Kitabı okumadan önce dışarıdan bir gözün kurtuluş tarihimizi daha objektif bir gözle anlatacağını düşünüyordum ancak böyle olmadığını gördüm. ingiltereden kusursuz bahsedildiği, nadiren ortaya çıkan yanlışların da kişilere yüklendiğini okuyorsunuz. osmanlının iki gemisine ingilizlerin haklı olarak el koyduğunu, mondros mütarekesinde ingilterenin osmanlı tarafını tuttuğunu, aslında osmanlı topraklarında gözü olmadığını vs. düşünmeye zorluyor.
Bunun yanında Atatürk hakkında yazdıklarını ard arda sıraladığımda içkiye ve kadınlara düşkün olduğu, insanlara değer vermeyip onları çıkarları için kullandığı, kitap okuma konusunda başarısız olduğu, çok kararsız olduğu ve akşam verdiği kararların büyük çoğunluğunu sabah iptal ettiği, devlet işlerini içki masasından yürüttüğü, kadınlardan istediğini aldığı istemediğini bir kenara attığı vs. vs. pek de objektif olmadığını görüyorsunuz.
Birçok yazarda gördüğüm ve garipsediğim bir konu aynen bu kitapta da geçmekte. Sözleri ciltlerce kitap yapan Atatürk'ün düşündüğümde batılı kültürle ilgili bir sözü bile aklıma gelmezken birçok yazar Atatürk'ün batı hayranı olduğu ve ülkemizi batılılaştırmaya çabaladığından bahsetmekte. Acaba bu fikre hangi sebeplerle kapılıyorlar.
Kitap Atatürk’le ilgili birçok ayrıntıya yer vermesine rağmen birçok yerde bahsedilenler arasında kopukluklar bulunmakta. Her ne kadar Atatürk'e hayran bir yazar olduğu düşünülse de Atatürk'ü küçültücü ayrıntılar her fırsatta kullanılmaktadır.
Atatürk’le ilgili bir şeyler okumak isteyenler bana göre öncelikle “Tek Adam, Çankaya ve Nutuk'tan başlamalılar.