E-Dergi

çankaya'yı okuduğumda duyduğum haz ile bu kitabını da okudum yazarın. ancak aynı tadı aldığım söylenemez. bunun en büyük sebebi herhalde yazarın bu eseri yazdığında henüz 20li yaşların başında olmasıdır. kitapta osmanlının son dönemlerinde ne kadar başarısızca yönetildiğinin ve devletin ne kadar zarara uğratıldığının hikayeleri anlatılmış. bu eserin çok da orjinal olmadığı düşüncesindeyim.
ayrıca kitapta özellikle peygamberler hakkındaki ifadeleri de çok beğenmedim. yazar inanmıyor olabilir ama yaşadığı topraklardaki insanların yani bir anlamda okuyucu kitlesi olacak olanların inanışlarına saygı göstermesi gerekirdi diye düşünüyorum.

"düşünüyorum öyleyse varım"ın yorumlanması sonucu bu güzel masal ortaya çıkmış. romanda bahsedilen her kişinin bir hikayesi bulunmakta.
bunun yanında kullanılan dil osmanlıca olsa ve tarih de osmanlı dönemi olsa da tarihi hiçbir isim ve olay eserde bulunmamakta. bu da kitabın ilginç bir yönü...

kitabı bir psikolog arkadaşın tavsiyesi ile aldım ve okuduktan sonra kendisine defalarca teşekkür ettim.
kitapta akıcı ve anlaşılır bir türkçe kullanılmış. okurken farkına varmadan sayfalar akıp gidiyor.
bir türk yazar tarafından yazıldığından ifadeler ve örnekler daha kendime yakın geldi
birçok kitaptan farklı olarak kesin yargılara varılmamış ve birçok konuda durumun kişiye göre değişeceği belirtilmiş. bu da daha inandırıcı bir hava yaratmış.
kitabı küçük yaşta çocuğu olanlara kesinlikle tavsiye ediyorum ancak hap bilgilere ulaşmak isteyen anne babalar için çok da uygun değil.

yazarın kültür ve medeniyet üzerine yazdıklarına söylenecek birşey yok ama konu milliyetçiler ve diğerleri konusuna gelince eserde birçok mantık hatası yapıldığı görülmektedir.
Yazar, "Milliyetçiler, milli kültürü temsil ettikleri ve "yerli" bir formül getirdikleri için, halk ile çabucak kaynaşacaklarını, onlardan istedikleri desteği -siyasi ve iktisadî- kolayca görebileceklerini düşünürler." gibi bilimsel bir temeli olmayan yoruma açık genellemelerden yararlanmaya çalıştığı görülmektedir.
Cumhuriyeti kuran inkılapçı aydınlar ise entellektualist olarak tanımlanmış ve bu tanıma dayanılarak zora gelmeyen, lafçı, genellikle orjinal fikir üretemeyip dışarıdan alan, orjinal fikir üretse de bir işe yaramayan, siyasi mücadeleleri sadece şahsi mücadele olarak gören, utanma duygusundan mahrum, sosyalist görüşlere kolayca kapılan vs.vs. şeklinde genellenmiştir.
Yazar fikirlerini desteklemek için ise örneğin 1923-1950 arası dönem ile 1823-1850 yıllarını karşılaştırmış ve sanki diğer tüm şartlar aynıymış gibi cumhuriyet döneminde sadece görüntüyle uğraşılmış gibi hissettirmeye çalışmıştır.
bunun gibi daha birçok konuda yanlış mantık hatası yapılmıştır.
sonuç olarak ben eserin taraflı olarak kaleme alındığını düşünüyorum.

bu kitap aslında genel olarak tüm tarih kitaplarında anlatılardan özellikle atatürkün yanında bulunanlar ile ilgili birçok bilginin eksik verildiğini çok açık ortaya koyuyor. aslında atatürkün gerçekten ne kadar yalnız olduğunu anlamak için okumak şart.
gerçekten atatürkü ve kurtuluş savaşını öğrenmek isteyen her türk artık yabancı yazarların taraflı kitaplarından vazgeçip o zamanı yaşamış bizden birilerinin eserlerini okumalıdırlar. bu kitap da bu eserlerin başında geliyor.