Toplam yorum: 3.078.222
Bu ayki yorum: 5.100

E-Dergi

DarkSense Tarafından Yapılan Yorumlar

10.06.2010

Aynı isimli belgesel/film' den tanıdığımız Brian Greene, yine belgeseldeki gibi güzel bir dille okura Sicim kuramını anlatıyor. Belgesel ile kıyaslandığında daha fazla detaya yer verilmiş. "Herşeyin Kuramı" olarak düşünülen Sicim kuramının güzel bir tasviri eserin konusunu oluşturmaktadır. Eserin içeriğine bakacak olursak: Kütleçekimin tarhsel gelişimi ve Einstein'nın genel ve özel görelilik kuramlarına yer verilmiş. Bunu takiben Kuantum mekaniğine ve gelişimine yer verilmiş. Bu iki düşüncenin bağdaşması fizikçiler için ciddi problemler yaratmıştır. Bu bağlamda Sicim kuramının önerileri oldukça ilginç ve zariftir. Fiziğin ufkundaki bu yeni tasvir günümüz fiziğinin çalışma konuları arasındadır. Yazarın üslubuna da değinmek gerekir. Yazar hakikaten, anlaşılması güç bazı fiziksel kavramları dahiane benzetmelerle çok güzel bir şekilde tasvir etmiş. Bu anlamda eser fizik ile yakından ilgisi olmayan okuyucular için bile oldukça öğretici bir nitelik taşımaktadır. Eser ile ilgili tüm görüşlerim olumlu olmakla birlikte, eserin türkçe çevirisinin de oldukça başarılı olduğunu düşünüyorum. Diğer popüler bilim kitaplarına kıyasla hakikaten çok güzel ve yerinde bir türkçe kullanılmış. Benim dikkatimi çeken sadece pertürbasyon kavramı çevrilirken "tedirgeme" olarak kullanılmış. Her ne kadar yanlış bir çeviri olmasada pertürbasyon olarak kalabilirdi. Onun dışında, çeviride gerçekten güzel. Konuyla ilgili herkese tavsiye ederim.
22.04.2010

"What the Bleep We Know" adlı belgeselden tanıdığımız "Dr. Quantum" Fred Alan Wolf, fizik doktorasına sahip spiritualist felsefeler ile ilgilenen bir yazardır. 1900'lerin başlarında Kuantum mekaniğinin temellerinin atılmasıyla, Klasik mekaniğin doğurdu determinist bakış açısı yerini olasılıkların yorumunun başat olduğu kuantum mekaniksel bir bakış açısına bırakmıştır. Günümüzde de halen fiziğin ufkunu oluşturan kuantum mekaniği, biraz önce bahsettiğim nedensellik dışıymış gibi gözüken yapısından dolayı farklı disiplinlerinde ilgisini çekmektedir. Özellikle analitik psikolojinin kilometre taşlarından biri olan C. Gustav Jung'un "Eşzamanlılık" adlı eseri, bu yeni bakış açısının pskolojide yer bulmasını sağlamıştır. New Age akımlarla birlikte, günbegün kitabın isminde kuantum kelimesi geçen bir çok yeni yayın çıkmaktadır. Bunların bir çoğuna şüpheyle yaklaşılması gerektiğini düşünüyorum. Ancak bu yeni bakış açısının verdiği ilhamla çıkan çok güzel eserlerde mevcuttur. Daha önce aynı yazarın "Büyük Fikilerin küçük kitabı" adlı eserini okumuştum ve çok beğenmiştim. Yazar bu eserinde öz, ruh ve benlik gibi kavramları anlaşılabilir bir platformda kendi düşünceleriyle ve farklı öğretiler ile (kabala,budizm..) harmanlamıştır. Bu bakımdan komple bir kitap niteliğindedir. Her ne kadar bazı konular üzerinde oldukça fazla durulmasıyla, eserin akıcılığı azalsada, yinede güzel bir eserdir. Benim tek büyük eleştirim bu eseri türkçeleştirenlere olacak: Hakikaten bu eserin redaksiyonunda ciddi problemler var. Bir sürü harf hatası, türkçe bozukluğu kitabın kıymetini azaltmakta. Umarım yeni baskılarında bunlar düzeltilir.
04.04.2010

"Benim Gözümden Dünya" adlı eserin adına baktığımızda Einstein'a ait aforizmalar niteliğinde olduğu düşünülebilir. Ancak eser çoğunlukla ikinci dünya savaşı öncesi yaşanan buhrana sıklıkla değinerek, Einstein'nın yaşamına ait çok kısıtlı bir zaman dilimi hakkında bilgi veriyor. Bu bakımdan beni hayal kırıklığına uğrattı. Deneme niteliğindeki yazıların yerine daha çok yazışmalar ve konferans metinlerine yer verilmiş. Bu zaman diliminde yaşanan buhrana karşılık Einstein'nın takındığı tavrı apaçık ifade edilmiş. Aynı zamanda kendi mensubu olduğu kavmin sorunları ve geleceği sıkça tartışılmış. Bu bakımdan okunabilirliği olan bir eser. Fakat yinede beklentilerimin bayağı bir altında kaldı.
07.02.2010

Standart Model ötesi kuramlardan biri olan Süpersimetri bu kitabın konusunu ve yazarın uzmanlık alanını oluşturmaktadır. Günümüz parçacık fiziğinin gözde kuramı Standart Model iyi bir pertürbatif teori olmasına karşın açıklayamadığı birçok fiziksel olguda söz konusudur. Bu anlamda fizikçilerin Standart Model ötesi kuramlara olan ilgisi artırmıştır. Süpersimetri bunlardan en önemlileri arasındadır. Standart modelin açıklayamadığı ya da yetersiz kaldığı bazı sorunlara; Higgs mekanizması, karanlık madde gibi kavramlara açıklık getirebileceği düşünülen süpersimetri, "Herşeyin Kuram"ı olarak elde edilebilecek nihai kurama ulaşmakta önemli bir aşama olabileceği düşünülmektedir. Planck ölçeğinde tasvir edilen Sicim kuramı ve M-kuramı gibi kuramlar ile Standart model arasında bir bağlantı kurma görevinide yerine getirebileceği düşünülmektedir. Kitabın yazıldığı tarih itibariyle CERN'de kurulu olan LEP hızlandırıcısı, geçen on yıl sonunda yerini LHC' ye bırakmıştır. Artık daha yüksek enerjilere çıkılmasıyla birlikte süpersimetriye delil teşkil edecek deneysel verilerin alınması mümkün hale gelmiştir. Bu anlamda önümüzdeki yıllarda çarpıştırıcıdan alınan verilerin analizi suretiyle Süpersimetrinin geçerliliğide sınanmış olacaktır. Kitap, okunurluğu bakımında akıcı olmakla birlikte, fiziksel terimlere kısa açıklamalar getirerek her disiplinden okuyucunun anlayabileceği seviyeye sahiptir. Ancak kitabı Türkçeleştirirken çevirmen ciddi problemlerle karşılaştığı olasıdır, bu problemlerin bir kısmının altından ustalıkla kalkmasına karşın bazı yerlerde de başarısız olduğu söylenebilir. Özellikle kısaltmalar indeksinde bazı kısaltmaların açılımı yanlış verilmiş ve süpersimetrik parçacıkların türkçeleştirilmelerinde seçtiği isimler hiyerarşi problemi yaratmıştır. Tüm bunlara rağmen kitap akıcılığından bir şey kaybetmemiştir, özellikle kitabın son bölümünde yazarın düşünceleri oldukça ilgi çekicidir. Konuyla ilgisi olan herkesin okumasını tavsiye ederim.
29.01.2010


Kitapta zeki ve güzel bir kadın olan "Lou Andreas-Salomé" nin hayat hikayesi kısaslarla anlatılmıştır. Nieetzche, Rainer Maria Rilke gibi düşünürler, sanatçılar ona tutkundu.. Avrupa'nın ilk özgür kadınlarından biri olan Lou bu kitapta hayat bulmuştur.

Kitabın olur mu bu kadar dedirten hikayesinin yanı sıra sürükleyici ve bir o kadar okuyucuyu etkileyen bir yanı da var. Fransızca aslından çeviren "Saime Bircan"ı da tebrik etmeden yapamayacağım..