesine götürürken Türk esirler sora sora Türk elçiliğini bulmuşlardır ve gayet soğuk şekilde karşılanmışlardır. Üstelik büyükelçide sevgilisiyle sayfiyede eğlencededir.
Yüreği yaralı esirler kendileri gibi yaralı olan vatan topraklarına uzun kaçış sonunda nihayet gelerek vatan toprağını öpmeyi başarmışlardır.

Kitap mütercimin önsözüyle başlıyor ve Beyhakî hakkında geniş bir malumat veriliyor. Zühd; hadisler ışığında uzun uzun açıklanarak sahabe efendilerimizden ve din büyüklerinden zühd hakkında gelen rivayetlerle iyice pekişmesi sağlanıyor.

Kitapta; Peygamber Efendimizin(s.av) namazdan sonra okuduğu veya sahabe efendilerimizin Peygamberimizden(s.a.v) naklettiği dualar anlaşılır şekilde bir araya getirilmiş.

Mehmet Şerif Aydemir'in kitapta bulunan on altı hikayesiyle kâh karlı dağların zirvesine çıkıyoruz, kah İstiklal caddesinde İnsan Kitabevi'nin önünde bir deliyle sohbet ediyoruz.
Kitabın her ne kadar deneme türünde olduğu belirtilse de; türkülerle, hatıralarla, kitaplardan alıntılarĺa oluşturulan büyülü anlatım hikâye türüne daha çok yaklaştırmış.

Amerikalı yazar George Simenon'un "Manhattan'da Üç Oda" isimli eserinin Peyami Safa'nın kendi deyimiyle milli hayatımıza tatbikini okuyoruz. Uyarlama bir eser olarak Milliyet Gazetesi'nde tefrika edilen roman yıllar sonra Seval Şahin tarafından iki kapak arasına alınmış.
Kitabın kurgusu basit ve üç dört karakterle roman bitiyor olsa da Peyami Safa'nın üslubu kitabı okunur hale getiriyor.