Toplam yorum: 3.080.925
Bu ayki yorum: 603

E-Dergi

Kışın Leylası Tarafından Yapılan Yorumlar

07.05.2023

Karakoç'un şehâdet, ölüm, kader, oruç, hac, iktisâd üzerine yazdığı metinlerin derlendiği bir kitap: İslâm.

Küçük hacimli fakat her cümlede durup düşünmemek işten değil.

Hâtırâtını okuduktan sonra her cümlesi daha farklı bir etki uyandırıyor zihnimde, gönlümde. Bu kitaptaki metinlerde, özellikle, teşbîhler dikkatimi çekti. Çok derin.

Bazı kelimelere ise hâlâ alışamadım
07.05.2023

Karakoç'un 1960-1967 yılları arasında kaleme aldığı metinlerin derlediği bir eseri "Dirilişin Çevresinde".

Yazdıkları neden bu kadar tanıdık, diye düşündüm sonra sayfayı çevirince. Tekerrür eden tarih sebebiyle mi yoksa şâir ferâsetinden mi?

Depremle dar ağacı arsında kurduğu irtibât, mukâyeseli bakışı, tarihi tümüyle kuşatan bakışı ve Ayasofya'ya dâir yazdıkları ...

Mahzûn bir gönülle göçmüş Karakoç ...
12.03.2023

Bu kitap Sezai Karakoç'un, 1988-1992 yılları arasında haftalık olarak çıkan ve 133 sayı devam eden Diriliş Dergisi'nde yayımlanan "Hâtıralar" başlıklı yazılarından oluşuyor.

Dil zevki denilen ne ise, bu kitap bana onu sundu. Son sayfasına kadar ... Sanki Karakoç karşımda, bir bir anlatıyor ...
...
"Ayın arka yüzünü görmediğimiz gibi hayatımızı ne kadar anlatmaya çalışsak görülmeyen bir arka planı kalacaktır. Öyle de olsa, görülenlerden görülemeyenlere, söylenenlerden söylenemeyenlere, hatırlananlardan hatırlanmayanlara gitmek artık okurun gönül marifeti olarak adlandırılabilir."
.
"Ah! Hâtıralar yazmak kadar insana azap verici ne vardır? Yaşananlar bir kere daha yaşanmış gibi oluyor. Hayatın acı olaylarını insan yeniden yaşamak istemez. Tatlı olanları hatırlamaksa ayrı bir ızdırab."
...
Birinci cildde üniversite hayatının sonuna kadar gelindi. Şimdi sıra ikinci cildde ...
12.03.2023

Perşembe günü "Balkanlar'ın Kudüs'ü Bosna-Hersek"ten bahsedeceğim. Gönül hazırlığı için bugün okumak istedim bu kitabı.

1993 yılında yolunu Makedonya'ya, Bosna-Hersek'e, Bulgaristan'a ve Yunanistan'a düşüren bir gazetecinin gözlemleri ve röportajlarından oluşuyor "Balkan Yolcusu" ...

Makedonya bölümünde "Tito" güzellemesini okumak ziyâdesiyle rahatsız etse de ...
12.03.2023

"Rüzgâr karla kapatırken evlerin yollarını, iki kelimenin ezgisi dolaşacaktı Pinaduz köyünün sokaklarında: Bahar mutluluktur."
.
Trendeyken okumaya başladım bu kitabı.

Kitabın ortalarına geldiğimde bir Yâsîn-i Şerîf okudum, Bekir Ağa ve arkadaşları için.

Bekir Ağa'yı "Omuzlarımda Dünya"nda duymuştum ama şimdi müstakil olarak onu okumak derin oldu.

- Babası Ali Bey'in tren camından atılmasına şâhitlik ediyor 18 yaşında.

- Esir olarak götürüldüğü Sibirya'da bir Ermeni'nin, müslümanların cenazelerinin, başlarının gövdelerinden ayrılarak mumyalandığı ve bu şekilde sergilendiği evini görüyor.

- Sibirya'da iki yıl ormanda çalıştırıldıktan sonra bir Rus aileye hizmetli/esir olarak satılıyor. Üç yıla yakın bir süre de orada çalışıyor.
.
Kâlin değil hâlin dilini okudum bu kitapta. Hâlin dili ...