E-Dergi

Sevgili yazarımız Rasim Özdenören'in kalemiyle ilk defa bu kitap ile tanıştım. Fikri dünyası bana oldukça hitap etti. Kitapta değinilen konular aslında adından da anlaşılıyor. Bir müslüman olarak neleri gözden kaçırıyoruz, fikriyatımız ve yaşantımız arasındaki farklılıklar neler, kullandığımız kavramlar ve bunlara yüklediğimiz anlamlar... gibi meseleler ele alınmış. Özellikle batı dünyası ile müslüman dünyası fazlaca kıyaslanmış. Benim bolca işaretler koyduğum bir kitap oldu. Sadece dilinin bir miktar ağır olduğunu söylemeliyim.

Üzülerek söylüyorum ki kitap uzunca bir süre beni içine çekemedi. 552 sayfalık bir kitap olmasına rağmen ben ancak yarıdan sonra kitaba ısınabildim. Çünkü kitaptaki kurgu, olaylar, kişiler vs. çok gerçek dışı geldi.
Ama şu bir gerçek ki kitap sadece Timaş Yayınlarında bile 124. baskısını yapmış. Daha öncelerde kim bilir ne kadar çok basılmıştır. O dönemde kitabın insanlar tarafından nasıl karşılandığına baktığım zaman şunu gördüm: Bu kitap yazıldığı zamanın insanına umut olmuş. Bu beni çok etkiledi. Kitapta yazılanlar şuan günümüzde gerçek olamayacak olsa bile bir zamanın gerçeğiymiş aslında. Bunları düşünerek okuduğumda işte o zaman kitap beni içine çekti.

"Ben müslümanım." "Allah'a iman ediyorum." diyen herkesin bu iman ilmini öğrenmek, yaşamak ve yaşatmak en büyük gayesi olmalı. Bu sebeple bizlere bu ilmi veren her eser çok kıymettardır gönlümüzde.
Şu zamanda da bu ilmi bizlere veren en güzel eser bana göre Risale-i Nurlardır. Üstelik bu eserler sadece ilim vermekle kalmıyor. Sadakat, ciddiyet ve gayret ile okunduğunda bizlere ebedi saadetin anahtarını veriyor.

Kendisini hem dinlemeyi hemde okumayı çok seviyorum. Bana yalnız olmadığımı hissettiriyor nedense. Ben tek değilim ve öyle zannettiğim gibi kimse tarafından anlaşılmıyor da değilim. Anlaşılmış olmanın mutluluğu kaplıyor çoğu zaman içimi.
"Hayat Teselli Bulmaktır" kitabı ise, ismiyle müsemma bir kitap olmuş. Alın efendim, alın ve okuyun bir an önce.

Hakkında idam kararı verilen bir insan nasıl yaşar, neler hisseder, ne düşünür? Öyle etkili bir şekilde işlenmiş ki... Bu anlamda psikolijiye ilgi duyan her bireyin okuması gerektiğini düşündüğüm bir kitap.
Aynı zamanda yazarımız idam cezasını müthiş bir şekilde eleştirmiş. Kitabın 23 sayfalık bir önsözü var ve kitabı daha iyi anlamak için bu önsözün mutlaka okunması gerektiğini düşünüyorum. Bir dönem insanlar bu durumu, bu psikolojiyi  yaşamışlar. Hatta uzunca bir dönem.
Kitap 1829 yılında ilk basıldığında isimsiz olarak basılmış. Daha sonraları yazar kendi ismini açıklamış. Bunun da nedenini kitaba saklayayım.