E-Dergi

Irak'lı arap yahudilerden olan yazar üç dünya derken Irak, İtrail ve İngiltere'de yaşadığı yılları anlatıyor. Irak dönemi anıları çok ilginç ve şaşırtıcı, itrail dönemi ise siyonizmin duygu ve düşünce atmosferini anlamak için ilginç tespitler içeriyor, İngiltere ise daha çok itrailin kuruluşu, ingilteredeki siyonizmin gücü ve itraille ilişkiler bağlamında önemli. Yazar Filistin konusunda adil ve insaflı tespitleri ve araştırmaları olan bir yazar, yahudi olmasına karşın siyonist değil hatta müslüman siyonistlerin varlığı dikkate alınırsa tam bir antisiyonist, iki devletli çözümün mümkün olmadığını söylüyor ki ben de aynı kanaatteyim, yahudilerin ve müslümanların birlikte yaşadığı demokratik bir devleti çözüm olarak görüyor, fakat kanaatime göre emperyalizm ve siyonizm varken hayal görüyor, zaten bu anı kitabını 2022'de yazmış yani Aksa Tufanı Operasyonu ya da Filistin Gazze Soykırımı'ndan önce. Her neyse kitabı alıp okumanızı hararetle tavsiye ederim.

KİTAP DEĞERLENDİRMESİ-2025/18
Yakın zamanda yitirdiğimiz nevi şahsına münhasır bir kişi olan Nihat Genç'in "Veryansın"dan sonra ona veda anlamında bir kitabını daha okumak istedim ve bu kitabını nadir kitap'tan ancak tedarik edebildim. Başlamamla bitirmem bir oldu. Dili sinkaflı da olsa bir "islamcı erol" ve ayrıca osman ve nur üzerinden dindarların dünden bugüne değişimini irdelemeye çalışmış. Türkiye'nin son 35 yılına bir tipoloji üzerinden nazar etmiş. Bir nevi Mustafa Kutlu'nun "Ya tahammül ya sefer" hikayesinin kendi birikimi ve üslubunca çağdaş versiyonunu yazmaya çalışmış. Meraklısına tavsiye ederim. Hep söylerim bize artık akıllı ya da akıllı geçinenler değil dobra dobra bildiği doğruları özgür ve cesaretle söyleyen deliler lazım.

Yazar, zengin bir kaynakçayı okuyarak İstanbul'un 1453-1924 arası yaklaşık 500 yıllık tarihini harika biçimde anlatıyor. Tarafgirlik pek hissetmedim, ilmi ve insaflı buldum. 600 sayfaya yakın bu kitabı bu ülkede bir tarihçinin yazabileceği kanaatinde değilim. Kitabı okuyunca Ankara'da doğmuş ve ömrünün 30 yılını Angara'da geçirmiş biri olarak çok sevdiğim İstanbul'u bir kere daha sevdim. Bana göre İstanbul bir şehirden öte bir şeydir (bir ülke adeta, her ilçesi bir şehir), her yönüyle bu ülkedeki bütün şehirlerden farklıdır. Ankara her zaman ikinci olmaya mahkumdur ve kanunla başşehir olsa bile her zaman en fazla ikinci olarak İstanbul'un gölgesinde kalacaktır. İstanbul dünya şehirlerinden ve başşehirlerinden biri olup tarihi, coğrafi, iklim, kültür, sanat, bilim, finans, yenilik, ilerleme, özgürlük, çağdaşlık velhasıl her açıdan her zaman Türkiye ve Dünyanın Bir İncisi olmaya devam edecektir. Kitabı hararetle okumanızı tavsiye ederim. Yazarını ve çalışmasını tebrik ve takdir ediyorum.

Bu kitap MKA döneminin resmi değil öteki tarihinin devamı niteliğinde. Yazar, 1928-1933 arası döneminin önemli olaylarını analiz etmeye çalışıyor. Yakın tarihe farklı bir açıdan bakmak isteyenler kaçırmasın derim.

Bu güzel satırlar için teşekkürler, sizin gibi kıdemli ve kaliteli bir yazarın iltifatına mazhar olmak benim için onurdur