E-Dergi

Nejdet Ertuğ, ‘Osmanlı Döneminde İstanbul Hammalları’nda, hamal mesleğiyle iştigal edenlerin kökenlerini, geçim şekillerini, kurumsal örgütlenmelerini, çalışma biçimlerini ele alıyor ve arşivler üzerinden, dönemin toplumsal ilişkilerine odaklanıyor. Hamallar, bilindiği gibi, Osmanlı toplumunda en kalabalık esnaf gruplarının başında gelmeleri ve yaptıkları işle, şehrin sosyal yapısında önemli bir rol üstleniyordu. Ertuğ da, söz konusu ilişkiyi, Osmanlı’dan günümüze uzanan bir çizgide değerlendiriyor. Toplumsal yapının bir parçası olan hamalları, içinde bulundukları bütün üzerinden kapsamlı olarak incelemesinin, Ertuğ’un çalışmasını nitelikli kıldığını belirtelim.

Andrea Kane, ‘Seni İzliyor Olacağım’ isimli bu polisiye-gerilim romanında, aldığı tehditler nedeniyle hayatı kabusa dönen psikolog ve radyocu Taylor Halsted’in yaşadıklarını anlatıyor. Halsted, kuzeni Stephanie’nin erkek arkadaşı Gordon’dan tehdit alır. Kısa bir süre sonra, nedeni açıklanamayan bir şekilde patlayan yatta, Stephanie ve Gordon’ın öldüğü haber alır. Fakat her şeyin sona erdiğini düşünen Halsted, telefonla tehdit edilmeye başlar. Bu arada, avukat Reed Weston’a da kendisine yardımcı olması için başvurur. İkili, Halsted’in hayatını zindana çeviren bu tehditlerin sahibini bulmaya, Gordon’ın gerçekte ölüp ölmediğini araştırmakla başlar.

H. Rudolph Schaffer, çocuk psikolojisine odaklandığı ‘Çocuklar Hakkında Karar Verme’de, çocukların erken yaşlardaki sosyal gelişimleri hakkında bilgi veriyor. Ebeveynlerin bu gelişimdeki rolleri, çocuk ve ebeveyn arasındaki ilk bağların niteliği, ailenin işlevi, annesinin çalışmasının ve boşanmasının çocuk üzerindeki etkileri, stres karşısında çocukların hassasiyeti ve erken davranış problemlerinin uzun dönemdeki anlamı, Schaffer’ın çalışmasında ele alınan konulardan birkaçı. Kitabını çocuk psikolojisi alanındaki araştırmalarla da zenginleştiren Schaffer, bu konuda sıkıntı yaşayan ebeveynlerin, bunu aşmak için neler yapabileceğini anlatıyor.

ODTÜ Biyoloji Bölümü öğretim üyesi Sargun A. Tont, ‘Nereden Geliyorsun? Kuzeyden’ başlıklı kitabında, bisikletle dolaştığı farklı şehirleri, bu şehirlere dair gözlemlerini okurla paylaşıyor. Tont’un gezi yazıları, özellikle Türkiye’de henüz pek gelişmemiş bisikletli gezi kültürüne dair deneyimler sunmasıyla dikkat çekiyor. Ayrıca, Tont’un daha
önce yayınlanan ve doğa tarihi ile doğa felsefesine eğilen ‘Sulak Bir Gezegenden Öyküler’ kitabındaki bakış açısının burada da okuru beklediğini söylemekte fayda var. Dolayısıyla doğa aşığı Tont’un kitabı, gezilip görülen yerleri sunmasının yanı sıra, bu yerleri insan-doğa ilişkisi ve doğa felsefesiyle de çerçeveleyerek anlatıyor.

Hakan Karaduman, ilk romanı ‘Zalimdi Zaman’da, ağırlıklı olarak Anadolu insanının dünyasına eğiliyor. Karaduman’ın bu kurgusu, baş kahramanları Oğuz ile Seher arasında yaşanan aşk üzerinden İstanbul’dan Akdeniz’e ve Toroslara kadar uzanıyor. Burada, önemli bir karakter olarak okurun karşısına çıkacak olan Seher’in annesi Mahide’nin trajik geçmişi, kurgunun olay örgüsünün gelişmesinde önemli roller üstlenecektir. Zira kurgu, geçip giden zamanın insanlar üzerinde yarattığı yitiklik hissini işlerken, en çok da Mahide’nin sırlarla dolu geçmişinden beslenecektir. Yine, roman kahramanlarının birbirinden farklı dünyalarda yollarının kesişmesi de, kurguyu ilginç kılan bir diğer etken.