E-Dergi

Oldukça 'ilginç' bulduğum bir kitaptı. Yazarımız kitapta sadece nokta ve virgül kullanmış. Konuşma çizgisi, tırnak işareti yok. Aslında okurken konuşulanları anlıyorsunuz ama normalden biraz daha dikkatli okumanız gerekiyor. Yani bana göre boş bir zihinle okunması gereken bir kitap. Bir diğer ilginçlik ise kitapta herhangi bir şahıs adı, yerleşim adı vs. bulunmaması. Kişiler bir takım sıfatlar kullanılarak anlatılmış: mesleği, gözlüklü oluşu, yaşlı oluşu gibi... Aslında burada yazar şöyle bir mesaj vermek istemiş: Kör olduktan sonra isminizin bir önemi yok.

En basit bir işi yapacağımız zaman bile önceden bilgi ediniyorsak evlilik gibi bir kurumun da içerisine dahil olmadan önce o konuda bilinçlenilmeli diye düşünüyorum. Bu sebeple henüz evlenmemiş ya da evlilik yolunda yürüyen herkese muhabbetle tavsiyemdir. Kitap 5 bölümden oluşuyor: Birinci bölümde evliliğin ne olduğu hakkında genel bir anlatım yapılmış. İkinci bölüm ise evlilik öncesi dönem olarak adlandırılmış. Evlenmeden önce kişinin kendini tanıması, eş seçimi, nişanlılık gibi konulara değinilmiş. Üçüncü bölüm ise eşler arası iletişimden bahsediyor. Dördüncü bölüm evlilikte yaşanan zorluklar ve bu zorluklarla başa çıkma yöntemlerinin anlatıldığı bir bölüm. Beşinci bölüm de ise hamilelik ve çocuk sahibi olmak üzerine yazılmış bir bölüm. Benim oldukça etkilendiğim ve yeni bir çok şey öğrendiğim bir kitap oldu.

Hani bazı kitaplar vardır böyle dışarıdan bakınca çocuk kitabı dersiniz. Zaten kitapçıya gittiğinizde de çocuk kitapları bölümüne kondurulmuştur. Ama aslında o kitap, çocukların da anlayabileceği bir dille yazılmış yetişkin kitabıdır. İşte 'Çaylak İle Filozof' da tam olarak öyle bir kitap.
Kitabın konusu 'İnsan'. Sahi ya! Kaçımız kendimize neden insan olarak yaratıldığımızı sorduk? Neden bir kutup ayısı ya da neden bir solucan olarak değil de insan olarak yaratıldık?
İşte yetişkin kitabı dememin sebebi de tam olarak bu. Hayatın o hızlı akışına kendimizi öylesine kaptırmışız ki, böyle basit görünümlü ama cevabını bulduğumuzda hayatımıza derin bir anlam katan soruları kendimize belki de hiç sormamışız. İşte bu yüzden bu seriyi herkes okumalı diyorum.

Efendimiz(a.s.m.)'a iman etmiş kişiler olarak az ya da çok hayatı hakkında bilgilere sahibiz. Fakat ben bu kitapla Efendimiz(a.s.m.)'ın hayatına dair ilk defa böyle derinlemesine bir okuma yaptım. Bu kitabı okuduktan sonra önceki bilgilerimin yüzeysel ve eksik olduğunu fark ettim ve çok şey öğrendiğim bir kitap oldu.
En çok da bu kitap ile neyi kazandığımı bir cümle ile ifade edecek olursam; "Rabbimiz Efendimiz(a.s.m.) neden Habibim demiş?" bunu anladım. O öyle bir hayat yaşamış ki, Rabbimizin biz insanlardan murad ettiği her şeyi O'na en güzel bir şekilde sunmuş. Böyle bir habibe canlar feda olsun.
Böylesine kalın kitaplar genelde oldukça ağır olur fakat bu kitap şaşırtıcı derece hafifti. Bu yönüyle de çok sevdiğim bir kitap oldu.

Daha önce 1. cildi okumuştum ve demiştim ki alın, okuyun, okutun, anlatın, dönüp dönüp baştan bir daha okuyun, bir daha anlatın diye ve bu kitap içinde aynı şeyi söylüyorum. Çünkü inanın şu zamanda o güzide insanların örnekliğine öyle çok ihtiyacımız var ki...