Toplam yorum: 3.086.295
Bu ayki yorum: 5.982

E-Dergi

Hanîf Tarafından Yapılan Yorumlar

11.11.2003

Fecî mâlumât ve itikâd hatâlarıyla ma'lûl bu esere istinâden Nebiyy-i Zîşân Efendimizi tanıyacağını zanneden zavallılara acırım sadece!
Neden mi?
Çünk M. İslamoğlu,
1. Bu vâdide söz söylemek için her şeyden önce lâzım gelen Arabca bilgisine sahip değildir (Bkz.,Ömer Özsoy, İslâmiyât,Ramazan-Zilhicce 1418 / Ocak-Mart 1998, 1.c., 1. sayı, 111-122.s.),
2. Mevzûyla ilgili tetkîkât ve tahkîkâtı kifâyetsizdir ve okuduklarını anlamakdan âcizdir (bkz., Ebubekir Sifil, " 'Anlama Problemi'nden Müşteki Bir Yazara Hatırlatmalar", Millî Gazete, 16 Zilhicce 1423 / 18.02.2003; 18 Zilhicce 1423 / 20.02.2003; 20 Zilhicce 1423 / 22.02.2003; 23 Zilhicce 1423 / 25.02.2003; 25 Zilhicce 1423 / 27.02.2003; 27 Zilhicce 1423 / 01.03.2003; 1 Muharrem 1424 / 04.03.2003; 3 Muharrem 1424 / 06.03.2003; 5 Muharrem 1424 / 08.03.2003; 8 Muharrem 1424 11.03.2003, gazetenin internet arşivinden ulaşılabilir).
07.11.2003

Hayreddin Karaman, Reşid Rızâ'nın Gerçek İslâm'da Birlik nâm kitab müsveddesini temcid pilavı gibi ısıtıp ısıtıp Müslümanların önünen sürmekten nedense bıkmadı bir türlü (en son İz neşriyât tab' etmiş). Üstelik bunu onca tenkîde kulak tıkamak, mukaddimesindeki onca fecî hataları ısrarla ve inadla tekrar etmek pahasına yapıyor! Mevzûyla iligili literatürü tâkib ve tahlîl etmekden âciz sayın Karaman'ın bu "garib" tavrındaki ısrarını anlamak müşgil (mi?). Müslümanlara Efgânî, 'Abduh ve R.Rızâ gibi baştan ayağa batak içindeki şahsiyyetleri "uyanış önderleri", "gerçek İslâm(!)" mümessilleri gibi takdîm etmek, hadi diyelim 15-20 yıl kadar önce mâzur görülebilirdi belki ama, ya bugün? Mezkûr şahsiyyetlerin ve açtıkları çığırın bütlânını müdellelen isbât ve izhâr eden şunca neşriyât orta yerde dururken (husûsiyle de Dr. Muhammed Reşâd Bey'in "Cemâleddîn Efgânî Etrafında Makaleler" adlı kitabı)hâlâ eski terâneleri çığırmak, bir prof.a, hele ki Türkiyeli Müslümanların kâhir ekseriyyetinin imtisâl etdiği, "âbide şahsiyyet"(!) addeddiği bir prof.a ne derece yakıştığını, veyâ, Şeyhü'l-İslâmı bu olan Türkiyelilerin ne vaziyyetde olabileceğini varsın kâriîn-i kirâm takdîr etsin.
Vesselâm...

Yusuf Hanîf
12 Ramazân-ı Şerîf 1424
18.03.2002

Mezkûr kitâbı okumadım, okumayı da düşünmem, bunu kendime zul addederim. Kitâbın müellif(es)ini 2 Muharrem 1423 (16.03.2002) tarihli “Ceviz Kabuğu”nda –hasbe'l-kader– izleme bahtsızlığına düştüm. 4-5 saat boyunca ekran başında geçirdiğim mide grampları, kahkaha nöbetleri beni epey rahatsız etmiş idi. İlmî kıymetsizliği bir kenarda dursun, böyle insicamsız, tutarsız, baştan ayağa tenâkuzlara batmış bir hatun kişi nasıl olmuş da tez yazmış ve bu tez de kabûl "buyrulmuş"?.. hayretlere gark oldum! Lâkin bir süre sonra ekran altında beliren bir kaç satır bu hayretimi izâle etdi. Meğer bu tez A.Ü. İlâhiyât Fak.'sinde hazırlanmış! Yâni şu Fazlur Rahman nâm modernistin müridlerinin yuvalandığı tekke! Nitekim müellife hanım bu müridliğini o gece bihakkın isbât ve izhâr etmişdir. Bütün tezlerini (hâşâ) "Kur'ân'ın tarihselliği" zırvasına istinâd eden iş bu hâtun kişi müdhiş mantık ve insicâm kabızlığı çekmektedir. "Gûyâ" kaydıyla zikredip sahih olmadığını îmâ etdiği bir Hadîs-i Şerîf'i işine geldiğinde delîl olarak zikretmesi başka ne ile îzah olunabilir ki?
Hem "tarihsellik" zırvasına zâhib olmuş; Allah'ın açık buyruklarını dahî "tarihseldir, bağlamaz" yaftasıyla gâyet rahatça rafa kaldırmış biri için Hadîs-i Şerîfler sahih olsa ne olur, olmasa ne olur... bunun ne ehemmiyeti var ki? "Efendim tarihseldir... bizi bağlamaz" de, çık işin içinden! Bunların mevzû olduğunu isbât için kırk dereden su getirerek tez yazmaya ne lüzûm var? (dostlara "pazar"da arz-ı endâm endişesinden gayrı) Nitekim Hulki Bey de -gâyet haklı olarak- bu ironik ve akıllara ziyân tablo karşısında dayanamayıp sordu: "Peki bu Dîn'in neresi evrensel?"
Evet, her emri (hâşâ) tarihsel olan bir Kitâb'ın neresi evrensel? Bizim Müslüman olmamızın ne ma'nâsı var? Genel ilkelerse (zînâ etmeyin, adâletli olun, iyilik edin, kötülük yapmayın v.s...) onlar bütün dinlerde ve hatta kıytırık ideolojilerde bile bulunabilir... niye Müslüman olalım ki?!?!
Dedik ya, mantık, insicâm, akıl, îzân... hakk getire.
Bu sancılı tablo, ancak, karınlardaki "modernizm" kurdu ile îzâh olunabilir! Midesinde bu kurd olanın Kur’ân ve Sünnet/Hadîs’i hazmetmesi elbette ki beklenemez!
Ne diyelim, Cenâb-ı Hakk ıslâh buyursun!
12.02.2002

Y.N.Ö., iddialarının gayr-i ilmîliği bir kenara, kelimenin bütün anlamıyla bir çelişkiler yumağıdır! Bunu, bu kitabı vesîlesiyle bir kez daha görmüş olduk. Aslında Y.N.Ö.'ü tartmak için onun iddialarının hakîkatini tetkîke bile lüzûm yokdur. Hiç bir İslâmî ilimle ilgisi olmayan ciddî bir okur, sırf söylediklerindeki bu çelişkilere bakarak onun dikkate değer biri olmadığını açıklıkla anlayabilir. Ayrıca, görmediği kaynaklara atıfda bulunması, kaynaklardan keyfine göre/tahrîf ederek nakillerde bulunması, hatta ve hatta Âyet-i Kerîmeleri dahî pervasızca çarpıtarak "meâllendirmesi" gibi kat'iyyen ilim ahlâkıyla bağdaştırılamayacak daha bir sürü özellikler iş bu Y.N.Ö.'de bihakkın bulunmaktadır. Bunun çarpıcı örnekler için Ebubekir Sifil'in şu kitaplarını okumak yeterlidir:
Ebubekir Sifil, Modern Fetvalar Çağdaş Hurafeler-I, Ankara, Alperen neşriyât, 2001.
Daha ayrıntılı/teknik bir tenkid için ise şu eser okunmalıdır:
Ebubekir Sifil, Modern İslâm Düşüncesinin Tenkidi-I, İstanbul, Kayıhan neşriyat.

11.02.2002

Aşağıda, Ahmed Kılıçaslan imzasıyla yer alan yazıdaki muhâkeme cidden çok enteresandır! Bununla birlikte -Türkçesindeki ifâde yetersizliğinden dolayı- anlaşılması da zor. Hazretin zu'munca dışarıdaki soğuğa karşı bizi muhâfaza eden Y.N.Ö.'dür!?! Ve minelgarâib!.. Ya şuna ne demeli: "işte bu misal gibi (Ebubekir Sifil'in söz konusu eseri kastedilmektedir, y.h.)günümüzde islama karşı insafsız bir şekilde saldırı yapılmaktadır." el-İnsâf! İslâm'ı tahrîb eden, onunun surlarında gedik açmaya çalışan Y.N.Ö. değil de Ebubekir Sifil Hocamız oluyor, öyle mi?! Pes doğrusu, pes...! Ebubekir Bey'e "Îmân hakîkatleri" üzerine kitab yazmayı tavsiye buyurmuşsunuz! İyi de kardeşim Ebubekir Bey, o îmân hakîkatleri dediğiniz şeyin dibine dinamit yerleştiren Y.N.Ö.'e cevâb veriyor, anlamıyor musunuz? O Y.N.Ö. ki -ilmî ahlak yoksunluğundan, tutarsızlığından sarf-ı nazar (bunların hepsi Ebubekir Bey'in kitaplarında açık-seçik isbât edilmişdir)- Hadîs'in, Sünnet'in üzerine düşürmeye çalıştığı gölge ile, Âyetleri tahrîf etmesiyle en büyük bozgunculuğu irtikâb etmektedir. Böyle biriyle mücâdele etmek, ona reddiye yazmak ilim ehli her Müslümânın boynunun borcudur Ahmed Bey! Ve şükür olsun ki Ebubekir Sifil gibi bir Hocamız bunu lâyıkıyla îfâ etmektedir. Hâl böyleken nasıl oluyor da Ebubekir Bey bozguncu oluyor, hayret doğrusu!
Sizi Y.N.Ö.'ü ve Ebubekir Sifil'i iyi anlamaya dâvet ediyorum kardeşim, vesselâm.
(Not: Orada burada herkese meydan okuyan Y.N.Ö., Ebubekir Bey'in canlı yayında tartışma teklifinden ısrarla kaçmıştır ve hâlâ daha kaçmaktadır! İbret alına!!!)