E-Dergi

Kitabı okurken büyük bir hayret ve hayranlık hisleri uyandı içimde. Bir insan dedim nasıl bu kadar fedakar olabilir, nasıl bu kadar sadık olabilir? Zübeyir abinin o hallerini bizim anlamamız pek mümkün değil gibi...
Bizim idrakinden aciz kaldığımız halleri bir ömür yaşamış bir insan Zübeyir Gündüzalp.
Hayatını kısaca özetleyecek olursak fena fil üstad, fena fil risale ve fena fil hizmet olmuş. Tam bir dava adamı ve davası uğrunda öyle ciddi, öyle fedakar, öyle samimi, öyle ihlaslı...
Onun hayatı şimdi ki bizlere öyle çok şeyler anlatıyor ki...
Bilhassa Nurları okuyan herkesin kesinlikle okuması gereken bir eser olduğunu düşünüyorum. Okuyalım ki eksikliklerimizi fark edelim, okuyalım ki kendimize çeki düzen verelim, okuyalım ki bu hizmet bugünlere nasıl gelmiş, bu insanlar bu uğurda nelerini feda etmiş anlayabilelim. Anlayamasak bile o yolda adımlar atabilelim inşallah.

Son derece sade ve anlaşılır bir üslubu var. Bu sebeple herkese hitap eden bir kitap. Rahatça okunabilir, okurken yormayan bir kitap.
İçeriği de zaten kitabın adından da anlaşıldığı üzere kardeşler arası iletişim diyebiliriz. Özellikle kardeş kıskançlıkları meselesi oldukça geniş bir şekilde ele alınmaya çalışılmış. Problemin kaynağının neler olabileceğinden, çözüm yollarına kadar bir çok yönde incelenmiş. Bu kitabın bana kazandırdığı en önemli düşünce; ebeveynliğin büyük oranda dua ve tevekkül olduğu oldu. Elbette ki bizim bu konuda yapabileceğimiz çok fazla şey var ama her şeyi kontrolümüz altında tutamayız. Ne kadar bilirsek bilelim bu bilgiler her durumda bizi kurtarmayabilir. Bir ebeveynin yapması gereken en önemli şey çocuklarını doğru olana, iyi olana yönlendirmek. Yönlendirmek diyorum, yaptırmak demiyorum! Çünkü her işimizde olduğu gibi bu işte de biz elimizden geleni yapacağız, neticeyi Rabbimize bırakacağız.

Bence hiç vakit kaybetmeden alın okuyun. Oldukça keyif alacağınıza ve ufkunuzun genişleyeceğine eminim.

Hani hep derler ya "Dostoyevski'nin bir eserini bitirmek, bir üniversite bitirmek gibidir." diye. Tam anlamıyla öyle. Özellikle psikoloji alanına son derece ilgi duyan birisi olarak söylüyorum ki Suç ve Ceza'yı okumak bence birçok psikoloji kitabını okumaya bedeldir. Alın okuyun. Suçluluk psikolojisi, vicdan, iç hesaplaşma, gurur, yoksulluk, delilik, fedakarlık, dostluk... Ne ararsanız var içerisinde.

İlk defa bir kitabını okudum ve kalemine, yüreğine sağlık. Okuması da en az dinlemek kadar zevkliydi.