Şakird Hakkındaki Yorumlar

vysbrs
19.05.2020
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Eksik yönleri olsa da konusu ilginç gelebilir diye düşünüyorum.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Lostris
25.07.2016
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Genel olarak eksikliklerine rağmen kitabı beğendim, ama karakterler biraz sığ kalmış, Ahmet'in derinliklerine çok inemedim mesela. Hikayeler, hikayeler arasındaki geçişlerde devamlılık sorunu karakterleri oturmama engel olan nedenlerden birisi... Konu bütünlüğü bulamadım. Diğeri ise cemaatin içinde kendimi fazla bulamamam, özellikle Murat ve Ahmet'in arayışının gerekçelerine, kafalarındaki sorunlara ve sorulara tam giremedim, her ne kadar cemaate eleştirel ve sosyal bir bakış ile yazılmaya çalışılsa da içeriği tam dolmamış. Etrafımızdaki her insanın Cemaat üyesi olabileceği hissini karşılaşmalarla iyi yansıtmış yazar.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Ömer ULUSOY
05.01.2016
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Daha iyi olabilirdi, sığ kalmış. Abartılacak kadar değil.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (1)
Bu Yorumu Yanıtla
doublemoon 08.09.2012
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
neler olup bittiğini ya da bir topluluğun nasıl işlediğini öğrenmek istiyorsanız okuyun derim. ön yargılarınızı bir kenara bırakarak tabiki.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (2)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Eren Yalçin 20.09.2011
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Dinime küfreden bari müselman olsa demiş eskiler nede doğru demişler. Yazar nam-ı diğer "Yusufçuk" kardeş girdiği cemaatte bir kaç yıl bir zaman geçirdiğini söylüyor. Sanki bütün hayal kırıklıkları girince başladı çıkınca bitti. Oysa bu zat Allahın varlığını (kendisi Tanrı demeyi yeğliyor kitabında) sorgulamaya kadar vardırıyor işi inkar etmiyor gibi görünsede inandığı, bir mü'minin bakış açısıyla yani kayıtsız şartsız iman ile bağlanılan bir Rab değil bahsini ettiği, gerekirse şu an tek ve hak kitap olan Kur'an-ı Kerim'i bile sorgulayabileceğini düşünüyor. Kitabın bir yerinde kendi gibi cemaatten ayrılmış bir arkadaşına bak ayrıldım yine namaz kılıyorum oruç tutuyorum diyor. Bir başka yerinde genişçe ve arsızca yolda arabasına aldığı bir bayanla otel odasında birlikte olduklarını ayrıntıları ile anlatabiliyor hemde basbayağı açık bir şekilde. En basitinden bile yaşasa dini hayatı, bir müslüman bunun apaçık bir zina olduğunu bilir. Bu kişi değil bu cemaaatte herhangi başka bir gruba, tarikata bile yolu düşse aynı şeyleri yapardı. Gülen cemaatini sorgularken laf risalelere geliyor. Risale-i Nur'lardan kitaplara oradan vahye kadar sorgulama devam ediyor. Yazar nerede duracağını bilemeyen ve bu tip konularda yazanların çok daha çabuk popüler olabildiğini çok iyi anlamış birisi. Dediklerinde haklılık payı çok lakin sadece cemaatle ilgili kısımları konuşmalıydı çünkü bu cemaaatte ihlas denilen mevhum 28 şubatta kapının önüne koyuldu. Yeni dönemde bu cemaat İhlas Holding'in başına gelenin farklı bir versiyonunu yaşıyor. Kısaca ihlas falan kalmadı herşeyin ölçüsü para ve güç oldu. Bediüzzaman hazretleri namaz kılmayanın çayını bile içmezdi. Değil çay, meşru olduğu halde hediye bile kabul etmedi öyle ihlaslı yaşadı ve bunu hep muhafaza ederek ahirete gitti.
Şimdi papazlar ve hahamlarla elele kolkola yürüyelim light İslam'a manzaraları ne, bunlar olurken Yenibosna otobüs durağında köprü altındaki sefiller iyiliği şiar edindiğini diyen bir medya imparatorluğuna 100-150 mt kadar yakındalar. Dünyayı kana ve gözyaşına boğan Amerikaya tek bir sert söze yer verilmeyen bir gazete!!! Umarım hallerini görüyorlardır çünkü içlerinde hala vicdanları sızlayan insanların çok olduğunu biliyorum.
Bu konularda yazacak yazarlara sesleniyorum eğer yazacaksanız en evvel nefsinizi adam edin itikadınızı düzeltin ondan sonra eleştirinizi yapın edebiyatınızda edeb olsun. İllede cinselliği yazılarınıza koyacaksanız dinle alakalı konuların aralarına serpiştirmeyin. Bu kitapları kimler okuyor iyi düşünün...
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (10)
Hayır (12)
Bu Yorumu Yanıtla
nawzera 28.11.2009
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Selamlar...Kitabta konu bütünlüğü yok..Yazarın uslübunu beğenmedim...Kitabın konusu olan cemaatle ile ilgili bilgiler çok az...Anlatım sürüklemiyor...Konunun ana kahramanının yaşadığı gündelik sıradan işler kitabın yüzde 80 ine serpiştirilmiş...Kısacası hiç beğenmedim...Çok daha güzel olabilirdi...Mesela cemaatin artısını eksisini bolca dile getirip konunun ana kahramanı üzerinde etkisini roman havasında anlatabilirdi...Ama yok yok...boşa para vermişim...
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (8)
Hayır (2)
Bu Yorumu Yanıtla
ynszngn
19.09.2017
Kendi kendisiyle çelişkiye düştüğü, sanki ulaşamadığı ciğere murdar demek için yazılmış...
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Hülya! 04.11.2008
Ben herkesin burda uzun uzun yazdığı yorumlar gibi yorum yazamayacağım malesef.Sadece yazarın okuduğum ilk kitabıydı ve etrafımdaki insanlar kitabı farklı bulduklarını söyledikleri için okudum.Yazarın dili güzeldi ve konu farklıydı,Bunlar günümüzde hala olan şeyler.Baş karekterin,öyle var olan bir cemaatte yer aldıktan ve yıllar sonra onlar hakkındaki düşünceleri benim gerçekten de dikkatimi çekti.Fettullah Gülen cemaatinin yaşamını merak eden insanlar varsa okumalı diye düşünüyorum.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (2)
Hayır (1)
Bu Yorumu Yanıtla
osman yılmaz 23.12.2007
Kitabın seçtiği konu çok önemli ve ilgi çekici.
Bu heyecanla kitabı aldım ve okudum bir solukta.
Cevap bulamadığı sorulardan bahsediyor yazar, hakbuki kitabı okuduğunuzda doğru dürüst sorularla karşılaşmıyorsunuz.
Eleştiri anlamında söylenecek çok şey olabilir belki, fakat Müstecaplıoğlu'nun üslubu çok zayıf.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (4)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Tayyar Paşa 24.04.2007
yorumları okudum. Kimi Peygamber Efendimizi öne sürmüş, kimi kutsal hizmetten dem vurmuş.Kimisi Dava demiş kimisi Fethullah Hoca nam-ı diğer Abdülfettah Şahin demiş. Diyenler de zaten belli etmişler Bardağın hangi tarafından baktıklarını.
Hizmete giren kişilere ilk başta şu aşılanıyor: sen hizmete birşey veremezsin ama hizmet sana çok şey verir, hizmeti eleştirirsen şefkat tokatları yersin ona göre ayağını denk al. ve insan hizmete girdikten sonra kendini borçlu hissetmeye başlıyor . Bu borcunu da en zayıf anlamda hizmeti eleştirmemekle ödemiş oluyor. Bence yazar konu olarak da çok güzel bir konu seçmiş. Zannetmiyorum bu konuyu seçmesindeki maksat prim yapmak olsun. Kendince, yaşadığı sıkıntıları kaleme almış bir cesaret örneği göstererek. Konu güzel ama hikayeler birbirinin içerisine girmiş .Kahramanlar kimi yerde karııştıralbiliyor bu da anlam bütünlüğünün bozulmasına neden oluyor. Bence zevkle okunabilecek bir eser.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (4)
Hayır (1)
Bu Yorumu Yanıtla
bergüzide 09.03.2007
bu kitabı 2 gün gibi kısa bir sürede tükettim pardon okudum...roman kurgusu ve tekniği olarak iyi sayılabilir ama tasvir olayını biraz abartmış yazarımız.konusu da pek afilli herkesin rant elde etmeye hevesleneceği türden..merak etmeyin
benzerleri yoldadır:)) şakird-2 şakirde falan falan...filmi falan çekilirse şaşırmıyacam hiç ee
ne kadar küçültüp yok sayarsan o kadar yücelir ve sevilirsin mantığı...çok tutuyo böyle küçültücü argümanlar..:))))))))
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (4)
Hayır (2)
Bu Yorumu Yanıtla
sadecekitaplar 04.03.2007
Nasıl başlasam, nerden başlasam bilmiyorum bildiğim tel şey şu ki:' Bu kitabı sevmediğim ve severek okumadığımdır'' .Öncelikle konu bütünlüğü yok, bir sonraki bölümde nerede kaldığınızı unutuyorsunuz,kahramanlar tamamen birbirinden bağımsız, yani hiç roman havasında gibi değil. Açıkcası sevmedim elimde de epey süründü , Şakirdlere dair içinde aman aman engin ve derin bilgiler de yer almıyor. Her ne kadar bu ülkedeki dini gruplarla bir ilgim olmasada ben de merak uyandıran bir konudur. Yazaraın okuduğum ilk eseri, sevdiğim bir arkadaşım yanlış hatırlmaıyorsam Bataklık Ülke'yi okumuştu ve beğendiğini söylüyordu, bakalım bir de onu deneyeceğim o nasıl. Uzun lafın kısası ben bu eserde aradığımı, umduğumu bulamadım, sevemedim Tavsiye eder miyim? Hiç sanmıyorum.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (2)
Hayır (2)
Bu Yorumu Yanıtla
elffozan 02.05.2006
''Şakirdleri tanımayanaların çoğu,hepsinin beyni yıkanmış zavallılar olduğunu düşünür.Sonra da evlerine gidip kendi peygamberleri televizyonun önünde,gelin kaynana programları seyrederek güya onlardan daha anlamlı bir yasam sürerler. ''
kitaptan alınmış bu bölüm çok doğru bir tespit bence.Aynı zamanda hizmet anlayısını insanların karakterlerine bakarak anlayamayız çünkü insanlığa hizmet bu kadar kısır bir döngü içinde sıkışıp kalamaz.Ben hizmetten değilim ama tanıdığım kadarıyla sorgulama yapan insanlara farklı bi bakış açısı var ama bunlar tamamen hizmet anlayısından değil insanların yetersizliğinden kaynaklanıyor bence. Bu kitapta insanlardan kaynaklanan sorunları çok akıcı bir dille anlatmış.Roman olarak harika... bi solukta okuyabilirisinz.Çoğumuzun beyninde hareket halinde olan düşünceleri yazar cok güzel dile getirmiş...
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (3)
Hayır (4)
Bu Yorumu Yanıtla
konuralp38 18.04.2006
Kim bu kitaptakilerin doğruluğunu ispatlayabilir? Kitabı okumadan demiş birisi bende aynı şeyleri yaşadım!!
Bu kitabı yazan kişi vatanına milletine dinine insanlığa Fethullah Hocanın milyonda biri kadar bir iyilik hizmet yada ne derseniz etmişmi.. kendi menfaatleri cenderesinde bir hayat süren için bilmeyenin cemaat dediği bu hareket tabiki saçma mantıksız boş gelir..
Metis gibi ciddi bir yayınevine yakıştıramadım böyle bir kitabı.. Elbetteki Fethullah Hoca bu kitabın adını bile duymayacak, O'nu sevenler bu kitaba sadece gülüp geçecek, yazar gibi birkaç garip kimse "he ya öyleydi" deyip kendini avutacak.. Sibiryada , kenyada , moğolistanda kolombiyada rusyada istiklal marşını okuyan gençliğe hitabeyi bilen ve ya kendi dinlerinin özünü kavrayan yada müslüman olan türk kültürü ile yetişmiş binler hatta milyonlar bu kitabın esamesini duymayacak bilmeyecek.. sadece insalığa yeniden "Barış" getirmek için uğraşacak.. Egonun menfaatin pragmatizmin hakim olduğu dünyaya yeni bir soluk manevi bir nefes verecek madde girdabındn insanlığı kurtarmaya çalışacak zencisi beyazı sarısı ile tüm bu insanlar..
Hep hayırla anılacak.. hep hayırlı işler yapacak.. kendi egosunun kurbanı olmayacak. benim gibi bu saçma sapan kitaba cevap yazmak için vakit harcamayacak..

Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (12)
Hayır (10)
Bu Yorumu Yanıtla
hnk 04.04.2006
Beşerin çoğu zaman şaştığı bir dünyada,
Sırf beşerin şaşmışlığından yola çıkarak
İnsanların(tabir-i diğerle beşerin) şahıslarına münhasır hatalarını umum hizmete mal etmek,
iyi niyetli girişimlerin ,hamlelerin,ortaya konulmuş hizmetlerin ASLI BUDUR BURDAN BAKILA BİLİNE anlayışıyla ele alınması ne kadar sağlıklı ve objektiftir acaba?.Bu anlayış telafisi zor yanlmaları da getirebilir şahıslar ve toplumlar için elbette.Ve ne yazık ki bu yanılmalar muaccelen değil zaman içinde bekleye bekleye, seyr eyleye eyleye olacağından iş işten geçmiş deyimine de mazhar olunabilir.Varalım okuyalım.Müstecaplıoğlunu okuyalım.Gayrını okuyalım.Okumuş olmak için değil elbette.Sırra ermek için,perdeyi kaldırmak için ilimle...Ve sonu gelmeden her bir nefsin,özünü bilmek için alemin okuyalım.Varalım okuyalım...Okumalarımız sonsuz varlığımıza düşülen müstakbelin şerhleri olsun...
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (9)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Vellas Jegand 18.03.2006
Lise yıllarından beri gerek Fantastik olsun gerekse Bilim-Kurgu Romanları olsun her zaman ilgi ile okuduğum romanlar arasında ilk sıralarda yer bulmuştur.Özellikle kendi memleketimden çıkmış ve bu yola emek vermiş birilerinin de bu konularda ter dökmesi ise beni fazlasıyla mutlu etmekte.Perg Efsanleri serisi ilk çıktığında gerçekten akıl almaz bir heyecan ve tutku ile kitapları tek tek devirdim.Her kitap'ın sonunda ne olacağını büyük bir merakla bekledim.Seri bitince ise ister istemez biraz üzüldüm.Akabinde Barış Müstecaplıoğlu'na ait yeni kitapları beklemeye başladım.Şimdi yeni kitabını biraz geçde olsa farkettim.Lakin henüz okuma fırsatım olmadı.Kitap gerek yapılan okur yorumları gerekse kitap'ın tanıtım aşamasında beni ziyadesiyle meraklandırdı.Zira bazı kendini okur sınıfına koyup önüne gelen her kitabı sadece tüketim çılgınlığı ve bir kitap okuru densin diye okuyan zaatlar var ki onları kitap ve onun yazarı değilde kitabın işaret ettiği gerçek hayattaki kişi yahut kurumlar ilgilendiriyor.Zaten okuduğu her kitapta amacı dünya görüşünü ve çerçevesini genişletmek derdinde olmayan bu tip okurlar her daim bir "öcü" gibi baktığı kişi veya kişilere nasıl farklı kulvarlardaki konu ve yazarlara ait kitaplarla kin beslerim ve dar olan düşüncemi daha nasıl dar hale getiririmin sevdasındadır.Zira bu ülkeye zerre kadar hizmet edip de,taş üstüne taş koyanın her zaman başım üstünde yeri vardrı.Bu güzide insanlardan biri de benim zaviyemde Sayın Fethullah Gülen Hocaefendi'dir.Yıllardır yaptığı hizmetler ile bu ülkenin ruhunu tekrar ayağa kaldırmak için can-ı gönülden bir yola çıkmış,bu yolda bazı tüketici-okurların bilmeden dediği gibi değil milyarlarca liralık ciro yahut şirketler kazanmayı,bu yolda hem canından hem de cananı olan Anne ve Babasındaan vazgeçmiş ve kazanç olarak sadece bir memur maaşıyla iktifa etmiştir..Haksız yere hapis yatmış ve sadece bu millet ve dine vefa borcunu ödemek için.Evet okullar yaptırmıştır gerek Laik(!) Türkiye Cumhuriyeti sınırları içine ve gerekse dünyanın öbür ucuna.Laik ve Demokrasiden dem vuran kimi tüketici-okurların bile gitmeye cesaret edemediği -20 -30 derecelik soğuklarını bulunduğu ülkelerden,40-50 dereceyi bulan sıcaklıklardaki ülkelere kadar.Bu tüketici-okurlara verdiğinizde burun kıvıracakları bir aylığa bu yolda gönüllü yoldaşlar yetiştirmiştir.
Her zaman bilmeden,birisine ait yolu-izi görmeden,onun yazdığı kitap yahut yazıları okumadan kişiyi eleştimek bizce çok kolaydır.Amaç Barış Müstecaplıoğlu'nun romanı vasıtasıyla dünya görüşüne bir pencere daha açmak olmayan bu tüketici okurların amacı sadece;hayatında bu Saygın zata münhasır bir düşünce kırıntısı dahi okumadana,üzüm yemek değil bağcıyı dövmektir.Diyoruz ki ey bu ülkenin Laikliğinden,Demokrasisinden dem vurup İslam Davası yolunda koşanları her koşul ve durumda kötüleyenler;varsa ve yapabiliyorsanız buyrun hodri meydan daha iyisini yapın bakalım.Yapın da bir dava ehli ve haksız yere kötülediğiniz kişi veya kişilere saygı duyan biri olarak sizleri bu memleket ve din uğruna birşey yapmış olmanızdan ötürü ayakta alkışlayalım.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (20)
Hayır (10)
Bu Yorumu Yanıtla
tan0006 29.01.2006
Fantastik eserler veren bir yazarın, günümüz dünyasını kaleme aldığı bir kitap şaşırtır. Fantastik kitaplarla başımın hoş olmadığını -çok eskiden birkaç Le Guin okumuş olmama rağmen- bu türe burun kıvırarak baktığımı belirtmeliyim. Kaba hatlarıyla tarif edebileceğim geçerli bir nedenim var: Değme fantastik maceralara taş çıkartacak bir ülkede yaşıyoruz. Bu tür kitaplarda yaratılan 'dünya'lar bizlerin yaşadığı 'dünya'nın yanında soluk kalıyor (Bakınız: gazeteler ve televizyonlar).
'Perg Efsaneleri' başlığı altında dört kitap (Korkak ve Canavar, Merderan'ın Sırrı, Bataklık Ülke ve Tanrıların Alfabesi) yazan Barış Müstecaplıoğlu, yeni romanı Şakird'le günümüze dönüyor ve 'kanatlarımız'ın değil 'ayaklarımız'ın altındaki Türkiye'de geçen bir öykü anlatıyor.
Müstecaplıoğlu, 'Perg Efsaneleri' serisinin ilk kitabı olan Korkak ve Canavar ile Türkiye'de de fantastik roman yazılabileceğini göstermiş, "20. yüzyıl fantastik roman geleneği ile Türkiye fantastik kültür geleneğinin bir araya gelmesinden ne denli güçlü bir anlatı çıkabileceğini gösteriyor" diye tanıtılmıştı. Müstecaplıoğlu'nun ilk kitabındaki başarısı diğer kitaplarında da sürmüş, türü sevenler 'Perg Efsaneleri'ni başucu kitapları yapmıştı.
Yazar, kendisiyle yapılan söyleşilerde Şakird'te Fetullah Gülen cemaatini anlattığını açıkça söylüyor. Yukarıda andığım burun kıvırmanın gerekçesi tam da burada hayat buluyor: Anayasasında laik olduğu yazılan bir ülkede İslami bir cemaat liderinin peşine bunca insanın takılmasının, cemaat şirketlerinin akıl almaz/bankalara sığmaz cirolarının, dünyanın dört bir yanına dağılmış okullarının, örgütlenme şeklinin vs. anlatıldığı bir maceranın fantastikliğini düşünebiliyor musunuz?
Müstecaplıoğlu, üniversite yıllarında bu cemaati yakından tanımış, anılarından yola çıkarak ilginç bir roman kurgulamış. Roman, dört karakter etrafında şekillense de Fetullah Gülen cemaatinden insan manzaraları sunuyor. Yazarın yaşamıyla benzer bir geçmişi olan Murat, bir zamanlar canciğer dost oldukları Ahmet'in ölümüyle büyük bir sarsıntı yaşar. Bir şirkette başarılı bir 'yönetici' iken, bir gün kimselere haber vermeden arabasına atlayıp Ahmet'ten kendisine kalan mektubu almak için yola çıkar. Kimselere haber vermeden dedik ama burada bir parantez açıp Murat'ın aşık olduğu kıza bir mektup yazdığını belirtelim. Romanın bir diğer kahramanı ise, okura, Murat'ın yolculuğu boyunca telefon mesajlarıyla eşlik edecek bir başka kız. Kahramanımızın bu kıza âşık olması ise an meselesi. (İnsanın yüzünü bile görmediği birine âşık olması, yaşamı hakkında en büyük kararı alırken bir tek o -modern zamanlar deyimiyle sanal- kişiyi önemsemesinden daha fantastik bir şey olabilir mi? Ama bugün bakıldığında böyle bir durum normal, hatta sıradan bile sayılıyor, yalan mı?) Murat, yolculuk boyunca, geri dönüşlerle, okuru, Hocaefendi'nin Hizmet'iyle tanıştırıyor. Hizmet'in en dış halkasını oluşturan sıradan insanların birbiri ve çevresiyle olan ilişkilerine tanık oluyoruz. Murat, yolculuğu sırasında romanın bir diğer kahramanı Elif ile tanışır. Kocası öldükten sonra hayata bakışı değişen, dünyanın öyle kazık çakılacak bir yer olmadığını düşünen bu nedenle de yaşadığı andan keyif almaya bakan bir kadındır. Bunu yapmak için yeteri kadar paraya da sahiptir. Zira kocasının ölümünden sonra kendisine iyi para kazandıran bir inşaat şirketi kalmıştır.
Şakird'in bir diğer kahramanı ise üniversite sınavını kazanamamış bir genç: Yusufcuk. Bu genç adam dünya nimetleri ile Hocaefendi'nin söyledikleri arasında gidip gelse de kendini ucundan kıyısından Hizmet'in içinde buluyor. Aşk acıları çeken; Dostoyevski, Yaşar Kemal hatta Paul Auster bile okuduğunu tahmin ettiğimiz, bunların çok ötesinde Marx'tan bile haberdar olan bir genç Yusufçuk.
Yazar, hakkında onlarca kitap yazılan, yaptıkları çok tartışılan Fetullah Gülen'in cemaatinin büyüyüp gelişmesinin sonucunu çok önemli bir noktaya parmak basarak tespit ediyor; Murat, bikinili bir kadının yer aldığı afişin çevreden gelen şikâyetler sonunda olduğu yerden indirilmesi üzerine şöyle düşünür: "Belki Türkiye'de dini kurallara göre yaşamak, hiçbir zaman zorunluluk olmayacaktı. Ama gidişat değişmezse, görünen o ki günün birinde çoğunluk bunu gönüllü yapıyor olacaktı."
Fetullah Gülen ve cemaatinin yaptıkları bir dönem ayyuka çıkmamış olsaydı (ya da bir an Türkiye'de böyle bir şeyin hiç yaşanmamış olduğunu düşünelim) 'Müstecaplıoğlu, fantastik hikâyelerine devam ediyor', diyecektik. Başta da söyledim, fantastik bir ülke burası.
Son söz olarak, sakın ola ki sıkıcı bir Fettullah Gülen cemaati anıları sanmayın Şakird'i. Kurgusu ve dil akıcılığı mükemmel bu romanda her bir karakteri kanlı canlı yaşayan tipler yaratmış Müstecaplıoğlu. Eğer dikkat edilmezse Türkiye'nin gelecekte nelerle karşılaşacağını özetliyor da diyebiliriz Şakird için.

'Şakird'le gelen istifa
1977'de İzmit'te doğan Barış Müstecaplıoğlu, Boğaziçi Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü'nü bitirdi. Yaşasın Edebiyat, Varlık ve Bizler dergilerinde öyküleri yayımlandı. 1995'te İstek Vakfı Mezunları İffet Esen Öykü Ödülü'nü kazandı. 2002-2005 yılları arasında yayımlanan, dört kitaptan oluşan ilk Türkçe fantastik kurgu serisi 'Perg Efsaneleri' ile beğeni kazandı. Yazar, şu aralar Bilgi Üniversitesi'nden çizer Deniz Erbaş'la birlikte Perg Diyarı'nı görselleştirecek bir albüm üzerinde çalışıyor. Yazar, yeni romanı Şakird nedeniyle Yapı Kredi Bankası'nın insan kaynakları departmanındaki görevinden istifa etti. Yaptığı açıklamada "Son romanım işlediği konu nedeniyle burada pek hoş karşılanmadı, benden bu konuda medyada konuşmamam istendi, ben de bunu kabul edemeyeceğim ve kimseyi zor durumda bırakmak da istemediğim için istifamı verdim" dedi.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (4)
Hayır (26)
Bu Yorumu Yanıtla
Allah kahretsin ya! Barış Müstecaplıoğlu benim projemi yapmış! Böyle bir kitabı ben yazacaktım!...

Şaka bir yana ben de 4 yıla yakın bir zaman geçirdim "Şakirtler"in arasında. Müstecaplıoğlu'nun yaşadıklarını aynen ben de yaşadım. Henüz alma ve okuma imkanım olmadı ama mutlaka almasam da birinden bulup okuyacağım bu kitabı.

Unutmadan, büyük bir gazetenin kitap ekinde Müstecaplıoğlu'yla olan röportajın bulunduğu sayfaya mürekkep bulaşmıştı galiba. Sayfa simsiyahtı. Sadece benim aldığım gazetede bu böyleydi galiba ama bana nedense kasıtlı gibi geldi.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (10)
Hayır (24)
Bu Yorumu Yanıtla