E-Dergi

Tarih ve hukuk kavramlarına ilgi duyanların, özellikle lisans ve yüksek lisansını bu alanlarda yapacakların, bu kitabı okuma listelerine alması en doğru hareket olacaktır.
Batı Roma İmparatorluğu ykılınca Avrupa`da ortaya çıkan en güçlü halk Franklardır. Dağınık halde yaşayan Franklar, Clovis liderliğinde tek çatı altında toplanmışlar, güçlü bir devlet kurmuşlardır. Frankların kralı Clovis, topraklarını genişletmiş, Hristiyanlığı kabul etmiş ve papalıkla iyi ilişkiler kurmuştur. Pek çok bilim insanına göre faaliyetlerinin en önemlilerinden biri de, atalarından gelen sözlü yasaların yazıya geçirilmesini emretmesidir. Erken Orta Çağ Germen halklarının VI. yüzyıldaki hayatına ışık tutmaktadır. Hırsızlıklar, adam kaçırma ve yaralamalar, cinayetler, kölelerin durumu, hayvanlara verilen önem gibi pek çok konuda bilgi edinmekteyiz. Erken Orta Çağ gibi yazılı belgenin son derece az olduğu bir dönemle ilgili olması önemini daha da artırmakta, Avrupa yazılı hukukunun temelini oluşturmaktadır.

Borges'e kitap okuyan Alberto Manguel'i bilmeyen kaldı mı bu alemde? Kendisi entelektüel bir çevirmen, editör ve deneme yazarıdır. Şu sözü onun okuma aşkını çok iyi aksettirmektedir: "Okur Manguel, yazar Manguel ile ilgilenmiyor."

Manguel'in romanlarından sonra gelen üç novellasından biri olan 'Ayrıntılara Aşık Adam' ilginçti doğrusu. Hikayedeki karakter, yazarımızın arka kapaktaki anlatımıyla dünyayı bütünden ayrı tanımlanabilir parçalar halinde görme yeteneği olan Vasanpeine'dir. 'Keşke gördüğü ayrıntıları daha farklı şekilde özümseyebilseydi bu çılgın Fotoğrafçı' demeden duramıyorum. Okursanız ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız.

NOT: Benim ayrıntılarım her zaman güzel, bunda iddialıyım arkadaş.

Yıllar önce Tüyap Samsun Kitap Fuarı'nda tanıdığım @kadiraydemir77 beyefendi sayesinde @yitikulke yayınlarından pek çok kitap edinmiştim. Şimdi bu kitaplardan biri olan Şeytan Disko'yu büyük bir zevkle okudum. Yazarı @yaprinka yı naçizane tebrik etmek istiyorum. Nasıl müthiş bir kurgudur o. Heyecanla iki günde kitabı bitiriverdim. Sınavları okumak olmasa daha da kısa sürerdi ya neyse.

Gençler ille de şöhret olmuş yabancı gerilim ve polisiye yazarlarını okuyacağım derken, kendi yurdunun küçük yayınevlerini ve onların yazarlarını gözden kaçırıyor. Bence çok yazık ediyorlar ve kaliteli kitap okuma fırsatını kaçırıyorlar.

Gelelim kitabın konusuna ki çok ayrıntı vermeyi sevmem. Çünkü kimsenin okuma hevesini kursağında bırakmak istemem. Deniz reenkarnasyon geçirdiğini düşünerek psikiyatrla görüşmeye başlar. İlaç tedavisi görürken, geçmişi ile yüzleşmeye de başlar. Bir deftere anılarını yazarken tüm gerçekler de ortaya çıkacaktır.

1941 İzmir, Ödemiş doğumlu Aydın Engin'i tanıyalım önce. Babası, terzi Sadık Engin, annesi Adalet Engin'dir. Ödemiş Lisesi’nden sonra, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesin'den mezun olmuş. Hukuk öğrenimini bırakıp tiyatroculuğu meslek olarak seçmiş. Tabi üniversite yıllarında Adalet Cimcoz, Tahir Alangu gibi ünlü yazar ve çevirmenlerin ürünlerini daktiloya çekerek yazıcılık mesleğine de adım atmış. 1969 sonunda tiyatro mesleğini kesin olarak bırakıp gazeteciliğe geçmiş. Bu meslekte de habercilikten köşe yazarlığına çapraz bulmacadan röportaja, köşe yazısından yıldız falına kadar hemen bütün dallarda çalışmış.
Kitabımız Engin'in gazetelerde köşe yazarlığı yaptığı sıralardaki Tırmık köşesi yazılarından derlenip yeniden tırmıklanarak oluşturulmuş. Dönemin siyaseti ile ilgili çok ilginç tespitlere de rastladığımız kitap bence oldukça okunası olmuş. Ben yine İstanbul ile ilgili betimlemelere hayran kaldım. Yazarın samimi ve akıcı üslubu, güçlü kalemi ile bence herkes tanışmalı.

Selçuk Altun'un ilk romanı "Yalnızlık Gittiğin Yoldan Gelir" in devamı olan "Bir Sen Yakınsın Uzakta Kalınca" romanı da Oktay Rıfat şiirinden almış adını. İlki ile karşılaştırma yaptığımda, aldığım tat buruklaştı ikinci kitapta. Sanki sırf ikinci kitap yazılmış olsun diye, içerisine fazlaca sapkınlık katılarak ilgi çekilmeye çalışılmış gibi geldi bana.

Bazı kitaplar, bazı filmler tadında, dozunda bırakılmalı. Sırf satılsın, okunsun, izlensin diye seriye çevrilmemeli. İşin büyüsü gerçekten kayboluyor.