Toplam yorum: 3.078.222
Bu ayki yorum: 5.100

E-Dergi

aspırıne Tarafından Yapılan Yorumlar

16.01.2012

Öncelikle kitabın baskısı 2011 yılında yenilenmiş olup, yeni bilgilerle sayfa sayısı da 100 sayfa kadar arttırılmıştır. Düşünen insana düşman olan odakların hiç eksik olmadığı ülkemde katledilen "faili Meçhullerden": Taylan Özgür, Necdet Güçlü, Doğan Öz, Bedrettin Cömert, Necdet Bulut, Hakan Şenyuva, Cevat Yurdakul, Cavit Orhan Tütengil, Kemal Türkler, İlhan Erdost çeşitli yönleriyle anlatılmıştır bu kitapta. Öldürülen her yurttaşın anlatımında izlenen yol genel olarak şöyledir: Öncelikle kim olduğu, nelerle ilgilendiği; nasıl öldürüldüğü; hayattaki bir yakınından çocukluğundan başlayarak nasıl birisi olduğunun anlatımı; davanın nasıl görüldüğü, faillerin ve azmettiricilerin yakalanıp yakalanamadığı, yakalanmışsa verilen cezalar vs...; son olarak ise "ardından" yazılan yazılara yer verilmiş. Genel olarak hiçbirinin failleri ve azmettiricileri tam olarak aydınlatılamamıştır. Dönemin hükümetlerinin kendi ideolojilerine yakın isimleri kayırması sonucu aydınlatılamayan cinayetlerin arka planını görmenizi sağlayacak dörtlemenin ilk kitabı herkese önerilir.
11.01.2012

Kafka okumaya başlamadıysanız, önerim: bu kitapla başlayabileceğinizdir. Otobiyografik bir eser olmasının yanında,yazınsal olarak da epey tatmin edicidir. Aslında her ebeveyn gibi Baba Kafka da oğlunu sevmektedir. Bu mektubun sorunu sevmek- sevmemek düzleminin çok dışındadır. Sorun gerçekte "sevmek nedir?" ve "nasıl sevmek?" sorularıyla ilgilidir. Çocuğu kendi isteklerimiz doğrultusunda yetiştirip "düzen insanı" yaratmak mı? Yoksa herkesin bir birinden farklı özellikleri olduğunu anlamak ve bu çerçevede kendi yolunu çizerken ona yardımcı olmak mı? Baba Kafka ilk yolu tercih etmiş, bunun sonucunda da mutsuz bir oğul elde etmişe benziyor. Bir mektup için oylumlu sayılabilecek, nicel olarak küçük ama nitel olarak oldukça büyük bir kitap. Öneririm.
11.01.2012

Kitapta, toplumsal dönüşüm ya da kuşaklar arası değişim olarak adlandırılan; bir çok filmin, romanın ya da bu iki türdeki eserlerin oluşumuna kaynaklık eden; yadsınamaz bir olgu anlatılmaktadır. Türkiye Cumhuriyetinin kurulduğu dönemin nüfus haritasına bakıldığı zaman, kırsal nüfusun kentsel nüfustan epey fazla olduğu görülecektir. O tarihlerden günümüze gelinen süreçte, zamanla bu oranın dengelendiği ve önceki durumun tam zıttı bir durum oluştuğu görülmektedir. Artık kırsal kesimde yaşayan insanlar, nüfusun küçük bir bölümünü oluşturmaktadır. Romanın oluşumundaki başat etmen bu değişimin insanlar üzerindeki etkileri olmuştur. Bu dönemi yaşayan kuşakların, ayrıldıkları kültürel yapıdan kopamamaları ve bunla bağlantılı olarak yeni yapıya da uyum sağlayamamaları anlatılmaktadır. Ayrıca ülkenin yakın geçmişine de tanıklık etmektedir, kitap.
Sayın Sevgi Özel'in sade bir dille ve dupduru bir Türkçeyle kaleme alınan; özellikle bir şeyler yazma hevesinde olanlar için, Türkçenin doğru kullanımı konusunda ders niteliğinde olan bu kitabı tüm yazın severlere öneririm.
08.01.2012

2 kitap ve anı pullarından oluşan oldukça değerli bir umag yayını. Kitabın bir tanesi- kitapçık desem daha anlamlı olurdu aslında- Uğur Mumcu'nun katledilen aydınlar üzerine, çoğunlukla Cumhuriyet gazetesindeki köşesinde yazdığı anma yazılarıyla bu öldürümlerin nedenlerine ve önlem almak konusunda hükümetlerin içine düştüğü zavallılığa dair eleştirilerin bulunduğu bir seçki olmuş. Diğer "kitap" ise 70 öncesi dönemden 2000'lerin başlarına kadar geçen dönemde katledilen aydınlarımızla ilgili kısa kısa alıntıların yapıldığı kartpostallardan oluşuyor. Anı pulları da düşündükleri için teröre kurban olan aydınlarımızı unutmamak ve unutturmamak için düşünülmüş; her bakışınızda sizlere o dönemi unutturmayacağını düşündüğüm önemli bir kazanım. herkese öneririm. Uğur Mumcu'nun 40 kitaptan oluşan "bütün yazılarını" da okuyarak dönemine duyarlı bir gazetecinin tanıklığıyla bu ülkenin yakın geçmişini daha iyi anlayabilirsiniz...
07.01.2012

Kafka, romanlarında genel olarak anlatılan olayın gerçekliği ya da olabilirliği üzerinde durmaz; okura vermek istediği düşünceyi, olayın gelişimi içerisinde "yedirerek" vermez. Bu yüzden bir olay hikayesi gibi okunursa, absürt bulunur. Sanırım romanlarında beğenilmeyen ögeler, bunları göz ardı eden okurlarca dillendirilmiştir. Amerika romanı, aslında Kafka'nın olaya sadık kaldığı romanlarından birisi-örneğin "dava" bu açıdan daha absürttür-. Kafka, romanda genel olarak çeşitli yönleriyle Amerika- Avrupa karşılaştırması yapmış diyebiliriz. Kapitalist Amerika toplumuna "tutunamayan" bir insanın gözünden bakmıştır. Aslında tipik bir "Amerikan Rüyası" eleştirisi denilebilir.Çeviri fena değil, kitapta baskı hataları vardı. Dava'daki anlatım kadar güçlü olmadığını düşünsem de nitelikli okura önerilebilir...