Toplam yorum: 3.078.222
Bu ayki yorum: 5.100

E-Dergi

aspırıne Tarafından Yapılan Yorumlar

29.08.2011

Bernhard'ın okuduğum ilk yapıtı, ancak olasıdır ki son olmayacak. Okuyan herkesin kendisinden bir şeyler bulabileceği bir "Wertheimer" karakteri yaratmış yazar bu kitabında- en azından ben bir şeyler buldum-. Kitapta özellikle "mutluluk" ve "mutsuzluk" ile ilgili bir paragraf mevcuttur ki kesinlikle aynı düşünceleri paylaştığımı itiraf etmeliyim. İnsanı iç dünyasına yolculuğa çıkaran bu romanı bütün kitap dostlarına tavsiye ederim.
07.08.2011

Melih Cevdet Anday'ın "Zifaftan Önce" si insanların sonuçlarını düşünmeden yaptığı davranışlarının nelere sebep olabileceğini biraz ironik bir dille ortaya koymaktadır. Yazarın "İnsanları" incelediği ve aktardığı bu romanını herkese tavsiye edebilirim.
27.11.2010

Turgut Özakman, Diriliş-Şu Çılgın Türkler-Cumhuriyet kitaplarından oluşan “Türkiye Üçlemesi”nde milli mücadele dönemini öncesi ve sonrasıyla bir roman tadında ele almıştır. Turgut Bey’in bir ömür boyu yaptığı araştırma ve gözlemlerinin ürünü olan bu üçleme, konuyu ele alış biçimi, kitapların yazımında kullanılan özenli dil, sadece ama sadece gerçekleri yazma amacı, anlatılan dönemi bir bütün olarak ele alması ve bu bakış açısıyla olayları tahlil etmesi açısından tarihsel romanlara da örnek teşkil etmiştir. Anlattığı döneme bu yetkinlikte hakim olabilecek çok az insan vardır bence Turgut Özakman bunların en başında gelir.

Üçlemenin son kitabının 2. cildi olan bu kitap, Cumhuriyetin Devrimlerle pekiştirildiği 1923-1938 yıllarını anlatmaktadır. Cumhuriyetimizin kuruluş yıllarını, bu yıllarda izlenen politikaları, Cumhuriyet Hümanizmasını( aydınlanmasını), bu aydınlanmanın temelinde yatan barışçıl ve bilimsel temelleri, Atatürk’ün bütün bunların gerçekleştirilmesinde üstlendiği öncü rolü ve daha onlarca konunun ele alındığı bu kitabı herkese TAVSİYE EDERİM.
Özellikle ülkemizde “ aydın”, “Neoliberal”…vb. yaftası altında her gün Cumhuriyete hak etmediği suçlamalar yönelten siz sayın Karşı-devrimciler bu kitabı öncelikle sizlere öneriyorum. Kemalizmi insanlara “öcü” gibi göstermek isteyen siz sayın “aydınlar” bu kitabı sizlere de öneriyorum. Kemalizmin düşünsel temellerini bu kitabı okuduktan sonra biraz olsun anlayıp söylemlerinizden belki utanırsınız…
Çeşitli sağlık sorunlarına rağmen bu üçlemeyi bitirmeyi başaran sayın Özakman’a, ülkemiz gençlerine tarihi doğru anlattığı, insanlara tarihi romanları okumayı sevdirdiği, yalnız ve yalnız gerçeklerden beslenerek kitap yazdığı, Atatürk sevgisini yeni kuşaklara taşımada gösterdiği tüm çabaları için TEŞEKKÜRLER…
Kitabın kaynakçasına dikkatli bakan okuyucular kitabın yetkinliği konusunda yeterli fikir sahibi olacaklardır…
10.11.2010

İlk baskısı 1928 yılında yapılan, Yakup Kadri’nin “Sodom ve Gomore” sini okurken Milli Mücadelenin ne kadar zor şartlar altında yapıldığını anlarsınız... Mütareke dönemi İstanbul’unun her yönüyle “kokuşmuş” halini bulacağınız bu romanda yazar, dönemin devlet politikalarını, insanların bağımsızlığa bakışını, milli mücadeleden başkentin ne anladığını vb… konuları aktarmış. Dönemin başkentinde bir grup insan etrafında anlatılan olaylarda en dikkat çeken yön sanırım dönen entrikalar ve insanların ikiyüzlülüğü… Çıkar peşinde koşan ve her zaman güçlünün yanında olmayı marifet sananların kokuşmuşluklarını çok çarpıcı bir biçimde anlatan ve dönemi çeşitli yönleriyle okura aktaran bu tarihsel romanı tavsiye ederim. Bol Bol okumalar…
10.11.2010

Hukukun gücünün değil de güçlerin hukukunun egemen olduğu bir ülkede gazetecilik yapmaya çalışan Mustafa Balbay, işini “doğru” yaptığı için cezalandırılan nicelerinden birisi belkide…
Hukuksuzluğun hukuk olarak algılandığı bir ülkede suçsuzluğunu ispat etmeye çalışan binlercesinden de biri…
Kitabı okuyup da lanet etmemek elde değil, bu kokuşmuş düzenin daha nereye kadar gideceğini kestirmenin de güç olduğu dönemler yaşıyoruz. Tutukluluğunun 2 yıla yaklaştığı şu dönemde yazdığı bu kitabıyla, hukuksuzluğu bir kez daha gözler önüne sermiş Balbay. 3 bölümden oluşan kitabının ilk bölümünde Ergenekon davasını, ikinci bölümde “delillere” verdiği cevapları, üçüncü bölümündeyse hapishanede yaşamı yazmış.
Kitabı HERKESE TAVSİYE EDERİM. Son olarak şu sözü hatırlatmak isterim.
Zulm ile Abad olanın sonu berbad olur…