E-Dergi

Orwell’ın 1930 İngiltere’sinde sınıf atlama özlemi içindeki az gelirli insanların yaşamını eleştirel tarzda ele alan antikapitalist romanı. İsmini dönemde statü simgesi olarak görülen bir zambak türünden alır. Orwell kitaba bir de sosyalist karakter ekleyerek sosyalizm fikirlerini de dile getirmiştir. Zaten Wigan İskelesi Yolu kitabında sosyalist olduğunu bizzat ifade etmiştir. Kitap her Orwell romanı gibi okunması gereken bir kitaptır.

Devrimci edebiyatın başyapıtlarından biri olan bu kitapta Steinbeck bizi Kaliforniya'daki meyve bahçelerinde çalışan işçilerin grevine götürüyor. İşçi sınıfının sömürülüşü ve sosyalizm gibi konulara önemli vurgular yapan duru ve akıcı bir dile sahip, mükemmel bir kitaptır. James Franco'nun başrolünde oynadığı 2016 yapımı filmle beyazperdeye de taşınmıştır.

Büyük ihtimalle birçok kişi önce filmi izlemiş sonra kitabını okumuştur Dövüş Kulübü'nün. Hatta belki sadece filmi izlemiştir. Ama şu bir gerçek ki Palahniuk bu işi gerçekten iyi yapıyor. Yeraltı edebiyatını bana sevdiren adam. Kesinlikle kitaplığınızda bulunması ve okunması gereken muhteşem bir kitap.

Literatüre girmiş Oblomovluk terimiyle tarihe geçmiş bir kitap. Klasik doğu ve batı kültürünü kıyaslıyor ve ister istemez insan okurken kendini sorguluyor. Kalın ama okuması kolay akıcı.

Ses ve Öfke'den sonra hayranı oldum William Faulkner'ın. Sıradaki kitabı da Abşalom, Abşalom! oldu. Öncelikle şunu söylemek istiyorumki bir oturuşta 100-150 sayfa okuyabileceğiniz bir kitap olarak düşünüyorsanız kesinlikle uzak durun! Kolay kitap okuyucularının harcı değil bu kitap. Zor bir metin. Yeri geliyor bir parantez kapanmak bilmiyor, yeri geliyor bir açıklama cümlesi sayfalarca sürüyor. Kitap bittiğinde tadı kesinlikle damağınızda kalıyor. Ama ülkemizde mi yoksa tüm dünyada mı hakettiği ilgiyi görmemiş bir kitap gibi geliyor bana. İnsanların okuduğu ve binlerce satan o saçma kitaplara bakınca hakkını veremediğimiz bu şaheserler için üzülmemek elde değil.