E-Dergi

Modernizmin Türk edebiyatında tavana vurduğu noktadır Tutunamayanlar. Türk roman tarihinin en önemli başyapıtlarından biri demiyeceğim; en önemli başyapıtı.
Romanın içinde geçen "cahildi ne bilsindi libidonun adını." dizesi bu romanın başkaldırışına basit bir örnek olarak gösterilebilinir. Freud'u eleştirir bu noktada romandaki anlatıcı. Disconnectus erectus cinsinin oluşturulması ise Tutunamayanların toplumdan tecritini ve başka şansları olmadığını; tutunamamalarının genlerinden gelen ve onların seçmediği özellikleri olduğunu ne kadar kısa ve öz anlatıyor.

Romanın ortadayken kesilmesi, Behçet bey gibi feminen bir kahraman üzerinden romanı kurgulaması bakımından roman kendine has karakteristik özellikler taşıyor. Ahmet Hamdi'nin romana adını veren musiki eseri Mahur Bestenin bestekarını ve onun aşk ilişkisini yazmadan mahur beste çevresinde dolanıp onu sınırlarıyla tanımlamasıda etkileyici.

Böceğe dönüşmeyi çok rahatça farkındalık olarak yorumlayabileceğimiz bir kitap dönüşüm. Farkında olmak ve farkındalığıyla delirmek. Kafka bu uzun öyküsünde kendisine onlarca gönderme yapmış ve öyküyü bunlarla kurgulamış. Özürlü çocuklarını zincirlere bağlayıp kimselere göstermemeye çalışan aileler ve Gregor Samsanın kendi gerçekliği içinde böcekliğini yadırgamaması. işte öykü!

Saatleri ayarlama enstitüsünü sadece toplumsal roman bakış açısıyla okumak eksik bir davranış olur. Roman bir açıdan anlamsız absürd bir roman özelliğini taşıyor, günümüzün saçmalıklarını saçmalayarak yorumluyor. Diğer bir taraftan bireyin hayatındaki yapaylıkları karikatürize edip görünür hale getiriyor. Toplumsallık içinde boğulmuş Türk edebiyatına bireyselliği katması bakımından Hamdi Tanpınar romancılığımızın önemli bir yerinde duruyor.

Klişelerin üstüne çıkmayı bir türlü başaramayan bir şair Ahmet Selçuk. Ne metaforları, ne kullandığı temalar kendi ürünü. Post-modern şiirin sorgulama ve bireyci yönlerine alternatif yerine bir sesleniş şiirlerinin çoğu ve bu sesleniş hep aynı tema üzerinde şekilli. Hayalgücü, düşünce ve aşk dışı konuları hissetmeden uzak olan Ahmet Selçuk İlkan bir şairden ziyade dize dizici sadece.