Romanımızın kahramanlarından kahvehane garsonu Takmaz Niyazinin bir sözüyle başlayayım: "Burası Meşrutiyet Kıraathanesi; müşteriden önce patron gelir". Bu kahvehane her kahvehaneye benzemez. Bu kahvehanenin demirbaş müşterileri devletin ve bürokrasinin üst düzey kademelerinde görev almış, ancak emeklilikten sonra cepleri bir türlü para yüzü görmeyen tarım müdürü, vali, jandarma komutanı vb. yanısıra sağlık memuru, posta memuru, öğretmen emeklileridir.
Emeklilerimiz 1950-60'lı yılların toplumsal, ekonomik ve siyasi olaylarını mizahi biçimde, genelde birbirlerini şaka yollu kızdırarak bize yansıtıyor. Yani mizah yoluyla Türkiyenin o dönemlerin baskıcı yönetimlerinden demokrasiye nasıl geçmeye çalıştığı aktarılıyor.
Her kahvehane köşesinde olduğu gibi burada da insanlar sohbet ederek oturdukları yerden ülkeyi kurtarma teorileri üretiyorlar. Yalnız buradaki sohbetler biraz farklı çünkü;
BURASI MEŞRUTİYET KIRAATHANESİ; HER KAHVEHANEYE BENZEMEZ